Pineal bez
önemli bir nöroendokrin organdır. Talamus arka
bölümünde yerleşir ve bir sap aracılığı ile 3. ventrikül
tavanına bağlanmıştır. Küçük konik şekilli olup 5-8 mm
uzunluğunda 3-5 mm genişliğinde ve 120-150 mg
ağırlığındadır. Pineal gland kan akımı yeterliliği
yönünden 4 mililitre/dakika/ gramlık değer ile
böbreklerden sonra 2. sırada gelir.
Pineal bezin hormonal aktivitesi diğer hormonal
organlardan farklı olarak sinirsel uyarıya bağlıdır.
Işık ve karanlık pineal bezden melatonin salgılanmasının
düzenlenmesinde belli bir öneme sahiptir Genel olarak
ışık melatonin yapımını azaltır karanlık ise
artırır.Işık uyarıları pineal beze retinadan başlayan
kompleks bir sinirsel yolla ulaşır . Genel olarak
insanda pineal bezin 7 yaşına kadar büyüdüğü kabul
edilir ileri yaşlarda glia ve bağ dokusu hücrelerinde
artış, kist gelişimi gösterir.Yaş artışı ile birlikte
pineal bezde sekresyonun atılımı sırasında
kalsiyum tuzlarının çökmesi ile meydana gelen beyin kumu
oluşumları görülür.
İnsanda pineal bez anne karnındaki gelişimin 36. gününde
küçük bir divertikül şeklinde gelişmeye başlar. Sinir
uyarımının bağlantısı ise 60. günde başlar. Pineal bez
hipotalamus da yer alan küçük bir nükleus ile
birlikte biyolojik saat gibi çalışır Biyolojik saatler
bir organizmada zaman ölçmeye yarayan hücresel
yapılardır. Pineal bez sirkadian bir ritimde ve
karanlıkta sargıladığı melatonin hormonu vasıtasıyla
vücudun diğer kısımlarına zaman sinyalleri gösterir.
Böylece günün ve yılın farklı zamanlarına bağlı
fizyolojik siklusların düzenlenmesinde görev
alır. Gün uzunluğundaki mevsimsel değişiklerin
yorumlanmasını ve özellikle üreme fonksiyonlarının
kontrolünde önemli bir role sahiptir. Pineal bezin
özellikle hipotalamus - hipofiz - gonadlar (üreme
organları) sistemi üzerine etki gösterdiği
belirtilmesine karşın hemen her hormonal organ ile
fonksiyonel bir ilişki içinde olduğuna dair çalışmalar
vardır Pineal bezden salgılanan melatonin beyin omurilik
sıvısına ait tüm biyolojik sıvılara ve büyük olasılıkla
da tüm dokulara dağılır. İnsanda birçok vücut sıvısı ve
dokularında (kan, idrar, tükürük, lenf, amniotik sıvı
(bebeğin anne karnında içinde bulunduğu sıvı) , sperma
retina ve siatik sinir) melatonin ölçülmüştür Ayrıca
melatonin anneden bebeğe plasenta yolu ile yeni
doğanlarda sütle geçmektedir. Sonuç olarak pineal bezde
melatonin sentezi arttığı anda kandaki titreleri de
yükselir. Kanda yarılanma süresi 10 ila 40 dk arasında
olan melatonin başlıca karaciğerde ve ikinci derecede de
böbreklerde metabolize olur. Melatonin kandaki
konsantrasyonu yaşa bağlı olarak değişmektedir. Yeni
doğanlarda kan melatonin konsantrasyonu düşük olup 3.
aya kadar artmakta ve bu aydan sonra günlük melatonin
ritmi belirginleşmektedir.8 yaş civarında kanda maksimum
düzeyine ulaşır ve ergenlik döneminde belirgin bir
şekilde azalma gösterir. Ergenliğin gecikmiş olduğu
durumlarda melatonin düzeyinde artış gözlenmiştir.Kan
melatonin düzeyi ergenlikten sonra sürekli bir azalma
göstermektedir.
Melatoninin nonendokrinolojik Etkileri ( hormonal
olmayan etkileri )
İmmun fonksiyonunun arttırılması; Melatonin
salgısının azalması immun cevabı azaltıcı bir etkiye
sahiptir. Melatonin sentezinin engellenmesi durumunda
bağışıklık reaksiyonlarında azalma gözlenmektedir.
Uyku ritminin düzenlenmesi; Melatonin
gece boyunca düşük düzeyde salgılanması uykunun
azalmasına ve bu sebeple uykuya doyum ihtiyacının
artmasına neden olmaktadır. Akşamın erken saatlerinde
yeterli miktarda melatonin salgılanmaz ise uyuma
güçleşir, sekresyon devam etmediği takdirde gece
uyanmaları görülür. Pineal bezden fazla miktarda ve uzun
süre melatonin salgıladığı durumlarda ise uyku isteği
devam eder
Kardiovasküler sistem üzerinde koruyucu etkisi;
Melatonin kanda
kolesterol seviyesini düşürmekte, atheroskleroz (damar
kireçlenmesi) ve hipertansiyon riskini azaltmaktadır
Lokomotor aktivite üzerinde inhibitör etkisi; Yüksek
dozda melatonin uygulanması motor fonksiyonlarda kayıp
ve kaslarda gevşemeye neden olmaktadır.
Vücut ısısının düzenlenmesi ;
Hipotalamusun ön
bölümündeki ısı merkezi ana ısı merkezidir Bu sahadaki
nöronlarda melatonin bağlantıları bulunur.Melatonin bu
sahayı etkileyerek vücut ısısında düşüşe sebep
olmaktadır
Antioksidan etkisi; Sol
yıllarda melatonin en etkili antioksidan olduğu ileri
sürülmektedir. Bu etkisi E vitaminine göre 2, glutasyon
peroksidaz etkisine göre ise en az 5 kat daha
fazladır. Melatoninin güçlü antioksidan etkisinin yanı
sıra nöral dokularda glutasyon peroksidaz aktivitesini
(GPA )artırmak gibi bir fonksiyonu daha vardır. Beyin
GPA sının gece daha yüksek olması yüksek melatonin
düzeyi ile yakından ilgilidir.Melatonin hem yağda hem de
suda çözünebilir özelliğe sahip olması sebebi ile
vücudun her hücresine nüfus edebilir ve bu sebeple de
vitamin ve mineral antioksidanlara göre çok daha
etkilidir.Melatonin hücresel düzeyde mitokondriye nüfus
eden bir kaç antioksidandan biridir.Bu sebeple
melatonini diğer antioksidanlardan ayıran önemli yanı
mitekondrıal oksidasyon hasarından korumasıdır. |