Yazdıklarım ve yazacaklarım haddimi çok aşıyor olabilir.
Çok cesur bulunabilir. Ama FITRAT gereği mütevazi olayım
darken birimsellikte hapsolmak istemeyen biriyim. Sadece
tefekkür ediyorum. “Bunlar gerçektir” demiyorum. Çünkü
GERÇEK tanımlanabilir, kelimelerle ifade edilebilir
değildir. Dolayısıyla tabii ki kendime ait
tefekkürler GERÇEK değildir. Bana gelen ilmin
kapasitemce değerlendirilmesidir. Bununla birlikte
kaynağından gelen ilmi yanlış aktarmaktan tüm
varlığımla Allah’a sığınır ve Ehlinden af dilerim…
Konumuz varlığın birbirini programlaması ve Fıtrat
Fıtrat; kişinin varoluş programı. Acaba ezelde bir
zamanda kişinin yapısı programlandı, kişi de o
programını mı yaşıyor?...
Ezel- Ebed zihne ait olduğuna gore ve AN; TEKse acaba
programlanma her an mevcut olabilir mi?
Biliyoruz ki Tek bir AN da
tüm evren oluştu. Tek Şuur seyretmeyi diledi, tüm evreni
kendi manaları ile oluşturdu. Evren çok boyutlu tek kare
resim. Yani resim de tek aslında. Birimler ve fıtratlar
bizim beş duyumuza göre var. Özetleyelim, Şuur tek,
resim tek, fıtrat yani program tek. Daha doğru anlatım
AHADÜSSAMED…
Bir ressam olduğunuzu ve
tablo yapmak istediğinizi düşünün. Önce tablonun ne
anlatmak istediğine kara verirsiniz. Sonra detaylandırır,
renkleri düşünür fırça darbeleri ile yaparsınız resmi.
Her fırça
darbesi diğerine gore bir varlığı olduğunu düşünse de
aslında o çok boyutlu tek kare resim içinde bir
enstantanedir sadece
Çok boyutlu tek kare resim, frekans okyanusu tek bir AN
içinde oluştu ve bitti.
Nokta sayretmek istediği manayı diledi.
Ve birime gore süreç başladı.
Önce string oldu.
Her zerrede olduğu gibi
stringde şuurun kendisi, evrenin bütün bilgisi mevcut.
Ama onda aynı zamanda Sühendan olma hedefi de mevcut.
Çünkü nokta Sühendan olmayı dilediği anda başladı
yolculuğuna. Ama Sühendanı beş duyu kaydına sokup bir
suret olarak düşünmeyelim. Hiç suretlere inmeyelim.
Frekans Grubu diyelim. Çünkü
evren frekans okyanusu ve
biliyoruz ki biz suretlendiriyoruz onları
Stringe dönelim.
Her bir katmanda mevcut birimlerin amacı, bir üst yapıya
veya katmana çıkmaktır. FATIR ın programı böyle açığa
çıkartır birimleri
diyor Ehli. Yani string aşama aşama kemalatını
tamamlayacak. Kuant olacak, atom olacak, molekül olacak.
Portakala geçecek, ordan sperme geçecek. Ve bir
yumurtaya aşık olacak. Çünkü o spermde Sühendan adlı
birimin bütün programı mevcut ve dolayısıyla fıtratını
açığa çıkarmak isteyecek.
“Aşk için kişinin Fıtratında olan ama açığa çıkaramadığı
manalara kapılmasıdır”
diyor Ehli. Kişi yoktu değil mi?... Frekans Grupları
vardı. Bunu en ufak birime indirgeyin.
En ufak birimde de bu
tekamül arzusu vardır ve bu arzunun da adı aşktır bence
Her birim, her frekans kendindeki manayı açığa
çıkarabileceği mahalli bulunca ona doğru çekilir. Alt
bilinç üst bilince doğru çekilir.. Evrensel sistemin ilk
kurallarından biridir bu.
Evet string sperm oldu. Yumurtaya aşık oldu. Ve Sühendan
ortaya çıktı.
Sühendan devrini tamamlayacak. Fıtratında olan ama açığa
çıkaramadığı manalara doğru yönelecek. Bazen “Bir
suretin aşkı” diyecek buna bazen de “Daha üst bir
bilince aşık oldum” diyecek.
Yöneldiği ile programlanacak beyni. Yönelimin adı; Aşk.
Programlama mekanizmasının adı da Ayna Nöronlar olacak.
Ayna nöronlar sadece bizim beyin dediğimiz yapıda yok.
Aslında evrenin her bir zerresinde kopyalama sistemi
mevcut. Evrimin mekanizması bu. Stringler birbirini
kopyalıyor, frekans grupları birbirini kopyalıyor. Ve
sistemin tekamülü gerçekleşiyor
Tüm evrenin tekamülü ve mikroevren beynin tekamülü…Mekanizma
aynı…
Yöneldiğiniz frekans grubunu kopyalıyorsunuz.
Yöneldiğiniz frekans grubu ile programlanıyorsunuz.
Bazen adı “Aşk”, bazen “Eğlence” oluyor. Bazen adı
“Yemek- içmek” bazen “Bedenin ihtiyacı”. Ama siz bir
frekans grubusunuz ve muhatap olduğunuz ya da
yöneldiğiniz frekans grupları ile programlanıyorsunuz
her an.
Düşüncelerinizden de
sorumlusunuz. Her bir düşünceniz bir hücre grubunu
aktive ediyor.
Düşüncenizin frekansı ile programlanan hücre grubunuz
siz farkında olmadan diğer hücre gruplarını programlıyor
ayna nöron sistemi ile.
Bedeniniz frekans grubu,
beyniniz frekans grubu, düşünceleriniz frekans grubu.
Beş duyumuzla ayırmışız bunları. Gördüğümüze beden,
görmediğimize düşünce ve zihin demişiz.
Evrende esmaların yani
frekans gruplarının iletişimi, aşkı, savaşı, dansı var.
Her birimiz mikroevren. Bizde de frekans gruplarımızın
iletişimi, aşkı, savaşı dansı var
Beyin; kendinde üst frekansı açığa çıkarabilen frekans
grubu.
Beden yapısı gereği alt frekans gibi görünmekle birlikte
bedeni beynin üst frekansa programlanması için
kullanıyoruz. Nasıl mı. İbadet adı altındaki
çalışmalarla.
Beyninizi tefekkürle, esma zikri ile, bir üst bilince
yönelim ile üst frekansa programladınız. Ama siz sadece
beyin değilsiniz. Bu programlamaya bedeniniz eşlik
etmeli ki evreninizde manalarınız dansetsin. Birbiriyle
uyumlansın. Beyinde üst mana açıldıkça ibadetin artması
bundandır. Bundandır risaletten yıllar sonra namazın
gelmesi. Namazın once 2 vakitle başlaması. Zamanla
artması. Önce risalet geliyor sonra bedeni programlıyor
Bazen de yediklerimiz , içtiklerimiz, beraber
olduklarımız beynimizi alt frekansa programlar. O zaman
ibadet eder bedenimizle beynimizi üst frekansa
programlarız.
Beynimize, bedenimize, beyinde her an var olan
enstantanelere, veritabanımıza ve veritabanımızdan çıkan
düşüncelerimize ayrı varlıklar vermeyelim…. Hepsine
frekans grubu ya da mana diyelim.
Önce kendi evrenimizdeki frekans okyanusunu farkedelim.
Bu frekans okyanusunun noktadan yani kuantum
potansiyelden çıktığını düşünelim. Şuur açığa çıkmamış
olan boyutumuz olduğuna gore saydığım bütün frekans
gruplarının ötesindedir. Mutlak BEN dediğimiz,
dolayısıyla ne zihin ne beden ne de beyindir.
Şuur varlığı programlıyor. BEN beynimi programlıyorum
İşte salt şuurun, mutlak BEN dediğim varlığın bütün
evrenimi oluşturan manaların çıkış noktası olduğunu
bildiğimde kendime, evrenime öyle bakıyor ve en üst
frekanstan programlıyorum kendimi..
BEN seyretmeyi diledi BEN tüm evreni var etti.
Evren seyir gereği ayrı manalar gibi açığa çıksa da bu
sadece kendinden kendine olan vukufudur..
Bunun da adı AŞK tır …
Selam olsun kalbinde AŞK
ı bulanlara. Selam olsun alemleri AŞK la seyredenlere…
Allahu alem… |