Sevgilide Yolculuk

Gediz Demir
 

Seven sevdiğiyle beraber iken yollarda hep sevgilisini görürmüş; an be an onunlaymış; ama "sevilen" bunu bilmezmiş. Birden, bu sevginin getirdiği bir bilinç sıçraması ile sevdiğinin gözlerinden bakıvermiş;bir de ne görsün;gözlerinden baktığı "sevgilinin sevgilisi" varmış...

Bu bir hüsran tablosu gibi algılansa da seven, sevdiğini böyle algılamamış, çünki programında sevmek varmış;yoksa adına sevmek denilebilir miydi? Sevgilinin sevgilisini de sevmeye karar almış, programın içeriği böyleymiş. Program böyle olsa da sevgilinin sevgilisi bundan hiç haz etmemiş.Sevgilinin sevgilisi isyan dolu sözlerle karşılamış kendisini; bu yüreğini derinden yakarmış;lakin programın içerdiği bilgi sevgi yüklü olduğu için, isyana isyanla karşılık vermek yokmuş. İsyanlar durulduğu vakit gönülden gönüllere yolculuğa çıkmış...

Şimdi çok uzaklarda, bazen sevgilinin eli ayağı olacak kadar yakın. Bazense bir ilahi programın yazgısı olarak, sevgilisine satırlardan görünürmüş.

Ne yediği yedik, ne içtiği içtik, ne de gördüğü gördükmüş! Mekânı, kendi bedeni değilmiş. Fukaranın avuçlarından salınan dualara layık olmak için,ufaldıkça ufalmış;sonsuzda yokluk kadar küçülmüş, görünürde ise koca cüssesiyle gülümseyen bir yolcuymuş o.

Sevgilide kaybolacağı aklına bile gelmezmiş.İşte yokluğa uzanan hazin öykü böyle...

Ardından bir yazarın notunu aktarayım sizlere, not şöyle:"Görünürde koca bir cüssesi olduğu söylense de ben onun derununda bir hiçlik alemi gördüm; çünki keyfi fiiller ortaya koymazdı o, her bir fiili ilahi bir programın eseriydi.O beyinlerin kuantumunu değiştiren hakkaniyet kökenli sıfatlardan ibaretti.Billahu demeyi severdi.Bunun hep bir şifre olduğunu söyler dururdu."

 

 

 
 
Gediz Demir
Fen Edebiyat Fakültesi
Fizik Bölümü