|
TABU !.. Astrolog Nuran Tuncel ile müşterek
hazırladığımız yazıda, Güneş tutulmasının getirebileceği etkilerden
bahsederken, özellikle vurguladığımız husus şuydu; “Bu tutulum, yeniden yapılanmayı getirecektir.” Sabah Gazetesinin güçlü yazar kadrosunda ilk
sıralarda bulunan, Vitrin rumuzlu köşenin yazarı Yavuz Donat, 21.9.1999 tarihli
‘Böyle Gitmez’ başlıklı yazısında, bakın neler söylüyor: “Dün, deprem sonrasını konuştuk. Devletin
yeniden yapılanmasının ne kadar acil olduğu görüldü...” Gel de Astrolojiye inanma!.. Ancak, inanmamak, sizde ‘tabu’
haline geldiyse, yine reddetmeye devam edeceksiniz... Cumhuriyet Gazetesinin Bilim Teknik ilavesi, bence
başarılı bir Astrolog olan Yasemin Boran’a ‘Hürriyet Falcısı’ etiketini
yapıştırarak depremin Güneş tutulması ile ilgisinin olmadığını ispatlama yoluna
gitmiş. Dergideki “Gök cisimlerinin yeryüzünü
etkilemeyeceğini öne süren makalede özetle şöyle deniliyor; “Her ne kadar
Hürriyet’in falcısı Yasemin Boran, gök cisimlerinin depreme yol açtığını iddia
etse de, bunların başta yer sarsıntısı olmak üzere, toprak kayması, çığ gibi yer
hareketlerine neden olma olasılığı, bir devenin iğne deliğinden geçebilmesi
olasılığından daha küçüktür” Yine aynı sayfada; Gel git olaylarının Ay ve Güneş’in etkisiyle
oluştuğuna, mesafe arttıkça çekim gücünün azaldığına değinilerek, diğer
gezegenlerin de böyle olayları meydana getirebildiği,ancak dayanılan matematiksel
hesaplara göre gel-gitlerin önemsenmeyecek ölçülerde ve karadakinden daha küçük
olduğu belirtiliyor. Görüldüğü üzere, Galilei’yi Engizisyon mahkemesinde süründüren zihniyet,
günümüzde de aynen devam etmekte... Anlaşılıyor ki,”kutsal sayılan kimi
insanlara, hayvanlara,
nesnelere dokunulmasını, kullanılmasını yasaklayan, aksi yapıldığında zararı dokunacağı
düşünülen inanç” ya da “yasaklanarak korunan nesne,sözcük,
davranış...” şeklinde tanımlanan tabu kavramı ile bilim yan yana
gelebiliyor ve bazı bilimsel görüşleri korumak ,saklamak adına, onun dışında
kalanlar, yok sayılarak dışlanabiliyor . Diğer taraftan, Tübitak’ın Eylül ayında
yayımladığı Bilim ve Teknik Dergisinde ‘Nasa Tutulma Deneyinde Heyecan verici
Sonuçlar” başlığında Güneş tutulmasının, Dünyanın kütle çekiminde
değişiklik yarattığı ifade ediliyor. Nasa araştırmaları, 1970 ve 1980 yıllarında
yapılan üç ayrı ölçümün, dünyanın kütle çekiminde, tutulmayla ilgili birtakım
anormalliklerin varlığını doğrulayabilecek sonuçlar verdiğini ortaya koyuyor. Yani, bir anlamda gök cisimlerinin, yer cisimleri ile
irtibatta oluşunun belirtileri... Bu derginin de “Astrolojinin soyut nedenlere
dayandığı” gerekçesiyle yazımızı yayımlamaktan kaçındığını hatırlıyorum
da,kütle çekimlerinin izahını nasıl yapabileceğini merak ediyorum... Önyargı bilimsel düşünceye yakışır mı? Günümüzde tapınma haline gelen mistik
çalışmaların gereğinin, Ay ve Güneşin hareketlerine bağlı olduğunu Hz.
Resulallah bin dört yüz sene evvel söyledi... O yönde birçok Hadis bulunmakta... Yakın zamanlarda yaşadığımız felaketlerin ve daha
birçok olayın ‘Güneş ile Ay’ın yörüngesel hareketleriyle bağlantılı
olduğunu, bunu ifade etmenin de bilime ters düşmediğini düşünüyorum. Haftaya görüşmek
dileğiyle... Ahmet
F. Yüksel |
||