Nüzul sırasına göre 15 ve 16. sıralarda nazil olan
Kevser ve Tekasür surelerine bir yaklaşım denemesi ...
Kevser
; Çokluğun ifrat derecesi, Kesret’in gayesine eren
durum...Tam tafsil... Sünnetullah Ma’rifeti... Kur’an...
İslam... Cennet’te Hz.Rasûlullah s.a.v.in Havz’ı (tüm
cennet nehirlerinin kaynağı; ondan içenin bir daha
susamayacağı )
Tekasür”
(çokluk övünüşü, çoğaltma yarışı; çokluk, kesret, çokluk
kuruntusu anlamlarına geliyor.
Birbiri ardına inzal olan ve her ikisi de görünüşte
çokluk anlamına gelen Kevser ve Tekasür surelerinin
nasıl bir bağlantısı olabilir ve nasıl kendimizde
bulabiliriz.
Önce surelere sonra da kendi iç dünyamıza dönüp bakmaya
çalışalım...
108- KEVSER SURESİ
Bismillah'ir-Rahman'ir-Rahîm
1-)
İnna a'taynakel Kevser;
Muhakkak ki biz verdik sana O Kevser'i!
2-)
Fe salli li Rabbike venhar;
O hâlde
Rabbin için salât yaşa ve
(benlik)
kurbanı kes!
3-)
İnne şanieke hüvel'ebter;
Muhakkak ki sana hıncı olan var ya, asıl odur ebter
(soyu kesik)!
102- TEKÂSUR SURESİ
Bismillah'ir-Rahman'ir-Rahîm
1-)
Elhakümüt tekasürü;
Tekasür
(zenginlik ve sülaleniz)
sizi aldatıp oyaladı!
2-)
Hatta zürtümülmekabir;
Öylesine ki mezarlıkları ziyarete gittiniz.
3-)
Kella sevfe ta'lemun;
Hayır!
Yakında
(vefat ile)
bileceksiniz.
4-)
Sümme kella sevfe ta'lemun;
Sonra
(yine)
hayır, yakında bileceksiniz.
5-)
Kella lev ta'lemune ılmel yekıyn;
Hayır!
İlm-el yakîn
(olarak vefattan önce)
bilseydiniz!
6-)
Le terevünnelcahıyme;
Andolsun, cahîmi mutlaka görürdünüz!
7-)
Sümme leteravünneha aynel yekıyn;
Sonra
yemin olsun onu
(cehennemi)
kesinlikle ayn-el yakîn-gözlerinizle göreceksiniz.
8-)
Sümme le tüs'elünne yevmeizin anin naıym;
Sonra
andolsun, elbette sorulacaksınız o süreçte
nimetlerinizden.
Biz
sana O Kevser i verdik !...
Kime
?
Mutlak BEN e . BEN diyebilene...
Kuantum potansiyeldeki DATA da , sonsuz bilgide her an
açığa çıkan salt manalar , sonsuz olasılık nehrini
oluşturur her an. Başka deyişle tüm cennetlerin kaynağı
Kevser tüm frekans gruplarının, tüm evrenin kaynağı, her
olasılığı her an barındıran salt manalardır.
Nokta diledi Kevseri. Kevserden oluşturdu evreni,
frekans okyanusunu ve frekans okuyucusu beynimi. Bu
frekans okyanusunda, frekans okyanusunun
suretlendiricisidir beynim. Beş duyusuyla sınırsız
frekanslardan seçer, her an evrenini oluşturur.
Salat ım yani yönelişim benliğime, benlik kayıtlarıma
olursa beynim de bu şekilde kaydeder alt frekans olarak
algıladıklarımı. Adeta kaynaktan değil, sonsuz
nehirlerden birinin bir damlasından beslenmeye
çalışırım.
Salat ım özüme olursa kaynağım epifizmde her an açığa
çıkmakta olan salt manalar, en üst frekans yani Kevser
olur.
Aslında tüm evren Kevserle hayat bulur ama Kevser i
bilen yine kendini mutlak şuurda bulandır.
Üst
frekanstan bakabilen, gözlemci olabilen beyin her an
sonsuz olasılıktan evrenini dilediğince oluşturur.
Sonsuz olasılıktan kendi lehine olanını devreye sokar.
Böylece beynim , bilincimde ve bedenimde açığa çıkan
manalar, Kevser den kaynağını almış , Besmele sırrı ile,
Rahman ve Rahimiyeti ile hayat bulmuş ırmağımdır.
Kuantum potansiyelden çıkan en üst frekans dalga dalga
akar, akar da benimle, bedenimle, beynimle yaşam bulur.
Beynim frekans okyanusunun çözücüsü. Çözümleyip
kaydedicisi. Gelen frekansları çözer , suretleri,
olayları kaydeder. Sonsuz frekans okyanusunun vücud
bulmuş suretlerinin kütüphanesidir beynim. Geçmiş
kayıtların, mezarlıkların , gelecek hayallerinin, kimlik
bilgilerinin arşividir.
Böylece beynim gerçekte TEK olan sonsuz frekans
okyanusunda kendi sanal çokluğunu yaratır. Bu sanal
çokluktur TEKASÜR . Resim gibi algıladığım beynimdeki
elektrokimyasal akımlar zaman zaman film şeridine dönen
yaşam nehrim olur.. Geçmişten geleceğe aktığını
sandığım, gerçekte hem geçmişin hem geleceğin aynı anda
vücud bulduğu olasılık okyanusumun mükemmel bir tiyatro
sahnesinde tek gösterimlik şovudur aslında.
TEK
gösterimlik olması gereken, ama defalarca gösterime
soktuğum anılar ve hayaller silsilesi...
Kevseri verdik hitabını alan mutlak BEN in, seyrinde
olduğu zihinsel süreçlerim...
Nokta diledi, kendini bedende buldu. Kendini kendine
perdeledi
Nokta dilediğinde perdeliliğinden adım adım kendine
dönecek, yine mutlak şuurda kendini bulacaktır. Bunun
için de Kevser suresinde önerilen salatı yaşayacak,
yönelimi özüne olacak, benliğini de kurban edecektir. Bu
da elbette birimsel benliğinin yaşantısında yani
Tekasür süreçlerinde olacaktır
Kevserde mutlak BEN e hitap eden salt manalar, Tekasür
de mutlak BEN tarafından gözlemlenecek, Tekasürdeki şaki
ya da said yönlerinin en kemaliyle açığa çıkışı sonucu
KENDİNİ TANI yacak ve daire tekrar noktaya doğru
yönelecektir.
Kendine dönüş için, Kevser için seyr başlayacaktır
Tekasürde
Böylece BEN seyre başlarım alt frekans dediğim
kayıtlarıma yavaş yavaş BEN farkındalığıyla
Hakikatimi , tanımsız ve kayıtsız noktamı yaşamam için
önce ne OLMADI ğımı farketmeli, bunun için de sahte
benliğimi tanımalıyım. Her mananın kemali gerekir. Bu
birimsellik de olsa...
Sahte benliğim oluşur zamanla. Ve ben severim alt
frekans kayıtlarımı. Yaşadıklarımı, kayıtlarımı
depolamayı, zenginleştirmeyi, sonra da dönüp dönüp
raflardan çıkarıp izlemeyi. Tekasür suresindeki gibi
biriktirdiklerimi görmek için geçmişe gider mezarlık
ziyareti yapmayı severim. Yeniye açık olmak, her an yeni
Şan da olanın bizzat kendim olduğunu bilmek, bilsem de
idrak etmek zor gelir bana. Nostalji de güzeldir ayrıca.
Var oluşun tarihi , adeta temelleridir. Dedim ya kendini
tanımak için, ne olmadığını anlamak için bazen mezarlık
ziyaretleri de gereklidir...
Bilinç korkularıyla, yarar sağlama derdiyle inşaa
ettiklerini kaybetmeye başlayınca uyanmaya
başlayacaktır. Sahipliklerinin vefatı ile , ego can
çekişmeye başlayacak, cehennem gibi görünen bu süreç
Rahmet olacaktır kişiye...Özünden en uzak an, üst
frekanstan mahrum kalınan en karanlık anda başlar
arayış. Dibe batmış zihnin karanlığında benzer
frekanslar yetmeyecektir. En karanlık anda, egonun
acziyetini ancak ! hissettiği anda , özünden gelen ‘
gerçek bu olamaz değil mi!!’ hitabını duyacaktır insan.
Birimselliğin kendini en YOK hissettiği andır Hakikat in
sesini duyabildiğimiz an. Zihnin çığlıkları susmuş, ego
yorulmuş geri çekilmiştir. Ortalıkta tuhaf bir sessizlik
vardır. Bu sessizliktir aslında Gerçeğin sesi. Bu
sessizlikten gelir ilk farkındalık işareti.
Önce
bulamaz kelimeleri. Hissetiğini , kelimelere
dökemediğini arar. Arayışını anlamlandıramaz, ta ki ilim
karşısına çıkana kadar.
Okudukları, işittikleri özünden gelen sese tercüman
oldukça yüreği genişler. Yüreği genişler ilmin yüksek
enerjisi ile. Ve kendini seyretmeye başlar.
İlim
, idrak oturdukça , İlmel Yakin halini yaşadıkça egonun
aslında kendini hayata bağlayan zincirler olduğunu
farkeder. Bu ilim olsaydı daha önce bu kadar
sahiplenmez, cehennemi önceden farkederdim der zaman
zaman bu farkındalıkla
Sahiplenilenler kaybedildikçe, kayıtlar geri çekildikçe,
aşk gelip kalpte krallığını ilan etmeye başladıkça
evrende bir mürşid, bir maşuk, bir rehber olarak
suretlenip gelecektir. Bazen de bir sevgilinin gül yüzü
ile selamlayacaktır insanı. Bu aşk cennet yaşantısı gibi
gelir önce
Herşeye sırtını döner ve AŞK ına odaklanır.
Bir
kendi bir de aşık olduğu suret vardır. Aslında yolculuk
AŞIK la Maşuk un BİR lenmesi, önce AŞK ın kalması ve
hiçlikte yok olmasıdır.
Ama
Aşık kişide suretsiz AŞK gerçeği hemen açılmaz ki. Aşık
önce kavuşmak ister, elde etmek ister, kavuşamaz yanar.
Daha ego devreden çıkmamıştır ki. İkilik devam
ediyordur. Henüz sevgilide yok olunmamıştır. YOK olmak
kolay mıdır !
Başta ego aşkın enerjisi ile öyle güçlenir ki kişinin
beşeri manalarının gücüne güç katarak ortaya çıkarır.
Kıyıda köşede sessiz kalmış bütün benlik kayıtları coşar
sanki. Mezarlık ziyaretleri bu aşamada da yapılır. Ego
yine döner biriktirdiklerine. Hepsi ortaya dökülür.
Aşkın hırsı bilinçaltındaki kayıtları mıknatıs gibi
çekip yüzeye çıkarır. Kişiyi bunlarla yüzleştirir. Hırs,
arzu gibi istekler tavan yapar. Aşk yakar benliği.
Sevdiğinde yok olmaya başlar. Bu aşk ateşi cehennem olur
kişiye. Çünkü hala kavuşulacak, yakin olunacak ikinci
bir varlık vardır. Aşık olduğunun kendisi olduğunun
henüz farkında değildir. Ama kimse cehenneme uğramadan
cennete gitmeyecektir değil mi.
BEN
bu aşkla yavaş yavaş komutayı ele almakta, kişiye Aynel
Yakin halini yaşatmaktadır. Aynel Yakin haldeki kişi
birimselliğinin ve terkibinin dışına çıkmaya başlar.Ve
kendinde bulmaya başlar Kevser in sonsuz sınırsız en
üst frekans enerjisini. Kevser için Tekasürde AŞK
yaşatılmaktadır adeta...
Böylece aşık cehennem ateşine atar tüm kayıtlarını
farkında olmadan.
Alt
frekans kayıtlarımız Ebter olsa da , başka bir bakışla
doğmamış, doğurulmamış olan Hakikatimiz dir gerçek
anlamda Ebter olan. Ebter e taşıyan aşk süreçleri devam
etmektedir. Aşık Ebter olduğunu farkedene kadar
yanacaktır
Aşk
ın her frekans boyutunda yaşanma şekli var benim kendi
düşünceme göre. Ama aşk surete de olsa, bir mürşide de
olsa benliği yakacak, üst frekansa taşıyacak kadar güçlü
bir frekanstır. Belki en üst frekansıdır. Çünkü gerçek
AŞK ta benliğe yer yoktur...
Beynimizle oluşturduğumuz sanal çokluğumuzda yani
Tekasür süreçleri ile kendimizi tanımak, hiç var
olmadığımızı farketmek, Hiçlikten , Kevser le yeniden
hayat bulmak dileğiyle... |