oplumsal
yaşamda kadınlara kafayı takan erkekler çoğunlukta...
Daha doğrusu
kadın hâllerine...
Hem onsuz
yapamaz, hem de şikâyet etmekten geri duramazlar.
Ben, objektif
davranmak ve dayanışma prensibiyle bu nadide varlıkların yanlarında
olmak gereğini hissediyorum...
Zira, Mutlak
Yaratıcı, her şeyi bir ölçüt içinde var ederken kadına ayrı
bir değer vermiştir.
Hz. Resulullah
(s.a.v), "Dünyanızdan bana üç şey sevdirildi, Kadın, gözümün
nuru namaz ve güzel koku" sözleri ile bu realiteye temas
ediyor.
Kadın, sadece
dünya hayatında değil, mekân ve zaman kavramı ile anlatılamayan
Cennet yaşantısında da erkeğin düşlerinde yatan bir simgedir.
Dikkât
ederseniz, yaşantımızın büyük bir bölümüne, hatta tümüne
kadın eşlik etmektedir. Tarladan en çağdaş çalışma alanlarına
kadar onun faaliyetlerine rastlayabilirsiniz .
Nasıl ki bir müsabaka
seyircisiz oynandığı veya televizyondan izlenme imkânı bulunmadığında,
alışılanın aksine bir havası olmaz, bir tat vermezse kadınsız
bir dünyanın da bu şekilde olabileceği tahmin edilmelidir..
Günümüzde,
değişik dinlere mensup insanlar, farklı inançlarla yaşayan kadınlarla
evlenebiliyor.
Kadın sevginin
simgesidir.
Erkek genelde
sevgiyi bir kadında yaşar. Başka bir erkeği kadını sevdiği gibi
sevemez. Bu, doğanın veya sevginin kanunudur.
Ancak,
erkeklerin kadınlara güzelliğini vurgulayacak şekilde iltifat
etmesi ya da sevgisini dile getirmesinin cinsel taciz sayıldığı,
suç unsuru teşkil ettiği bir toplumda, iki cins arasındaki yakınlık
da frenlenmektedir. Bu anlayış, tamamen toplumun kapasitesi,
seviyesi ile alakalıdır.
Kur'an ,
"Evlenme imkânı bulamayanlar ise, Allah lütfu ile kendilerini
varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar..." (Nur /
33)
ayetiyle, kadını
erdemli bir yaşama teşvik ederek desteklemektedir.
Asla bir roman
hüviyetinde olmayan Evrensel Kitap Kur'an-ı Kerim'in, erkekten ayırt
etmeyerek kadını Halife olarak tayin ettiğini belirtmesi,
"Halifeliğin mutlaka cinsiyetle varolduğu" ve erkeğin kadına
göre ön planda yer aldığı yargısına uyarı mahiyetindedir. Çağdaşlığın
inanılmaz boyutlarda ve ileri safhalarda olmasına karşın, internet
Web sitelerinin çoğunlukla kadın ile ilgili bölümlerini teşkil
etmesi, erkeğin cinsel ihtiyacından ziyade, onunla bütünleşme
arzusundan kaynaklanıyor. Geleneksel aile yapısının çözülmeye
başladığı ve türlü koşulların etkisi altında yalnız yaşamayı
tercih edenlerin giderek arttığı bir ortamda, kadınlar sosyal
faaliyetlerini çeşitli sahalara yayarken, erkekler kendilerine kapanıp
maalesef "küskün" bir hayatı tercih ediyorlar. İngiltere'nin
Essex Üniversitesinde yapılan bir araştırma, yalnız kadınların
bilgi ve becerilerini artırma eğilimi içinde olduğunu, erkeklerin
ise kelimenin tam anlamı ile perişanlık örneği sergilediğini,
duygusallıklarının o nedenle ileri safhalara vardığını
belirtiyor.
Yalnız kalan
erkeklerin sıkınıtı içinde televizyonla özdeşleşip yiyeceklere
düşkünlük göstermesinin, aşırı kilo almasının, yağlanmış
göbekleri ve kat kat olmuş gerdanları ile hantal görünüme bürünmelerinin
bir nedeni de budur.
"İnsan şuurunu
perişan eden hastalıkların başında içten pazarlık,
samimiyetsizlik ve riyakârlık gibi huylar gelmektedir. Münafıklığın
en tipik özelliği, kalp hastalığıdır." (Bakara 10)
Kadında bu tip
yaklaşımlar son derece azdır, o iyi niyetli, saf ve temizdir.
Evrende her şeyin
"Hassas bir denge" ile varolduğu dikkate alındığında,
kadını mutlaka bu yönlü değerlendirmek, en mantıklı davranış
biçimi olmalıdır. Zira iffetini koruyan arzularını duygularıyla
açığa vurmayan ve onları çok değerli şeyler gibi saklayan,
beklenen, özlenen kadının gerçekten buna hakkı vardır.
Ahmet F. Yüksel
|