Gerçek, “Var
Olan” demektir. Bir şey varsa gerçektir. Kâinat, Rabbin Sözüdür,
Rabbin Sözü (Kün-OL) Gerçektir. O, “La Raybe fih” tir,
‘Şüphesiz’ demektir; “Gerçek” olan demektir.
Allah’ın Sözü Gerçektir, Vaadi Gerçektir. Kâinat ve Ahiret
Gerçektir, Çünkü Rabbin Sözüdür.
Gerçek, Ağır bir kelimedir. Çünkü, yalnız Rabdendir.
Allah’a inanmak demek; onun “Sözlerine ve Ahirete” inanmak
demektir. Esasen, Şüphesiz Gerçek olan, Allah’tır. Bu yüzden
Allah’a inanmakla, Allah’ın Sözüne ve Ahirete inanmak aynı
şeydir.
Kâinatın gerçekliği - varlığı ve Allah’ın sözü olması ile; Allah
arasında İLKA - ALAKA – (Kavuşturma – Bağlantı), Gerçeği
görmeyenler / Örtenlerin zihninde, Kopuktur.
Bu yüzden, Allah ile; Kitap-Kâinat ve Ahiret Birliğinden Şüphe
içindeler.
Bunlar Kâinatı, yani Allah’ın Sözü olan Gerçek Kitabı, Allah’tan
Ayrı Zanneder.
“Onlar Rablerine Kavuşma (LİKA-İ Rab) hakkında şüphe içindeler”
“Onlar Ahirete Kavuşma (LİKA-EL Ahiret) hakkında şüphe
içindeler”
Çünkü onlar Rableri ile Varlık arasında bağlantıdan – birlikten
ayrılığa dönmüşler ve Birliğe bakmıyorlar.
“La Raybe
Fih” (Onda Şüphe Yok) kelimesi, Kuran’da bir Kitap-Kâinat için
bir de Ahiret için kullanılmıştır. Çünkü ikisi de Allah’tandır
ve ikisi de Onun Sözüdür, yani Gerçektir.
Turgut Sak
İstanbul-01.03.2005
http://sufizmveinsan.com
|