SADİ...
İran
Edebiyatının önemli şair ve yazarlarından biri olarak kabul edilir.
Asıl adı, Ebu Abdullahmüşerrifûttin bin müslih eş- Şirazi’dir.
(1213-1292) * Konuşmadan bir köşede oturan sağırlarla dilsizler, dilini tutamayan kimseden daha üstündür. * Ağızda dil nedir, a akıl sahibi? Hünerli kimsenin hazine anahtarı değil mi? İçerdeki cevahirci midir, çerçi midir, kapı kapalı iken kim ne bilecek? * Akıllının önünde susmak terbiye gereği ise de, sen yeri gelince söylemeğe bak. İki şey insanı çileden çıkarır: söylenecek yerde ağız açmamak, susacak yerde lakırdı etmek. * Eğer cenk eri isen, öyle bir kimseyle savaş ki, ya ona ihtiyacın olmasın, ya da kaçıp ondan kurtulabilesin. * Bahçenin gülünde beka ve gül mevsiminde vefa yoktur. Zaten bilgeler “ kalıcı olmayan şey gönül bağlamağa deymez “ demişler... * Düşün, sesini ondan sonra çıkar ve “ kes “ dedirtmeden önce sözü kes. * İnsan hayvandan konuşmakla üstündür. Ama doğru konuşmazsan hayvanlar senden üstün olurlar... *
Fareyi tutarken
kedi aslandır; kaplanla savaşınsa fareye döner.. *
İyilik için söylenen yalan, fitne
koparan doğrudan iyidir... *
Her sözü padişaha geçen kimse iyilik dışında bir şey söylerse
yazık olur. *
Yeryüzünün en küçük dağı “
Tur “ dur. Ama Allah katında değeri en yüce olan da odur... *
On tane derviş bir kilimde uyur da iki
padişah bir iklime sığmaz. *
Allah adamı ekmeğin bir yarısını
yerse öbür yarısını yoksullara verir. Padişah, yedi ülkeyi alsa
bile, bir başka ülkenin sevdasındadır... *
Tıyneti kötü olan kişi iyilerin nurunu kabul etmez. Kabiliyetsizi
terbiye etmek, kubbede ceviz durdurmak gibidir.. *
İnsanla birlikte büyüse bile, kurdun eniği yine enik olur.. *
Çorak toprak sümbül bitirmez. Kötülere
iyilikte bulunmak, iyilere kötülük etmek gibidir... *
Ben kimsenin gönlünü kırmayabilirim.
Ama hasetçiye ne yapayım, o kendiliğinden azap içinde... *
Adem oğulları aynı vücudun uzuvlarıdır.
Çünkü aynı cevherden yaratılmışlardır. Felek bir uzva elem
getirirse, öbürlerinin huzuru kalmaz. Ey başkalarının acısıyla
kaygılanmayan, sana insan demek yakışık almaz... *
Nimet içinde iken dostluktan söz açıp,
kardeşim! Diyeni dost sayma. Dost, dostunun elini onun perişanlığında,
çaresizliğinde tutan kimsedir.. *
Mazlumun gönül dumanının zalime ettiğini, kızgın ateş üzerliğe
yapamaz... *
Aslan hayvanların başında gelir. En
adi hayvansa eşektir. Oysaki akıllıların hepsi, yük çeken eşeği,
adam paralayan aslandan üstün görürler. *
Her an sana lütufkar olan kişi bu
uzun zamanda bir defa sana sitem ettiyse onu hoş gör. *
Dostuna sana düşmanlık edebilecek
kadar kuvvet verme. *
Alemde zaten vefa yok imiş, yahut şu
zamanda herkes vefasız. Kimse yoktur ki; ok atma ilmini benden öğrensin
de sonunda beni nişan almasın. *
Koyun çoban için değildir. Belki çoban
onun hizmeti içindir. *
Dünya dirliği çöl gibi rüzgarı gibi geçti. Acılık da, tatlılık
da, güzel de, çirkin de geldi gitti. Zalim sandı ki bize zulmediyor;
ettikleri kendi boyunda kaldı, bizden geçip gitti. *
Kükremiş fille savaşa kalkışan kişi, akıllı kimsenin nazarında
adam değildir. Gerçek adam odur ki; öfkelense dahi saçma söylemez. *
Kendi ekmeğini yiyip oturmak, altın
kemer takıp el pençe divan durmaktan hoştur. *
İnsan iyilik de etse, kötülük de etse kendisi içindir. *
Başkalarının ayıbını senin önünde
sayıp döken,senin ayıbını da mutlak başkalarına söyleyecektir. *
Allah’ın kapısından kovulan kimse
her yana koşar. O’ nun çağırdığı, kimsenin kapısına koşmaz. *
Pas yeniği demirin küfünü cila vurup gideremezsin. Kara yürekliye
öğüt vermenin ne faydası var. Demir çivi taşa girmez ki... *
Esenlik günlerinde düşkünleri bırakma. Yoksul gönlü almak belayı
savar. Dilenci yalvara yakara bir şey isteyince ver. Yoksa zalim zorla
alır. *
İçini yemekle doldurma ki orada marifet nuru göresin. Burnuna kadar tıkındığın
için hikmetçe boşsun. *
Dünyalığımız yok mu, derde düşeriz; olunca da gönlümüz ona takılır.
*
Yoksulun sabrı zenginin ihsanından üstündür. *
Onu bunu yoklamak ayıp değildir, elverir ki; “ artık yeter “
dedirtmeyesin. Eğer sen kendini kınayabilirsen, başkaları seni ayıplayamaz. *
Yaptığı sözüne uymasa bile, bilginin sözünü sen candan dinle. İddiacının
lafları boştur. Uyuyan uyuyanı nasıl uyandırır. *
Engin deniz taş atmakla bulanmaz. Gücenen bir arif henüz sığ sudur. *
Kendine zarar gelince katlan. Çünkü affetmekle günahtan arınırsın.
Mademki her şeyin sonu topraktır, sen, toprak olmadan önce toprak ol. * Acele yürüyen yol arkadaşı senin yoldaşın değildir. Gönlü sana bağlı olmayan kimseye gönül bağlama. * Hısımın dindarlığı, takvası yoksa hısımlık bağlarını kesmek, akraba sevgisi taşımaktan daha iyidir. *
Allah’ı tanıyan bir yabancı için, O’ na yabancı olan bin hısım
feda. *
Bilge, söylenmemesinden zarar geleceği
zaman söze başlar ve yememekten canına doyduğu zaman lokmaya uzanır.
Şüphesiz sözü hikmet olur, yemesi de sağlık getirir. *
Kişi az yemeği adet edince, gelen sıkıntıyı kolay karşılar. Eğer
bolluk içinde can beslemişse, bir darlık görünce mihnetten ölür. *
Asık suratlıdan bir şey isteme, onun kötü huyundan elem duyarsın.
Gönlünün gamını anlatacaksan bir kimseye anlat ki, yüzünü görünce
ferahlayasın. *
Acizin eline kudret
geçince, tutar, acizlerin kolunu büker. *
Hırs azgınlığı akıllı adamın gözünü bağlar; tamah, kuşu da
balığı da tuzağa düşürür. *
Birinin gönlünü bir kere kırdın mı,
sonradan yüz türlü iyilik etsen de, o bir tek kırgınlığın öcünden
sakın. Temren yaradan çıkar, acısı gönülde kalır. *
Eğer bir gönül kırdınsa senin gönlün de mutlaka kırılacaktır.
Kale duvarına taş atma, çünkü kaleden de taş gelebilir. *
Dostların sohbetinden ıstırap duyarım.
Çünkü çirkin huylarımı güzel gösterirler. Kusurumu hüner ve
olgunluk sayarlar, dikenimi gül ve yasemin yaparlar. Nerde o pervasız,
küstah düşmanlar ki, bana benim ayıbımı göstersinler... *
Gönle giren her şey göze hoş gelir. *
Can kaygısıyla sevgilinin muhabbetinden gönlü ayırmak dostluğa sığmaz. *
Dost kapısında ölene değil, canını sağ salim kurtarana şaşılır.
*
Kişi nefsinin kötülüklerinden
kurtulabilir. İftiracının zannından kurtulamaz. *
Sen işinle gücünle kalsan da elalemin dilini zaptedemezsin. *
Bir şeye, bir kimseye gönül bağlama. Çünkü gönül ayırmak müşkül
bir iştir. *
Hepiniz kendi ayıplarınızın hamalısınız. Başkalarının kusurlarını
kınamayınız. *
Her işte kendinden üstününü ara, bunu fırsat bil; kendin gibilerle
vaktini heder edersin. *
Bir yoksul yüz türlü uygunsuz iş görse, bunun yüzde birini dostları
bilmezler. Ama sultan bir tek kötülük etse, ülkeden ülkeye ulaştırırlar. * Tam manası ile doğru olduğunu bilmediğin bir sözü söyleme. Karşılığının iyi olmadığını bildiğin sözü de söyleme.
|
|