(Hz.İsa
aleyhisselâm tarafından havarilerinden Thomas'a bizzat yazdırıldığı
rivayet edilen bu sözler, 1945 yılında Yukarı Mısırda Nag Hammadi
bölgesinde, köylüler tarafından mezarlık olarak kullanılan kaya oyuğunda
bakır levhaya sarılı 12 el yazması halinde bir testinin içinde
bulunmuştur. Hazreti İsa zamanında konuşulan Aramaic lisanında yazılmış
bu belgeler üzerinde kiliseler tarafından oynanmamıştır ve bu yüzden
Vatikan bunu kabul etmemiştir.)
(1)
Ve, O dedi:
Bu sözlerin yorumunu bulan ölümü tatmayacak.
(2)
İsa dedi:
Arayan, (aradığını) bulana kadar aramayı bırakmasın! Bulunca şaşıracak.
Ve, şaşkınlıkta kalarak hayran olacak. Ve her şey üstünde, hüküm
sürecek.
(3)
İsa dedi:
Eğer size yol gösterenler; İşte, Melekût göktedir, derlerse o zaman,
göğün kuşları önünüzde gidecek. yok eğer, Melekût denizdedir, derlerse o
zaman, balıklar önünüzde gidecektir. Fakat Melekût hem içinizdedir ve
hem dışınızdadır. Kendi kendinizi bilince, o zaman bilineceksiniz!. Ve
siz, Diri Baba’nın oğulları olduğunuzu bileceksiniz. Lakin kendinizi
bilmezseniz, o zaman fakirliktesiniz (yoksulluktasınız) ve bu yoksulluk,
sizsiniz!.
(4)
İsa dedi:
Yaşlı adam, hayatı sırasında yedi günlük bir sabi‘ye hayatın yeri
hakkında (soru) sormakta gecikmeyecek, Ve o (adam) yaşayacak!. Çünkü,
birincilerin çoğu sonuncu olacak ve BİR olacaktır.
(5)
İsa dedi:
Yüzün önünde olanı bil! Sana gizli olanın üstü açılacaktır. Zira ortaya
çıkmayacak saklı hiç bir şey yoktur.
(6)
Şakirtleri sordular O’na:
Oruç tutmamızı ister misin?
Nasıl dua edelim?
Sadakayı nasıl verelim?
Ve yiyecekte neyi gözetelim?.. dediler.
İsa dedi:
Yalan söylemeyin!.. İstemeyeceğinizi (reddedeceğinizi) yapmayın!. Zira
her şey göğün karşısında açıktır. Doğrusu ortaya çıkmayacak gizli, ve
örtüsü açılmadan kalacak, keşfedilmeyecek hiç bir şey yoktur.
(7)
İsa dedi:
İnsanın yiyeceği o aslana ne mutlu! Ve aslan insan olacaktır;
Ve aslanın yiyeceği insan kirlidir, ve aslan insan olacaktır.
(8)
Ve O, dedi:
İnsan tedbirli bir balıkçıya benzer. Ağını denize atar ve onu küçük
balıklarla dolu denizden çeker. Onlar arasında, tedbirli balıkçı iri ve
iyi bir balık buldu. Küçük balıkların hepsini denize attı, zahmetsiz iri
balığı seçti. İşitmek için kulakları olan işitsin.
(9)
İsa dedi:
İşte ekinci çıktı (tohum ekmeye). (Taneleri) avucuna doldurdu ve serpti.
Gerçekte, birkaç tanesi yola düştü. Kuşlar gelip onları gagaladılar.
Bazıları kayalık yere düştüler, ve ne kök saldılar toprağa ne de göğe
doğru başak sürdüler. Ve (daha) başkaları tohumu boğan (dikenli)
çalılara düştüler, ve kurt onları yedi. Ve öbürleri de, doğru iyi meyve
veren iyi toprağa düştüler; mahsulü altmış nispetinde ve yüz yirmi
nispetinde oldu.
(10)
İsa dedi :
Dünyaya bir ateş attım, ve işte onu sarıncaya kadar koruyacağım.
(11)
İsa dedi:
Bu gök geçecek, ve onun üstünde olan da geçecek! Ve, ölü olanlar
yaşamazlar. Diriler de ölmeyecekler. Ölü olanı yediğiniz günler diriden
yiyordunuz. Nur içinde olduğunuz zaman ne yaparsınız? Siz bir iken ikiyi
yaptınız (hasıl ettiniz). Ama, iki olarak ne yapacaksınız?
(12)
Şakirtleri, İsa’ya dediler:
Biliyoruz ki, sen bizi terk edeceksin. Üzerimizde büyük kim olacak?
İsa onlara dedi:
Bulunduğunuz noktadan adil Yakup’a doğru gideceksiniz: Göğün ve yerin
olan, ona intikal eder.
(13)
İsa, şakirtlerine dedi:
Mukayese edin beni!. Söyleyin kime benziyorum?
Simun - Petrus, O’na dedi: Sen adil meleğe benziyorsun.
Matta, O’na dedi:
Bilge bir filozofa benziyorsun .
Thomas, O’na dedi:
Muallim, ağzım asla kabul etmeyecek kime benzediğini söylemeyi.
İsa dedi:
Senin muallimin değilim, zira kendi ölçtüğün kaynayan kaynaktan içtin
sen, kendi kendini sarhoş ettin, dedi. Ve İsa onu tuttu kendine çekti ve
ona üç kelime dedi:
İmdi Thomas arkadaşlarına döndüğünde arkadaşları ona sordular:
İsa sana ne dedi?
Thomas onlara:
Eğer bana dediklerinden birini size söylersem (yerden) taşları alır,
bana atardınız. Ve o zaman, taşlardan bir ateş çıkar ve sizleri yakardı.
(14)
İsa onlara dedi:
Eğer oruç tutarsanız, kendiniz için bir hata’ya sebep olacaksınız, ve
eğer dua ederseniz, mahkum olacaksınız. Ve, eğer sadaka verirseniz,
ruhlarınıza vereceksiniz. Ve eğer herhangi bir memlekete giderseniz ve
etrafı dolaşırsanız ve eğer sizi kabul ederlerse, önünüze konulanları
yiyiniz, aralarında hasta olanları iyi ediniz. Zira ağzınıza girecek
olan sizi kirletmeyecek!. Ama ağzınızdan çıkacak olan, (işte) sizi
kirletecek olan, odur!.
(15)
İsa dedi:
Kadından doğmamış Olan’ı gördüğünüz zaman yüz üstü yere kapanın (secde
edin), ve O’na tapın (prestij edin). Baba’nız O’dur.
(16)
İsa dedi:
Belki insanlar sanıyorlar ki ben yeryüzüne selamet getirmeye geldim. ve
onlar bilmiyorlar ki yeryüzüne ayrılık getirmeye geldim. Ateş, kılıç,
savaş. Zira bir evde beş (kişi) olacak, üçü ikiye, ve ikisi üçe karşı,
baba oğla, ve oğul babaya karşı olacak. Ve onlar ayakta, münzevi
olacaklar.
(17)
İsa dedi:
Size gözün görmediği, kulağın işitmediği, elin dokunmadığı, ve insanın
yüreğine girmeyeni vereceğim.
(18)
Şakirtleri İsa’ya dediler:
Sonumuz nasıl olacak?. Söyle bize!..
İsa dedi:
Sonu aradığınıza göre başlangıcın perdesini mi açtınız? Çünkü başlangıç
nerede ise, son orada olacak. Mesut o kimsedir ki başlangıçta duracak ve
sonu bilecek ve ölümü tatmayacak.
(19)
İsa dedi :
Mesut o kimsedir ki var idi, mevcut olmadan önce. Benim şakirtlerim
olursanız ve sözlerimi işittirirseniz bu taşlar size hizmet edecektir.
Cennette gerçekten beş ağaca sahipsiniz!. Ne yazın, ne kışın sallanmayan
ve yaprakları dökülmeyen. Onları tanıyan kimse ölümü tatmayacaktır.
(20)Şakirtleri
İsa’ya dediler:
Göklerin Melekûtu kime benzer, söyle bize!.
Onlara dedi:
Bir hardal tanesine benzer O!. Bütün tohumların en küçüğü. ama o
işlenmiş toprağa düşünce, göklerin kuşları için bir sığınak olan büyük
bir sürgün verir.
(21)
Mariam İsa’ya dedi:
Şakirtlerin kime benziyorlar?
İsa dedi:
Kendilerinin olmayan bir tarlaya oturmuş küçük çocuklara benzerler.
Tarlanın sahipleri gelince “tarlamızı bize bırakın!” derler. Onlarsa,
onların önünde tarlayı boşaltmak ve tarlayı geri vermek için,
soyunurlar. Bu yüzden derim ki:
Eğer ev sahibi bilirse hırsızın geleceğini, o gelmeden önce gözetir onu
bırakmamak için kendi Melekûtu’nun evinde delik açıp da öte-beriyi
götürmesin diye. Ama size gelince; Dünya karşısında uyanık olun!. Size
doğru gelmek için haydutlar bir yol bulmasınlar diye büyük bir güçle
beliniz üzerinde doğrulun. Zira gözettiğiniz kazancı, onlar bulacaklar.
Kendi özekinizde (tâ içinizde) uyanık bir insan bulunsun! Meyve
olgunlaşınca, elinde orağı ile çıkageldi, ve hasadı topladı. İşitmek
için kulağı olan, işitsin!
(22)
İsa dedi:
Meme emen çocukları (bebekleri) gördü ve şakirtlerine şöyle dedi:
Melekût’a giden kimselere benzer süt emen çocuklar!.
O’na dediler:
O hâlde çocuk iken mi Melekût’a gideceğiz?
İsa onlara:
İkiyi Bir, içinizi dışınız, dışınızı içiniz, yukarıdakini aşağıdaki gibi
yapınca!. Erkeği ve dişiyi bir tek kılmak için erkek, erkekleşmesin ve
dişi, dişileşmesin diye; Bir gözün yerine gözler, bir elin yerine tek
el, bir ayağın yerine tek ayak, bir suretin yerine tek suret yapınca,
(işte) o zaman Melekût’a gideceksiniz.
(23)
İsa dedi:
Bin arasında birinizi on bin arasında ikinizi seçeceğim ve onlar ayakta,
Bir olacaklar.
İstanbul-
07.08.2003
http://gulizk.com |