(24)
Şakirtleri:
Bulunduğun yeri öğret bize, zira o yeri aramak bize gereklidir, dediler.
İsa onlara:
Kulakları olan işitsin! Dedi. Aydınlık var ışıktan bir varlığın içinde
ve bütün dünyayı aydınlatır. Eğer aydınlatmıyorsa o karanlıktır
(zulmettir).
(25)
İsa dedi:
Kardeşini ruhun gibi sev, gözünün bebeği gibi ona dikkat et.
(26)
İsa dedi:
Kardeşinin gözündeki saman çöpünü görürsün de, kendi gözündeki merteği
görmezsin. Kendi gözündeki merteği çıkarınca, kardeşinin gözündeki saman
çöpünü atmak için daha iyi görürsün.
(27)
İsa dedi:
Dünyada oruç tutmazsanız, Melekût’u bulamayacaksınız!. Eğer Sebt gününde
sebt yapmazsanız, Baba’yı göremeyeceksiniz.
(28)
İsa dedi:
Dünyanın ortasında durdum ve onlara bedende göründüm. Hepsini sarhoş
buldum. Aralarında susamış olan kimse bulamadım ve ruhum insanoğulları
için ıstırap duydu. Çünkü onlar yüklerinde kördüler ve görmüyorlar
dünyaya boş geldiler ve oradan boş olarak gitmeye çalışıyorlar. Ama
işte, şimdi onlar sarhoşturlar. Şaraplarını reddedince (bırakınca) o
zaman zihniyetleri (şuurları) değişecek.
(29)
İsa dedi:
Eğer beden ruhtan dolayı olmuşsa bu bir harikadır; Ama şayet ruh
bedenden dolayı olmuşsa bu bir harikanın harikasıdır. Fakat ben, şunda
hayranım: Bu kadar büyük zenginlik bu fakirliğe nasıl konmuştur!.
(30)
İsa dedi:
Nerede üç ilâh var ilahlar onlardır; Nerede ki, bir yada iki ilâh var,
ben onunlayım.
(31)
İsa dedi:
Hiç bir peygamber kendi köyünde (yöresinde) kabûl edilmemiştir. Hekim
kendisini tanıyanları iyileştirmez.
(32)
İsa dedi:
Yüksek bir dağda kurulan ve kuvvetli olan bir şehir ne düşürülebilir,
(ele geçirilebilir) ne de, gizlenebilir.
(33)
İsa dedi:
Bir, yada öteki kulağınla işittiğini damlarınızda bağır (ilan et). Çünkü
kimse bir ışık yakıp da onu ne kile altına ne de gizli bir yere komaz.
Fakat onu şamdana kor. Tâ ki, gidip-gelenler ışığını görsünler.
(34)
İsa dedi:
Bir kör bir körü yederse (götürürse) ikisi de çukurun dibine düşerler.
(35)
İsa dedi:
Biri, kuvvetlinin evine girsin ve o evi kuvvetle (zorla) ele geçirsin,
mümkün değildir!. Yeter ki O, kuvvetlinin ellerini bağlaya!. O zaman
(da) evini darmadağın eder.
(36)
İsa dedi:
Ne giyeceksiniz diye sabahtan akşama akşamdan sabaha kaygılanmayınız.
(37)
Şakirtleri dediler:
Hangi gün bize görüneceksin ve hangi gün seni göreceğiz?
İsa dedi:
Utancınızdan vazgeçtiğiniz ve elbisenizi küçük çocuklar gibi
ayaklarınızın altına alıp çiğnediğiniz zaman; Diri Olan’ın Oğlu’nu
göreceksiniz. Ve korkmayacaksınız.
(38)
İsa dedi:
Size dediğim bu sözleri birçok kereler duymayı arzuladığınız ve onları
duyacağınız bir başkası da yoktu. Beni arayıp bulamayacağınız günler
olacaktır.
(39)
İsa dedi:
Ferisîler ve yazıcılar bilginin anahtarlarını aldılar ve onları
sakladılar. Kendileri girmediler, girmek isteyenleri de (içeri)
bırakmadılar. Ama Siz, yılanlar gibi tedbirli ve güvercinler gibi saf
olunuz.
(40)
İsa dedi:
Bir asma çubuğu Baba’nın dışına dikildi ve, kuvvetli olmadığı için,
kökünden sökülecek ve telef olacak.
(41)
İsa dedi:
Elinde olana verilecek; Ve (elinde) olmayandan (elinde) az da olsa,
elindeki alınacaktır.
(42)
İsa dedi:
İşlek yol olun!.
(43)
Şakirtleri, O’na dedi:
Bize böyle şeylerden söz açan Sen kimsin?
İsa dedi:
“Size dediğim şeylerden kim olduğumu bilemediniz mi? Ama siz Yahudiler
gibisiniz. Onlar ağacı severler, (ama) meyvesinden nefret ederler ve
meyveyi severler, (ama) ağaçtan nefret ederler.”
(44)
İsa dedi:
Baba’ya (karşı) küfreden affolunacak ve Oğul’a karşı küfreden de
affolunacak. Ama saf Ruh’a karşı küfreden, ne bu dünyada ne de gökte,
affolunmayacaktır.
(45)
İsa dedi:
Dikenli çalılarda üzüm yetişmez ve deve dikenlerinden (de) incir
devşirilmez, Zira onlar meyve vermezler. İyi adam, kendi iyi
hazinesinden iyi şeyler çıkarır. Kötü insansa, yüreğindeki kötü
hazinesinden kötü şeyler çıkarır ve kötü şeyler söyler: Çünkü yüreğin
taşmasından (bolluğundan) kötü şeyler hâsıl eder.
İstanbul-
14.08.2003
http://gulizk.com |