(72)
Bir adam İsa’ya:
Kardeşlerime söyle Baba’mın mallarını benimle paylaşsınlar
dedi.
İsa ona:
Ey adam, kim beni kassam (bölüştüren) yaptı, dedi. Şakirtlerine
döndü, onlara:
Ben kassam mıyım? dedi.
(73)
İsa dedi:
Gerçi hasat bereketli, ama işçiler nadir. İmdi Rabbe niyâz ediniz
hasada işçiler yollasın.
(74)
O dedi:
Muallim, kuyunun etrafında olan çok, ama kuyuda kimse yok!.
(75)
İsa dedi:
Kapının yanında dikilip duran çok var. Ama, düğün yerine
girecekler münzevilerdir. (Monakhos)
(76)
İsa dedi:
Baba’nın Melekûtu, bir inci bulduğu zaman ağır bir dengi olan
tacire benzer. Bu tacir bilgeydi; Dengi sattı, ve tek inciyi satın
aldı. Siz de, ziyan olmayan, yemek için güve’nin yaklaşamadığı,
ve kurdun yiyip bozmadığı yerde duran hazineyi arayınız.
(77)
İsa dedi:
Hepsinin üzerinde olan ışık benim.Bütün Ben’im!. . Bütün,
Ben’den çıktı ve Bütün Bana erişti.Ağacı yarın!. Ben oradayım
; Taşı kaldırın! Beni orada bulursunuz.
(78)
İsa dedi:
Neden kırda dolaşıyorsunuz?Rüzgârın salladığı kamışı mı,
yumuşak esvapları olan bir adamı mı görmek için?Kırallarınız
ve büyükleriniz orada; onların yumuşak elbiseleri var ve onlar
hakikâti bilmeyecekler.
(79)
Cemaatten bir kadın O’na dedi:
Seni taşıyan rahme (karına) ve seni besleyen memelere ne mutlu!
İsa ona dedi:
Baba’nın Kelâmı’nı işiten, ve hakikâti koruyanlara ne mutlu
!Zira şöyle diyeceğiniz günleriniz olacaktır:Gebe kalmayan rahme
(karına) ve süt vermeyen memelere ne mutlu.!
(80)
İsa dedi:
Dünyayı bilen bedeni buldu, fakat bedeni bulana, dünya ona lâyık
değildir.
(81)
İsa dedi:
Zenginleşen kral olsun!. Ve kudreti olan (kudretinden) vazgeçsin!