Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in ilk halifesi Hz. Ebu Bekir'in kızı olan Esma binti Ebi Bekir (r.anha), hicretten 27 yıl önce Mekke'de doğdu. Mü'minlerin annesi Hz. Aişe'den on yaş büyük olup baba bir kardeştirler. Esma'nın annesi Kuteyle binti Abdüluzza'dır. İslam'a ilk girenlerden olan Esma, (r.anha) Mekke devrinde adını ilk olarak hicret sırasında İslam tarihine yazdırmıştır.

Rasûl-i Ekrem (s.a.v) hicret emrini alınca herkesin istirahata çekildiği öğle sıcağında Hz. Ebu Bekir'in evine gitmiş, evde bulunan Hz. Esma ile Hz.Aişe'nin sır saklamayı bildiklerini Hz. Ebu Bekir söyleyince, o gece hicret etme kararı verdiğini ve yanına yol  arkadaşı  olarak da kendisini seçtiğini açıkladı. Hemen yol hazırlığına başlayan Esma ve Aişe deriden bir torbaya azık koyup bir kırbaya da su doldurdular. Kapların ağızlarını bağlamak için ip bulamayınca Hz. Esma (r.an-U) babasının teklifi üzerine   belindeki  kuşağı   çıkarıp ikiye böldü. Bir parçasıyla azık torbasının, diğer parçasıyla da su tulumunun ağzını bağladı. Bundan son derece memnun olan Hz. Peygamber'in, "Allah (cc.) bu kuşağın karşılığında cennette sana iki kuşak versin" diye iltifat etmesi üzerine "zatünni-tâkeyn" (iki kuşaklı) lakabını almıştı.

Rasûl-ı Ekrem (s.a.v) ve Hz. Ebu Bekir (r.a) yola çıkmış ve Sevr Mağarası'na gizlenmişlerdi. Peygamber Efendimiz'i evinde bulamayan müşriklerin başı Ebu Cehil, hemen Hz. Ebu Bekir'in evine gelerek Hz. Esma'dan babasını sordu. Hz. Esma (r.anha) "bilmiyorum" cevabını verince Ebu Cehil elini kaldırıp Esma'nın yüzüne bir tokat vurdu ve küpesini düşürdü.

Hz. Esma (r.anha) Zübeyr bin Avvam (r.a) ile evlenmiş ve ondan Abdullah, Urve. Munzîr, Asım ve Muhacir adlarında beş erkek; Haticet'ül-kübrâ, Ümmü'l-hasen ve Aişe adlarında üç kız çocuğu dünyaya getirmiştir.

Mekkeli Müslümanlar Medine' ye hicret ettiklerinden bu yana iki yıl geçtiği halde müslümanlar arasında yeni bir doğum gerçekleşmemişti. Bunu gören Yahudi ve münafıklar, müslümanların morallerini bozmak için; "Biz müslümanlara sihir yaptık, onların çocukları olmaz" diye propaganda yapıyorlardı.

Hz. Esma (r.anha) Mekkeli müslüman olarak hicri ikinci yılda ilk doğumu yapınca bu olay bütün Medineli müslümanlar arasında sevinç meydana getirdi. Hz. Esma'nın kocası Zübeyr b. Avvam bütün ömrünü savaşlarda geçirdiği için pek malı olmamıştır. Onun savaşlarına ait olayları Hz. Esma bizzat görmüştür. Uhut'da diğer müslüman hanımlar gibi yaralıları tedavi edip savaşan müslümanlara su taşımışlardır.

Rüya tabirinde mahir olan Hz. Esma, bunu babası Hz. Ebu Bekir'den öğrenmişti. Onun en belirgin özelliği son derece cömert olmasıydı. Oğlu Abdullah; annesi Esma ile teyzesi Aişe kadar cömert bir insan görmediğini, teyzesinin eline geçen şeyleri biriktirip belli bir miktara ulaştıktan sonra dağıttığını, annesinin ise eline geçeni ertesi güne bırakmadan hemen verdiğini söylemektedir. Hz. Esma, birgün evde muhtemelen vereceği bir sadakayı sayıp hesaplarken Hz. Peygamber (s.a.v) ziyaretine gelmiş, onun bu durumunu görünce, "Sayma, sonra Allah da sana sayarak verir" buyurmuşlardır.

Cahiliyye devrinde babasından   boşanan   ve sonra da İslâmiyeti kabul etmeyen annesi Kuteyle'nin müslüman olmadığını düşünerek evine alma hususunda tereddüt etti. Durumu Peygamberimiz'e bildirdi. Hakkında Mümtehine Sûresi 8. ayeti nazil oldu. "Allah (cc.) din uğrunda sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmenizi ve onlara karşı âdil davranmanızı yasaklamazdı. Doğrusu Allah (cc.) âdil olanları sever."

Kültürlü ve itibarlı bir ortamda yetişen Hz. Esma, İslâmiyeti en iyi anlayan ve yorumlayanların hemen ilk sıralarında yer alır. Kendisinden 56 hadis-i şerif rivayet edilmiştir.

Mekke'de halifeliğini ilan eden oğlu Abdullah, Haccac karşısında yenilgiye uğramak üzere olduğu günlerde teslim olup olmama hususunda fikrine müracaat edince, şunları söyledi. "Evladım, şerefinle yaşa, izzetinle öl; fakat kesinlikle esir düşme!.."

Abdullah'ın öldürülüp çarmıha gerilmesinden sonra yanına gelen Haccac'a şu hadisi nakletti. "Sakif Kabilesi'nden bir yalancı, bir de bozguncu çıkacaktır. Gördük ki yalancı Muhtar es-Sakafî'dir, bozguncu sensin" demiştir.

Hicri 73'de oğlunun şehit edilmesinden yirmi gün sonra yüz yaşında vefat etmiştir. En son ölen kadın muhacirdir. İleri yaşlarında gözüne perde inmişse de akli dengesi hiç bozulmamış ve dişleri dökülmemişti.

Hamdi Boydak
İstanbul - 16.0
8.2002
 http://sufizmveinsan.com

 


Üst Ana sayfa e-mail