Hz.
Peygamber'in şairi olarak tanınan Hz. Hassan b. Sabit (r.a) 562 M. yılında
Medine'de doğmuş ve 682 M. yılında yine Medine'de vefat etmiş
olup, Cennet'ül Baki-kabristanında defnedilmiştir. Baba ve annesi
tarafından asil bir soya sahiptir. Ensar'ın Hazrec kabilesine
mensuptur. 120 yıllık ömrünün ilk altmış yılını cahiliyye döneminde,
diğer altmış yılını da İslam olarak geçirmiştir. Babası,
dedesi ve bazı yakın akrabaları da
kendisi gibi uzun ömürlü olup yüzyirmi yaşlarında vefat
etmişlerdir.
Peygamberimiz'in
dedesi Abdulmuttalib'in annesinin Hazrec kabilesi Neccaroğulları
koluna mensup olması sebebiyle Hassan'ın Rasûl-i Ekrem'e soy yakınlığı
vardır. Edebiyattaki Na't geleneğinin ilk ve en önemli isimlerinden
biri olarak Hz. Peygamber'i, ashabını ve İslam dinini müşriklerin
hicivlerine karşı şiirleriyle savunduğu için Şair'un-Nebi, Ebu'l
Hüsam (keskin kılıç sahibi) ve Ebu'l Mudarrib (iyi savaşçı) ünvanlarıyla
tanınmıştır. Müslümanlar tarafından şöhret ve hürmete mazhar
olmuştur.
Hz.
Hassan b. Sabit (r.a) altmış yaşlarında iken ikinci Akabe Biatı'nın
ardından müslüman oldu. Müslüman olduktan sonraki hayatı tamamen
Hz. Peygamber'in (s.a.v) yanında geçti. Kendisi bir çocukluk hâtırasını
şöyle anlatıyor: "Ben sekiz yaşlarında idim. Gördüğümü
ve duyduğumu anlayacak olgunluktaydım. Bir sabah Medine'de bir
yahudi bilgini yüksekçe bir yerden diğer yahudilere şöyle
sesleniyordu.
-
Bu gece Ahmed'in doğumuna işaret olan ve mukaddes kitaplarda
bildirilen bir yıldız doğdu! Ahmed'in yıldızı doğdu! Sonra
hesab ettim; bu Rasûlüllah'ın doğduğu geceye denk düştü. Daha
sonraki yıllarda bulunduğu Gassani sarayında yahudi bir din adamından
duyduğu yeni bir peygamberin geleceğine dair sözler üzerine onu
beklemeye koyulmuş, sonuçta Hazrec kabilesinden Medine'de yeni bir
peygamberin geldiği haberini duymasıyla müslüman olmuştur, şeklinde
de başka bir rivayet vardır. O'nun müslüman olmasıyla müslümanlar,
şöhreti Hicaz bölgesini aşıp diğer Arap topraklarına yayılmış
olan güçlü bir şair kazanmışlardır.
Hz.
Peygamber (s.a.v) Hassan için mescidde bir minber kurdurmustur.
Hassan o minber üzerine çıkar kâfirleri hicvederdi! Zira o
zamanlar bir kabilede iyi bir şairin yetişmesi o kabile için en büyük
kudret sebebi, diğer kabileyi zayıf düşürmede en mühim silah sayılırdı.
Peygamberimiz'in vefatından sonra yine mescidde şiir söylemesinin
Hz.Ömer (r.a) tarafından çirkin görüldüğü bir esnada Hz.
Hassan (r.a) şöyle demiştir. "Yâ Ömer! Vaktiyle bu mübarek
mescidde senden daha hayırlı bir zât (Rasûlüllah) hazırken de şiir
inşad ederdim." dedi. Sonra Ebû Hureyre'ye dönerek,
Allah aşkına sana sorarım: Rasûlüllah (s.a.v)'in Hassan'a:
-
Haydi sen de benim tarafımdan müşriklere cevap ver, dediğini ve Yâ
Rab. şairimi Cibril ile teyid buyur! diye dua ettiğini sen işittin
mi? diye sordu. O da, "işittim" diye tasdik etti. İbn-i
Abbas'dan gelen bir rivayette Hz. Peygamberle savaşa katıldığı
bildirilmiştir. Fakat meşru mazereti dolayısıyla katılmadığını
söyleyen araştırmacılar bu konuda çeşitli sebebler söylemişlerdir.
Hz. Hassan b. Sâbit'in Asr-ı Saadet'te meydana gelen bütün önemli
olaylar için bir veya birkaç şiiri bulunmaktadır.
Rasûlüllah
(s.a.v) Mısır'dan Mukavkıs'ın kendisine gönderdiği iki kardeş
cariyeden biri olan Sîrin'i Beyraha malikanesi ile birlikte Hassan'a
hediye ederek onun gönlünü almıştır. Hassan'ın kendisi gibi şair
olan oğlu Abdurrahman bu cariyeden doğmuştur. Diğer cariye kardeşi
Mariye'yi Hz. Peygamber kendisine nikahladı. Oğlu İbrahim ondan
oldu. Her iki kız kardeş yolda gelirken, Rasûlüllah'ın elçisi Hâtib'in
teklifiyle İslam'ı kabul etmişlerdi.
Hz.
Hassan b. Sâbit'in en büyük başarılarından biri 630 yılında
Medine'ye gelen Temimoğulları'na karşı söylediği şiirleriyle
onları mağlub edip müslüman olmalarını sağlamasıdır. Diğer
bir örnek hizmeti ise Mûzeyne kabilesinden put bakıcısı Huzâi'nin
Medine'ye gelerek müslüman olması ve kabilesinin İslam'ı kabulü
hususunda söz vermesi olayıdır ki, kabilesi konusunda başarılı
olamayıp utanıp mahcup olmuş idi. Peygamberimiz (s.a.v) Hassan'a
emir verdi: "Huzai'ye onu gücendirmeden, biatinin icabım hatırlatan
şiirler söyle!" buyurdu. Hassan'da bir takım şiirler söyledi.
Bu şiirler üzerine, tekrar gayretlenerek kabilesine İslam'ı telkin
eden Hz. Huzai, bu defa muvaffak oldu.
Hz.
Peygamber'in vefatından sonra artık iyice yaşlanmış olan Hz.
Hassan b. Sabit bundan sonra bir nevî inziva hayatı yaşamaya başladı.
Yine de şiirler söyledi. Hz. Osman (r.a)'nın şehid edilmesiyle söylediği
mersiyesi bunların en meşhurlarındandır. Hz. Muaviye'nin
hilafetinin son zamanlarında 120 yasında iken vefat etti. Hz. Hassan
(r.a), Hz. Ömer zamanında görme duyusunu kaybetmişti, (r.anh)
Hamdi
Boydak
İstanbul
- 28.01.2003
http://sufizmveinsan.com
|