Saadet asrının mümtaz şahsiyetlerinden birisi de Peygamberimizin sırdaşı olarak bilinen Hz. Huzeyfce b. Yeman (r.a.) idi. Babasının ismi Hisl İbn-i Câbir'dir. El-Yeman lakabıdır. Doğum tarihi ve vefatında kaç yaşında olduğu bilinmemektedir.
Hz. Huzeyfe'nin kabilesi Beni Abs, Hayber ile Teyma arasındaki bölgede ikamet etmekte idi. Hristiyanlık dinine mensubtular. Peygamberimizin İslam'ı yaymaya başladığı ilk zamanlarda bilgi sahibi olmadıkları için, ancak hicretten sonra O'nün zuhurunu haber aldılar. Önce kabilesinden dokuz kişi İslam'ı kabul etti. Bunların arkasından Hz,. Huzeyfe b. el-Yeman (r.a.) ve babası Medine'ye gelip İslam'la şereflendiler. Muhacir veya Ensar'dan sayılmaları konusunda kendilerini Peygamberimiz (s.a.v.) muhayyer bıraktı. Ensar'dan olmayı ihtiyar ettiler.
Peygamberimizle devamlı beraber olanlardan idi. Bedir'de bulunamadı. İlk olarak Rasuli Ekrem'in Uhud gazvesine iştirak etmiştir. Bu savaş sırasında yaşlı babası Hisl ibn-i Cabir ile yine yaşlı sahabilerden Sabit b. Vakş (r. anhüma) Medine'de idiler. Kadın ve çocukların saklanıldıkları kârgi ve metin binaların içindeydiler. İslam ordusunun bozgun haberi gelince, "Ne duruyorsunuz.

Ömürlerimizden birşey kalmadı, Kılıçlarımızı alıp cihat meydanına gidelim" dediler. Her ikisi de muratlarına erip şehit oldular. Yalnız Huzeyfe'nin babası yanlışlıkla bir müslüman taralından şehid edildi. Rasuli Ekrem işin yanlışlığını ona izah ederek babasının diyetini vermek istedi ise de almadı. Neticede diyet olarak verilen bütün malları sadaka olarak dağıttı. Bu hareket Peygamberimizin çok hoşuna gitti.
Hz. Huzeyfe b. el-Yeman (r.a.) Peygamberimizin sırdaşı idi. Kıyamete kadar olacakları ona haber vermişti. Bu sebeble ashab kendisine büyük itibar gösterirlerdi. Bazı ileriye dönük meseleleri ona sorarlardı. Fakat o, bunlara hiç cevap vermezdi. Hz. Ömer (r.a.) zaman zaman fitnenin kendi devrinde mi çıkacağını ağlıyarak sorduğunda, bunu "hayır" sözü ile cevaplandırdı. Memurları arasında münafık olup olmadığını sorduğunda, bir tane var dedi ama ismini vermedi. Hz. Ömer (r.a.) feraseti ile bulup onu görevinden aldı. Ayrıca Hz. Ömer onun bulunduğu cenaze namazında bulunup namazını kılar, bulunmadığı cenazede bulunmazmış.
Hendek gazvesinde bizzat Peygamberimiz tarafından müşrik ordusu hakkında malumat edinmek üzere gönderilmesi olayı meşhurdur. Soğuk, karanlık ve fırtınalı bir gecede çok üşüdüğü halde gönderilmiş, fakat gidip gelinceye kadar hamam içinde gibi olmuş idi. Gerekli bilgileri verdikten sonra tekrar üşümeye başladı. Bu seferde oturduğu kilimin bir ucunu üzerine sarkıtıp salınca tekrar ısınıverdi. Bu görevi esnasında dönüş yolu üzerinde yirmi kadar beyaz sarıklı süvari görüldüğünü de söylemişlerdir.
Ömrü cihadla geçti. Uhud, Hendek, Heyber, Huneyn, Taif vs, savaşlarında bulundu. Veda Haccı'na Peygamberimizle gitti. Hz. Ebu Bekir (r.a.) devrinde Umman'da mürtedlerle savaştı ve oraya emir tayin edildi. Hz. Ömer (r.a.) devrinde Mezopotamya taraflarında savaştı. Nihavend savaşlarına iştirak edip, Hz. Ömer'i şehid eden Ebu Lu'lu'yu esir alıp Medine'ye gönderdi. Medain valiliği yaptı. Medain'e bir hırka ile gitti ve bir hırka ile geri döndü.
Hz. Osman (r.a.) zamanında Azerbeycan ve Ermenistan tararlarının fethine gittiğinde Iraklı ve Suriyeli askerlerin K. Kerim'in okunuşunda kendi kıratlarının doğru olduğu iddiaları ile münakaşa etmelerini Hz. Osman'a bildirerek K. Kerim'in Kureyş lehçesi üzerine çoğaltılmasına sebep oldu.
Peygamberimizden yüzü aşkın hadis rivayet etmiştir. Hicri 36 tarihinde Hz. Osman'ın şehadetinden kırk gün sonra vefat etmiştir. (Radıyallahü anh.)

Hamdi Boydak
İstanbul - 17.
12.2002
 http://sufizmveinsan.com

 


Üst Ana sayfa e-mail