Asr-ı
saadet dönemi örnek ve seçkin İslâm annelerinden biri olan Ümmü
Süleym, hakkında Sevgili Peygamberimiz (s.a.v)'in "Cennete
girdim. Bir ayak sesi duydum. Bu nedir? dedim. "Bu, Rumeysa binti
Milhan'dır" diye cevap verdiler." buyurduğu bir hanım
sahabidir. Medineli Neccaroğullan'ndan Milhan b. Halid'in kızıdır.
Ümmü Haram'ın kızkardeşidir. İsmi Rumeysa, künyesi Ümmü Süleym'dir.
Cahiliyye
devrinde Malik b. Nadr ile evlendi. Bu evlilikten meşhur sahabilerden
Enes b. Malik (r.a) dünyaya gelmiştir. Medine'de İslam'ı ilk
kabul edenlerden olan Ümmü Süleyman kocası Malik müslüman
olmadan, karısının İslam oluşuna kızarak, Şam'a doğru yola
çıktı ve yolda karşısına çıkan bir düşman tarafından öldürüldü.
Rasulullah
(s.a.v) Medine'ye hicret edip Ebu Eyyub el-Ensari'nin hanesinde ikamet
ettikleri sırada, ahalinin Peygamberimiz'e çeşitli hediyeler
takdim ettiğini gören Ümmü Süleym, oğlu Enes'in elinden tutarak
huzura getirdi ve "Ey Allah'ın Rasulü, bu oğlumdan başka sana
hediye edecek bir şeye malik değilim. Oğlum size hizmet etsin. Ona
dua buyurun!" dedi. Mal ve çocuğunun çoğalması, ömrünün
uzun olması ve günahlarının affı için dua etti. Duası
bereketiyle bu dediklerinin hepsi olmuştur.
Medineli
müşriklerden Ebu Talha evlenmek arzusuyla Ümmü Süleym'e teklifte
bulundu. Bunun üzerine "Sen, sana yararı olmayan, zararı olmayan
bir taşa tapmayı nasıl uygun görürsün. Bir marangozun getirip
senin için yonttuğu bir ağaç parçasının sana ne faydası
dokunur!" diye cevap vermesi üzerine "biraz düşüneyim"
dedi. Rumeysa sözüne devamla "Ey Ebu Talha! Sen kafirsin, ben
müslümanım. Seninle evlenmek bana uygun düşmez." deyince, asıl
sebebin bu olmadığını söyledi. Mihr olarak altın ve gümüşü
olmadığını söyledi, Ebu Talha. Rumeysa, "Eğer müslüman
olursan bu benim için kâfidir. Senden başka mehir
istemem"dedi. Ebu Talha bu şartı kabul etti ve Peygamberimiz
(s.a.v)'in huzuruna gelerek müslümanlığını ilan etti. Böylece
evlenmiş oldular.
Cenab-ı
Allah (c.c) Ebu Talha ile Rumeysa'nın evliliklerinden bir erkek çocuğu
ihsan etti. Adını Umeyr koydular. Baba Ebu Talha'nın çok sevdiği
bu yavrucak, kendisi seferde iken vefat eder. Çocuğunu hasta bırakarak
gittiği için seferden dönüşünde annesine hemen çocuğun
durumunu sorar. "Rahatladı" cevabını alınca sevinir.
Ümmü Süleym'in hazırladığı akşam yemeğini yer ve
yatarlar. Sabah olunca karısı tarafından şöyle bir soruyla karşılaşır.
"Sana biri emanet bir şey verse, istediği zaman vermek ağarına
gider mi?" "Hayır" deyince "Senin oğlun da Allah'ın
bir emaneti idi. Allah emanetini geri aldı." der. Ebu Talha
hiddetlenir ve durumu Peygamberimiz'e arzeder. O da "Allah
(c.c) sabrettiğiniz için onun yerine annesinin rahmine bir erkek çocuk
ilka eylemiştir." müjdesini verir.
Ümmü
Süleym (r.anha) Uhud Savaşı'na bir grup Ensar kadınları ile katılmıştır.
Bir taraftan savaşırken diğer taraftan su taşıma ve yaralıları
tedavi ile de meşgul olmuştur. Mekke'nin Fethi'ne katıldıktan
sonra, bunun ardından Huneyn Gazvesi'ne de iştirak etmiştir. İltifat-ı
peygamberiye mazhar olmuştur.
Rasulullah
(s.a.v) sık sık Ümmü Süleym'i ziyaret eder evinde öğle
uykusuna yatardı. O da meşinden yapılmış yatağı serer, biriken
terlerini bir şişeye aktarırdı. Sebebini soran Peygamberimiz'e
"Bu senin terindir. Biz onu kokumuzun içine koyuyoruz. Çünkü
o, kokuların en güzel kokusudur! "diye cevap vermiştir.
Peygamber sevgisinin unutulmaz örneklerinden birisini böylece bize
öğretmiş oldu.
Rasulullah
(s.a.v) hanımları dışında Ümmü Süleym'in evinden başka hiçbir
kimsenin yanına devamlı olarak girmedi. Bunun sebebi sorulunca,
"Ben Ümmü Süleym'e acıyorum. Çünkü kardeşi ve babası
benimle birlikteyken şehit edildiler." buyurdu. (Radıyallahü
anha)
Rabbimiz
şefaatlerinden bizleri mahrum etmesin! (Amin)
Hamdi
Boydak
İstanbul
- 05.11.2002
http://sufizmveinsan.com
|