ekke
‘de nâzil olan ve beş Âyetten müteşekkil Kadir Sûresinde
geçen “Kadir Gecesi”
ile ilgili birkaç Hadis var:
“ Senenin bütün gecelerinde Kadr’i arayın”
“ Ramazanın bütün gecelerinde Kadr’i arayın “
“ Ramazanda tek gecelerde Kadr’i arayın “
“ Ramazanın yirmisinden
sonra tek gecelerde Kadr’i arayın “
“ Ramazanın yirmi beşinden
sonraki gecelerde Kadr’i arayın“
“ Ramazanın yirmi yedinci gecesinde Kadr’i arayın “
“Kadr
Gecesinin emaresi,
onun parlak ve saf bir gece olmasıdır. Sanki o gecede
ay, dolunay şeklindedir, durgundur, ne sıcak ne soğuktur ve
sabaha kadar hiçbir yıldız kovalanmak için kullanılmaz.Bu
gecenin
emarelerinden birisi de
ertesi sabah güneşin dosdoğru çıkması
ve dolunay halindeki ay şuaları gibi olmamasıdır.O
gecede şeytan gündüzle beraber dışarı çıkamaz.”(1*)
Hz.
Ayşe’den alınan bir rivayete göre ise Hz.Resulûllah,
Ramazanın son on gecesinde diğer gecelerde çalıştığından
daha fazla çalışırmış.
İbni
Abbas der ki ;
Kur’anı Kerim, Kadr Gecesinde bir bütün olarak dünya semaına,
sonra
buradan bölüm bölüm yeryüzüne indirilmiştir.
İbni
Abbas muhacir sahabilerinden bir topluluk arasında oturuyordu.
Kadir Gecesinden bahsedildi. Herkes kendine göre bir mânâ
verdi. Ömer dedi ki:
“Ey İbni Abbas, sana ne oldu ki konuşmuyorsun? Konuş, çocukluk
sana engel olmasın”
Bunun üzerine İbni Abbas konuştu:
“Ey Müminlerin emiri dedi, Allah tektir, teki sever. Dünya günlerini
yedi üzerine döner yaptı. İnsanı yedi (aşamadan) yarattı.
Rızıklarımızı yediden yarattı. Üstümüze yedi gök
yarattı. Altımızda yedi yer yarattı. Mesâniden yedi Âyet
verdi. Kitabında yedi
akraba ile evlenmeyi yasakladı. Mirası
yediye taksim etti. Yedi organımız üzerine secde
etmeyi emretti. Allah’ın Resulu, Sahabe, Kâbe’yi yedi defa
tavaf etti. Safa ile Merve arasında yedi defa koştu. Şeytanı
yedi defa taşladı. Kadir Gecesinin de Ramazan Ayının son
yedisinde olduğunu gösterdi.”
Herhalde
anlamışsınızdır Kadir Gecesinin ne denli önemli olduğunu...
Allah Resûlü “ Kadr “ denildi mi en aptal bakışlı göz
bile canlanır, beyinler hayatta ilk kez şarj olur ve yıllardır
alışılmadık bir şey yapıp düşünmeye, irdelemeye başlar
düşüncesiyle bu sözleri söylemiş...
İnsanların
genetiklerinde, çok zorda olmadıkları takdirde araştırma ve
deruna girme gibi bir problemleri olmadıklarını düşünüyor
anlaşılan...
Gerçekten de insanlar mistisizm yolunda birilerini
“kurtarmak” üzere yaratıldıklarını zannetmek yerine, niçin
ve neden var olduklarının, amaçlarının ne olduğunun
bilincine, farkına varsalar, kendilerinin dışındakilere
dudak bükmeseler, herhalde
daha mantıklı işler yapmış olurlar.
Kadir
Gecesinde iki anlam var : İbadet ve amaç.
İlki,
özünde asla tapınma olmayan çalışma türünü yansıtıyor.
“Bin aydan daha hayırlıdır” sözü ile verilen mesaj da
bu...
Şu
Kudsi Hadiste de eşdeğer bir mânâ bulmak mümkün:
“Kulum bana nafile ibadetlerle o kadar yaklaşır, öyle ki
ben onun gören gözü tutan eli, yürüyen ayağı olurum.”
Burada nafile ibadetin aslında
tefekkür anlamına geldiği, Kadr Sûresinde
vurgulandığı gibi amaçsız bir ibadet yerine tefekkürle
varılacak noktanın çok daha önemli olduğu, bizlere açık
bir seviyede bildirilmektedir.
Esasen bu çok önemli konuyu Abdülkâdir Geylani Hazretleri,
Risâleyi Gavsîye adlı eserinde,
“Taat ve Masiyet ehlinin mahcup ve Allah’tan perdeli olduğu”
şeklinde belgelemiş.
İkinci
önemli vurgulama, gecenin kadrinde inzal olunan Kur’an’ın
verdiği mesajın ne olduğudur. Bu, belirtildiği üzere
“Ruh’un tenezzül” edişidir.
Gecenin kadrinde inzal olunan Kur’anı Kerim, yine bu gecede
Ruhun, yani Rabbının
yeryüzüne tenezzül ettiğini müjdelemektedir.
Bu geliş boyutsal bir düzeyle
senin özünden zahire çıkmaktadır.Ruhun tenezzülü,
Mutlak Varlığın senin Özünde mevcut olduğunun bilincini
sana ulaştıracaktır.
Kimsenin fark etmediği bu incelik, kinetik
enerjiye sahip olmayan insanı, tabusal bir hevesle
kabullendiği mukaddes kitap Kur’an’ın inişi üzerinde yoğunlaştırdığından,
önemli olan nokta anlaşılamamakta ve arada kaybolmaktadır..
Kadr
Gecesi’nde çok enteresan espriler var. “Kendinden
kurtulmak” “diğer yanını görmek” gibi...
Kur’an’ın gecenin Kadrinde inmesinde , inanılmaz ölçülerde
evrensellik ve mutlak benlik tasarımları bulunuyor.Şayet
Kur’an’ ın Ruhu algılanabilirse , birey / mutlak varlık
arasındaki ilişkinin bu Sûrede özetlendiği ve düşünen
beyinlere bir yığın mesaj verildiği tesbit edilecektir.
Tabiidir ki, bin aylık ibadetten daha hayırlı olan bu gecede
özündeki Mutlak Varlık zuhur edecek ve senin bireysel
anlamdaki (zaten olmayan) varlığının yok olduğu idrak
edilecektir.
Kadr’in getirdiği budur.
“Leyl”in yani gecenin son kısımlarında, güneşin
beyinlerde yaptığı parazit etkilenmenin en az olduğu bu süre
içinde kendinizi dinlemeye gayret edin.
Farkı yakalayabilecek misiniz bilemem!…
Ancak söylenen bir şey var, o da Evliyânın dışında kalan
zümrenin bu geceyi tesbit etmesinin imkânsız olduğudur.
Bu
nedenle, Hz.Resulullah muhtelif tarihler vermiştir.
Kadr Gecesinde camileri dolaşmak, ibadet etmek gibi alışkanlıkla
yapılan fiiller çok güzel nitelikler olsa bile, öncelikle
ana temanın ne olduğu hususunda bilgi sahibi olmak zorunludur.
Bunun bilincinde olabilirsek, Kadr’in kıymetini, varoluş
gayesinin hikmetini anlayabiliriz.
Allah Resulü’nün bizlere vermek istediği mesajı iyi değerlendirelim.
Kadr Gecesinde tenezzül eden ruha gelince, sıradan bir bakışla
değerlendirenler bununla Cebrail (a.s.)’in
kastedildiğini söylemektedir.
Ruh hakkında en küçük ipucuna bile sahip olmayan bu görüşler,
aslında yanıltıcı bilgilerden başka bir şey değildir.
Zira, Ruh ve Melek aynı şeydir.
Ancak çeşitli ruhlar vardır.
Hangi meleğin indiği konusundaki izlenimleri sizler
yapabilirsiniz!..
Fakat, bu kesinlikle Cebrail (A.S.)değildir.
İstanbul
- 22.12.2000
http://afyuksel.com
(*1)
Hadisler Kütübi Sitte’ den alınmıştır.)
Not:
22.12.2000 Akşam Gazetesi
|