Kayıt için burayı tıklayın




2.Bölüm

(Bu Yazı 31 Aralık 1999 tarihli Akşam Gazetesinde yayınlanmıştır.)


aroluş prensibine göre, insanın erkeği erkek cinden, kadını kadın cinden tartışmasız bir şekilde üstündür. Cinciler, doğrudan cinlerle konuşarak,

bilgileri hemen verir ve bunu çevrelerine değişik yollarla aktarabilirler.

Cincilik, falcılık dışında apayrı bir daldır, ne var ki cinci, cinler tarafından ele geçirilmiştir. Kahve fincanı, iskambil kağıtları, fasulye, avuç içi çizgilerini obje olarak kullanıp fal bakan kişi, doğrudan cinlerle iletişim içinde değildir. Cinle temasa geçtiğini bilmez, ilham aldığını söyler: Bu, falcılık ile cincilik arasındaki en önemli farktır.

Cinlerin müslüman olanına insanlar ile görüşmek haram kılınmıştır. Böyle olayları insanın başına saran kâfir olanları, özellikle insanları ziyadesiyle uğraştırmakta ve zayıf buldukları her noktadan girerek, önüne geçilmez felaketleri hazırlayan varlıklar olarak temayüz etmektedirler.

"...Ey cin cemaati, insanların ekseriyetini hükmünüz altına aldınız..." (6/128) ayeti de bu noktaya işaret etmektedir.

Cinlerden iki türlü korunulur; l.Aktif korunma

"Rabbi enniy messeniyeş şeytanu binusbin ve azab, Rabbi euzü bike min hemazatiş şeyatıyni ve euzu bike rabbi en yahdurun. Ve hifzan min külli şeytanin marid” (Sad:41 – Müminun:97-98 – Safftat7)

2. Pasif korunma

"La havle vela kuwete illa billah" "Felak ve Nas Sureleri" ile "Ayetel Kürsi" nin okunması yoluyla mümkün olur. Büyü konusuna gelince... İmam Ahmed ibn Hanbel der ki; "Bir kişi Hz.Muhammed'e büyü yaptı Resûlullah günlerce hastalandı. Cebrail dedi ki; Yahudilerden bir kişi sana büyü yaptı. Bir düğüm bağlayıp, falanca kuyunun dibine attı. Resûlullah (s.a.v) kuyunun bulunduğu yere Hz.Ali'yi gönderdi. Hz.Ali o büyüyü çıkarıp Efendimiz'e getirdi. Resûlullah düğümü çözdü ve ipten kurtulmuşçasına dinçleşip ayağa kâlktı. Felak Suresinin özellikle dördüncü Ayeti de Hadislerde anlatılan şekillerde, düğümle ilgilidir... "...Düğümlere üfürenlerin şeırirıden..." Görülüyor ki, şerli kimselerin kötülüğünden kurtulmak gerekiyor. Şerrin hayrı, o işin şer oluşunun anlaşılmasıdır.Ve insanoğlu farkına varmadan bilerek veya bilmeyerek neleri düğümlüyor!..

Bu şartlarda Kur'an, Felak ve Nas Surelerinin okunmasını önermiştir.

Aslında bendeniz, bu yazıyı,

"Ben Allah'a ve Resûllerine, kitaplarına iman etmiş biriyim ve Kur'an'ı başucu kitabı yaptım" diyen bir hanım okuyucumun;

"Kendi adıma sormuyorum, toplum içinde mağdur olmuş, çeşili kişilerce, tabiri yerinde ise değişik tipte, kendini cinci, büyücü tanıtan ve bunlar tarafından dolandırılmışlar adına sonıyorum ~ ,

Cincilik ve Medyumluk nedir?.. Büyü var mıdır?..

Şeklindeki benden yardım dileyen sorusu üzerine kaleme aldım.

Evet; Kur'an'ı başucu kitabı yapmak son derece elzem ve fevkalade güzel bir haslettir, ancak içindekilerden haberdar olmak kaydıyla... Günümüzün bir başka tür insanı ise; Kur'an'ı kabul edip, cin'i ve büyüyü reddediyor. Sahabiyi hedef alan açık uyarıyı tekrar belirteyim : "Ey iman edenler Allah'a iman edin" (4/136)

iman, lafta kalan bir yaşantı olursa, adı iman değildir.

Alenen küfürdür.. Küfür ehli olmamak için `iman'ın yaşanır hale dönüşmesine dikkat etmek gerekiyor. Bu haliyle algılandığında Kur'an başucu kitabı olur.

Ahmet F. Yüksel  

 


Üst Ana sayfa e-mail