10.Bölüm


SU TAŞIYOR

Sahabelerden Abdurrahman bin Avf  anlatıyor:
Bir gece gördüm ki mü’minlerin emiri Hz. Ömer , sırtında su tulumu olduğu halde Medine’nin köylerinden birine doğru ilerliyor. Kan ter içinde kalmıştı. Oturup biraz dinlenmek istediğinde :
-Ey mü’minlerin emiri ; çok yoruldunuz, izin verirseniz biraz da ben taşıyayım , dedim.
-Hayır , dedi. Bugün benim bu yükümü taşırsan , yarın kıyamet gününde günahımın yükünü kim taşıyacak?...
-Aman ya Ömer!... Sizin ne yükünüz olabilir ki?... dediğimde ,
-Yükümü dağlar bile taşıyamaz , buyurdu.
-Öyle diyorsunuz ama , siz Allah Resûlünün yolunda yürüyorsunuz.  Bütün işlerinizi onun  gibi yapıyorsunuz . Böyle olduğu halde neden korktuğunuzu anlayamıyorum , dediğimde :
-Ben bu halifelikten başa baş , zararsız kurtulabilirsem , ancak o zaman Allah Resûlünün dostu olduğumu anlarım ... dedi.

BİR GÜN ÖNCE

Hz. Ömer pazarda dolaşırken Köle Ebu Lü’lü’ye rastladı. Efendisinin kendisinden fazla haraç aldığını beyanla , daha az alması için tavassutta bulunmasını ister.
-Ne gibi sanatın var ve ne kadar alıyor?... diye sorduğunda :
-Demircilik , dülgerlik , nakkaşlık . Her gün iki dirhem veriyorum , diye cevap verir köle.  Hz.Ömer :
-Ya Ebu Lü’lü ; Allah’tan kork. Sanatın ve kazancına göre verdiğin haraç fazla değildir,der , ve devem eder :
-Duyduğuma göre sen yel değirmeni yapmakta çok ustaymışsın. Doğruysa bana da bir tane yap.
Sinsi sinsi gülümseyen Ebu Lü’lü :
-Ey mü’minlerin emiri ; senin adaletin benden başka her kese pay ayırıcıdır , yalnız bana değil. Ben de sana öyle bir yel değirmeni yapayım ki , şöhreti bütün âlemi tutsun , der.
Hz.Ömer tatlı tatlı gülümser :
-Köle beni tehdit etti , der.
Ebu Lü’lü  yaptığı iki başlı bir hançerle , camiide namaz kılarken mü’minlerin emirini arkadan hançerlemek suretiyle şehit olmasına sebep oldu.

ÖLÜM DÖŞEĞİNDE

Mukadder sona adım adım yaklaşılırken sorarlar :
-Ey mü’minlerin emiri yerine kimi tavsiye edersin?...
O halde dahi halef belirtmemek için aklını ışık yapar :
-Eğer Ebu Ubeyde hayatta olsaydı onu tavsiye ederdim. Allah bana sebebini soracak olsa :” Yâ Rabbi!... Resûlünün : Ebu Ubeyde ümmetimin eminidir!...” dediğini  işitmiştim , onu için yerime bıraktım derdim.  Ebu Huzeyfe’nin azatlı kölesi Salim sağ olsaydı onu tavsiye ederdim. Allah bana sebebini soracak olsa :” Ya Rabbi!... Resûlünün :Salim Allah’ı en ziyade seven zattır!...” dediğine şahit olmuştum , onun için onu yerime tavsiye ettim derdim.
Sahabeler ısrar ettiler :
-Yâ Ömer ; oğlun Abdullah’ı tavsiye etmez misin?...
-Bir haneden bir kurban yetişir , buyurur.

ÇOBAN

Çoban koyunları otlatırken, aniden bir kurt peyda oldu ve koyunlardan birini parçaladı. Çoban çığlığı bastı :
-Eyvah!.... Ömer öldü!...
Diğer çobanlar ibret ve dehşetle sordular :
-Hz. Ömer’in öldüğünü nereden bildin?...
Çoban cevap verdi :
-Görmez misiniz be adamlar?!... Kurt koyuna saldırdı. O âdil halife hayatta olsaydı kurt bile cesaret edemezdi buna.
Gerçekten de o gün Hz.Ömer  Dâr-ı Bekaya  göçmüştü.

HÂDİM

Abdurrahman bin Avf Hz. leri bir gün  şunları anlattı :
-Ömer’den acayip bir şey gördüm. Eğer hayatta olsaydı anlatmazdım , ama şimdi söyleyebilirim : Biliyorsunuz Ömer’in halifeliğinde her gece onunla şehri dolaşırdık. Mahallenin birinde bir ev vardı , oraya gelince :”Sen dur ve burada beni bekle!...” der, gider, bir müddet sonra da dönerdi. Niçin gittiğini , kiminle görüştüğünü sormaya cesaret edemezdim. Vefatından sonra bir gece o mahalleye giderek o eve vardım. İhtiyar bir kadın vardı. Kendi kendine konuşuyordu :
-Ömer’e ne oldu da gelmedi acep?...
Kapıyı tıklattım ,
-İzin var mı valide , gelebilir miyim ?... dedim.
Yaşlı kadın :
-Buyur evladım , gel , dedi.
-Ey valide Allah sana ömür versin , Hz.Ömer bu dünyadan göçtü , dedim. Kadın çığlığı bastı , kendinden geçti. Ayılınca ellerini kaldırarak
-Yâ Rabbi!... bana yardımda bulunan Ömer’i affet. O’nu cennet ve cemalinle mükafatlandır, diyerek dua etmeye başladı.
Kadına sordum .
-Ömer sana ne gibi bir yardımda bulunuyordu?...
-Bütün temizlik işlerimi yapar , yemeklerimi pişirirdi , dedi yaşlı kadın.
-Ey valide!... Ben Ömer’in arkadaşıyım , o vefat ettiyse işlerini ben yapayım, dedim.
-Ah evladım!... O’nun yerini kim tutabilir ki?...  Eğer O’nun dostu isen duan ile bana yardım et , dedi, şöyle niyazda bulundu :
-Ey Rabbim!... Ey Aziz ve Celil olan Allah!... Ben hastalığımı Ömer’in yardımı ile çekiyordum. Madem ki O gitti , benim de ruhumu al ve O’na kavuştur!...
Allah , kadının duasını kabul etti, kısa bir süre sonra O’da ebedi âleme göçtü.

<Devam Edecek>

Yansıtan: Hamdi Canik
http://sufizmveinsan.com
29
.01.2002

 


Üst Ana sayfa e-mail