21.Bölüm


NE KADAR YEMELİ?

Sasani hükümdarlarından Ardşir Babegân, doktoruna, ‘Bir günde ne kadar yemek yemeli?’ diye sordu. Doktoru :
­­-Üç yüz gram kadar yeter; dedi. Babegân
 -Bu kadarcık şey insana ne kuvvet verir ki? diye bunu az bulunca, doktor şu karşılığı verdi:
-Bu kadarı seni taşır. Bundan fazla olursa sen onu taşırsın.

HEM DOST, HEM DÜŞMAN

Namık Kemâl’e :
-En samimi dostunuz ve en şiddetli düşmanınız kimdir , diye  sorduklarında şu cevabı verir:
-İnsanın en samimi dostu ve en şiddetli düşmanı, yine kendisidir.

HESAP

Hz. Ali’ye:
-Allah, mahşer günü bu kadar insanı tek tek nasıl hesaba çekecek? Diye sorulduğunda, şöyle cevap vermiştir:
-Bu dünyada nasıl tek tek rızıklandırıyorsa öyle.

GÜLME KOMŞUNA

Ebu Derdâ bir gün yolda giderken, halktan bazı kimselerin, işlediği günahı ortaya çıkmış bir adamı rencide ettiklerini görür. Bu kaba muamele karşısında onlara şu suali sorar:
-Siz, şimdi incittiğiniz bu kardeşinizi bir kuyuya düşmüş görseniz, onu oradan çıkarıp yardım eder misiniz?
-Çıkarırız elbette, derler.
Ebu Derdâ onlara şunları söyler:
-Öyleyse kardeşinize hakaret ederek onu düşmüş olduğu günah çukuruna iyice itmeyin, çıkmasına yardımcı olun. Sizi böyle hâllere düşürmeyen Allah’a da binlerce şükredin. Kızmanız gerekiyorsa; onun şahsına değil, yaptığı günaha kızın.

SOY-SOP MESELESİ

Bahaeddin Nakşibend Hz.’lerine sorarlar:
-Soyunuz nereye ulaşıyor?
Hz, cevap verir:
-İnsan, soyu ile hiçbir yere ulaşamaz.

BEYAZ SAÇLAR

Kral Dördüncü Henri, bir köylüye, sakalı siyah olduğu halde saçlarının neden beyaz olduğunu sormuş.
Köylü de cevabı yapıştırmış:
-Haşmetmeab, saçım sakalımdan yirmi yaş büyüktür.

BİR FARKLA!

Rabiatül Adeviyye, bir yerden geçerken kızartılmış bir koyun görünce ağlamaya başlamış. Sebebini sormuşlar:
-Hayvanlar, ateşe ancak öldükten sonra girerler, demiş. İnsanlar ise diri diri.

NE HAYIR, NE ŞER!

Sahabiler döneminde garip bir kuş sesi işiten birisi:
-Hayırdır inşaallah, diyerek  endişe duyunca, İbn-i Mesud Hz, bazı hayvanların veya onların bağırmalarının uğursuzluğuna dair inancı kökünden yıkan şu cevabı vermiştir:
-Ne hayırdır ne de şer, bir kuş öttü o kadar .

ONLAR VE BİZ

Sahabelerden biri Hz. Ali’ye sormuş:
-Senin zamanında meydana gelen üzücü hâdiselerin hiçbiri, niye daha önceki Halifelerin devrinde görünmedi. Sebebi nedir?
Hz Ali’nin cevabı, son derece mânâlı olmuştur:
-Onların zamanında biz vardık, bizim zamanımızda ise maalesef  onlar yok.

EN BÜYÜK ÂCİZLİK

Halid bin Safvan’a:
-İnsanların en âcizi kimdir? diye sormuşlar.
Şu cevabı vermiş:
-İnsanların en âcizi dost aramayandır. Ondan da âcizi, bulduğu dostu kaybedendir.

MEMURA HEDİYE

Bir gün ziyaretçilerden biri, Halife Ömer bin Abdülaziz’e bir elmas getirmiş; kabul etmesi için de ısrarda bulunmuştu.
Ömer bin Abdülaziz, bütün ısrarlara rağmen hediyeyi reddedince, adam:
-Resûlullah bile hediye kabul ederdi, diye itirazda bulunmuştu.
Ömer bin Abdülaziz, bu itiraza şu mânâlı cevabı verdi:
-Evet, Resûlullah’a verilen şüphesiz ki hediyedir. Ama, bize verilenler rüşvet yerine geçebilir.

<Devam Edecek>

Yansıtan: Hamdi Canik
http://sufizmveinsan.com
16.04
.2002

 


Üst Ana sayfa e-mail