23.Bölüm


HELÂLDEN HARAMA NASIL GİDİLİR ?

Hz. Ali  namaz kılmak için mescide gittiğinde devesini bir gence emanet etmiş. Döndüğünde devesinin bir yere bağlanmasına rağmen , yularının olmadığını fark eder. Yenisini almak için de satıcıya gittiğinde , kaybolan yuların biraz önce bir genç tarafından on dirhem gümüşe satıldığını öğrenir. Duruma muttali olan satıcı da üzülür. Hz. Ali cebinden çıkardığı on dirhem gümüşü satıcıya vererek eski yuları satın alır ve :
-O gence yazıklar olsun , der. Ben bu parayı deveme baktığı için zaten o gence vermeye niyet etmiştim. Ama o acele etti ,  helâl rızkını harama çevirdi.

İTİRAZ

Gevezenin biri konuşma sanatını öğrenmek için Sokrates’in okuluna kayıt olmak ister. Fakat Sokrat , diğer okullara göre iki kat para ister. Adam itiraz eder. Sokrat şöyle açıklar :
-Sana bir değil , iki şey öğreteceğim. Birincisi  konuşmayı , ikincisi de susmayı. Bu yüzden iki kat para istiyorum.

KURUKAFA PAZARI

Behlül Dânâ hazretleri bir mezarlıkta bulduğu üç kuru kafayı zembiline koymuş ve pazara getirip :
-Satıyorum !... diye bağırmaya başlamış.
Meraklıları başına toplanıp fiyatını sormuşlar.
-Birincisi parasız , ikincisi  sudan ucuz , ama üçüncüsünü hiç sormayın , ağırlığınca paradır , der.
Sebebini merak ettiklerinde de şöyle açıklamış :
-Bu gördüğünüz  “taş kafa” dır  demiş. Nasihate bile yanaşmazdı. O yüzden beş para etmez.  İkincisi ise “boş kafa” dır. Nasihat istemesine rağmen onları tutmazdı. Üç-beş kuruş verenin elinde kalır . Üçüncüsü ise “hoş kafa” dır , ki buna “kamil kafa” da diyebiliriz. Hem ameli hem ihlası vardı. Hedefi ise Allah’a ermekti. O yüzden kurusu bile altın değerindedir.

PINARDAN  KAYNAĞA

Bestekâr Selâhattin Pınar , kendisi gibi bestekâr olan Saadettin Kaynak ile aralarındaki fark sorulduğunda , şöyle mütevazi bir cevap verir :
-Soy adlarımıza bakıldığında anlaşılır efendim . O koskoca bir kaynak , ben ise sadece bir pınarım!...

KİMİN UĞRUNA VERİLMİŞ

Allah dostlarından biri şöyle der:
-Mahşer günü bir tellâl şöyle bağıracaktır :
-İnsanların kendileri için harcananlar meydana çıksın!...
Altın ve gümüş paralar , arşın arşın çuhalar , kumaşlar , şallar , elmaslar , inciler , pırlantalar ... ne kadar kıymetli eşya varsa ortaya çıkacaktır.
İkinci bir tellâlda şöyle bağıracaktır :
-Allah yolunda harcananlar meydana çıksın !...
Bu defa eskitilen yırtık pırtık eşyalar , delik ve yamalı kunduralar ... ortaya çıkacak ve her kes şaşıracaktır.

TERBİYE AYNI

Sâdi Şirâzi’nin iki talebesi vardı. Dersler sonunda biri başarılı , diğeri başarısız oldu. Başarısız talebenin babası :
-Niçin aynı terbiyeyi vermediniz , benim çocuğum başarısız oldu!... dediğinde şe cevabı alır :
-Terbiye aynı , kabiliyetler farklı!...

KARŞI KIYI

Necip Fâzıl Kısakürek vapurla Kadıköy’e geçerken , yanına birisi yaklaşıp :
-Peygamberlere ne lüzum vardı , biz kendi yolumuzu bulabilrdik , deyince şu cevabı verir :
-Vapura neden bindin ki?... Karşı kıyıya yüzerek geçsene.

<Devam Edecek>

Yansıtan: Hamdi Canik
http://sufizmveinsan.com
30.04
.2002

 


Üst Ana sayfa e-mail