26.Bölüm


BAŞARI
Hırslı bir genç otomobil kralı Henry Ford’a sordu:
-Hayatımın başarılı geçmesi için ne yapmalıyım?
Ford’un bu gence cevabı basitti:
-Başladığın işi bitir.

SEVGİLİ
Bir zat İslam büyüklerinden birine:
-Ben seni Allah rızası için seviyorum , demişti.
O İslam büyüğü şu karşılığı verdi:
-Madem Allah için beni seviyorsun Allah da seni sevsin.
 Sonra yüzünü çevirerek şöyle devam etti:
-Ey Allah'ım! Senin için halk tarafından sevilirken aynı zamanda senin sevmediğin bir kul olmaktan sana sığınırım.

FAYDALI İŞ
Dine pek inanmayan  sabun imalatçısı , bir din adamına:
-Sizin anlattığınız dinin dünyaya iyilik getirdiği görülmüyor. Dünya aradan geçen bunca yüz yıla rağmen hala kötü insanlarla dolu.. demişti.
O sırada çamur içinde oynayan küçük bir çocuğun önünden geçiyorlardı. Din adamı dedi ki:
-Sabunun da dünyaya pek fazla iyilik getirmediği anlaşılıyor. Zira dünyada hala pek çok pislik , pek çok pis insan var.
Sabuncu itiraz etti:
-Ama sabun kullanıldığı zaman faydalıdır.
Din adamı taşı gediğine koydu:
-Evet din de öyle. Uygulanırsa ve yaşanırsa dünyaya iyilik getirir

GERÇEK TEVEKKÜL
Her şeyin olduğu gibi tevekkül duygusunun da tarih boyunca istismarcıları ve yanlış yorumlayıcıları olmuştur. Nitekim Hz. Ömer tembel tembel oturan bir grup Yemenliye sormuştur:
-Sizler kimlersiniz?
Onlar da :
-Biz mütevekkil insanlarız , deyince , Hz. Ömer :
-Hayır yalan söylüyorsunuz. Sizler mütevekkil değil düpedüz müteekkil (hazır yiyici) kimselersiniz. Gerçek mütevekkil tohumunu tarlaya atan ve ondan sonra Allah'a dayanan kimsedir, buyurarak bir yanlış telakkiyi hemen düzeltmiştir

CÖMERT
Hz. Ömer devrinde bir yangın oldu. Ateş bir türlü sönmüyordu. Halk Halifeye gelip dert yandı. Hz. Ömer buyurdu ki:
-O yangın Allah'ın bir hatırlatmasıdır size. Ve cimrilik ateşinizden bir kıvılcımdır. Cimriliği terk edin cömert olun.
 Halk bu sözlere şaşırarak :
-Ya Ömer bizim kapımız herkese açıktır. Biz cömert kişiler değil miyiz? dediler.
Hz. Ömer de:
-Siz hiçbir zaman Allah rızası için cömert olmadınız. Öğünmek ve gösteriş için cömertlik yapar göründünüz , buyurdu.

ZULÜM
Adaletiyle meşhur İranlı hükümdar Nuşerivan ziyafet veriyordu. Ancak yanlarında tuz yoktu. Getirsin diye bir hizmetçi gönderdiler. Nuşerivan:
-Tuzu para ile al , gasp etme ki bedava alma adeti çıkmasın , memleket zulüm ile harap olmasın , dedi.
-Bir tuzdan ne zarar gelir? diye soranlara Nuşerivan şu cevabı verdi:
-Cihanda zulmün temeli ufacık bir şeydi. Ama her gelen onu büyüttü. Nihayet şimdiki duruma ulaştı.

EHİL
Sultan 3. Osman devlet kademelerinde sık sık tayinler yapardı. Bunu yaparken de kabiliyet ve ehliyeti hiç göz önüne almazdı. Bir gün Sadrazam Hekimoğlu Ali Paşa’ya kızarak :
-Seni azleder,hamallar kethüdası Ali Ustayı sadrazam tayin ederim , deyince sadrazamın cevabı şu olmuştu:
-Yaparsınız. Fakat o Hamal Ali Paşa olur. Hekimoğlu Ali Paşa olamaz.

DOST
Bir zat mezarlar arasında tek başına oturmaya başlamış , insanlarla görüşmeyi kesmişti. Kendisine :
-Neden böyle yapıyorsun? diye sorulduğunda şu cevabı verir :
-Tek başıma oturmaktan daha selametli,kabirlerden daha ibretli ve kitaplardan daha faydalı bir dost bulamadım da ondan.

SAMİMİYET
İstanbul fethedilince Sultan Fatih'e pek çok şâir kasideler yazıp sunmuş ve  bahşiş almışlardı. Bu arada bir Türkmen saz şairi de:
Devletlü hünkarım sabahınız hayırlı olsun,
Yediğin bal ile kaymak , güzergahın çayır olsun!...
Diye yazmıştı. Bu iki mısraı  beğenen Fatih şaire çok ihsanda bulundu.
-Efendimiz bundan çok daha iyi şiir yazanlara verdiğiniz bahşişlerden daha fazlasını , pek manası olmayan iki mısraa verdiniz , sebebi nedir? diye soranlara , Fatih şu cevabı verir :
-Bu şiiri hepsinden daha samimi buldum.

MERKEZ EFENDİ
Sümbül Sinan Hz.leri bir gün talebelerine:
-Cenab-ı Hak dünyayı yeniden yaratmış olsaydı nasıl olmasını arzu ederdiniz?diye sormuştu.
Talebelerinin cevapları değişik değişik oldu. Sıra en gözde öğrencisi Musa Efendiye gelince  şu cevabı verir :
-Ben aynen bugünkü gibi olmasını , her şeyin bulunduğu merkezde şimdiki hâlinde kalmasını isterim. Çünkü Allah  en güzel ve en iyisini yaratmıştır. Kâinatta her şey yerli yerindedir. Fazlalık ve eksiklik yoktur.
Bu cevap Sümbül efendinin hoşuna gitti:
-En güzel cevabı sen verdin. Bundan sonra senin adın Merkez Efendi olsun , dedi.

<Devam Edecek>

Yansıtan: Hamdi Canik
http://sufizmveinsan.com
21.05
.2002

 


Üst Ana sayfa e-mail