Değerli
okuyucular;
“GÜLÜMSEMEK”
başlığı altında, daha önce otuz bölüm kadar yayınladığımız bu
dizimiz sizlerden gelen istek üzerine devam edecektir. Mâlûm olduğu üzere
bu bir derleme çalışmasıdır. Nükte, kelâm-ı kibar, hazır
cevaplardan sizlere ulaşan yahut bilginiz
dahilinde olanları bizimle paylaşırsanız seviniriz. Uygun olanlar sütunlarımızın
elverdiği ölçüde yayınlanacaktır.
Yeni bölümlerde buluşmak
dileğiyle ...
BOKSÖRÜN
CEVABI
Eski
dünya ağır sıklet boks şampiyonu Muhammed Ali, 11 Eylül günü yerle
bir olan Dünya Ticaret Merkezi’ni olaydan bir ay kadar sonra ziyarete
gittiğinde , gazeteciler kendisine:
-Şüpheliler ile aynı İslâm inancını paylaşmaktan dolayı ne
hissediyorsunuz?... diye sorarlar.
Muhammed Ali şu akıl dolu cevabı verir:
-Siz Hitler ile aynı inancı paylaşmaktan dolayı ne hissediyorsanız!...
ÖZÜRÜ KABAHATINDAN ...
Dalgınlığı
ile meşhur La Fontaine bir dostunun evine giderek on gün önce
defnettikleri arkadaşını sormuş.
Hizmetçi hayretle :
-Bizim bey mezarlığa gideli on gün oldu. Sizin
haberiniz yok mu ?... deyince ;
-Var tabiî.. Diye düzeltmeye çalışmış La Fontaine. Lâkin bu güne
kadar orada kalacağına ihtimal vermemiştim de!...
KIZIM
SANA SÖYLÜYORUM ...
Fransız
Ordu Komutanlarından Prens de Conte , Rocrot Savaşını kazanarak halkın
coşkulu alkışları arasında şehre girer. Onun bu zaferini çekemeyen
bir general yanına sokularak:
-Düşmanlarınız bu zaferiniz için ne diyorlar acaba ?... diye sorar.
Conte cevabı yapıştırır:
-Bilmem ki !... Bende bunu size soracaktım!.
GERÇEKLİK
Fudayl
bin İyaz’a :
-Filanca, senin haysiyetinle oynuyor, derler.
Kadı şunları söyler :
-Allah’ım; eğer o kulun doğru söylüyorsa beni, yalan söylüyorsa onu
affet!...
KULTÜR
-1
Gazete
sahibi, yazı işleri müdürünün yanına gelerek o günkü sayıda yer
alan “Bir Telepati Olayı” başlığıyla yayınlanan haberi
gösterir ve öğüt verir:
-Size böyle yabancı kelimeleri kullanmayın demiştim. Bizler kültürlü
birer kişi olarak telepatinin, boks maçı anlamına geldiğini biliyoruz
ama cahil halk bunu nereden bilecek ?...
KULTÜR
-2
Çevresine
kültürlü olduğu imajını vermek için, görünecek biçimde ceketinin
yan cebinde, eski nüshalardan da olsa bir gazete bulundurmayı eksik
etmezdi. Bir gün genç meslektaşları sorarlar :
-Ağabey bu engin kültürünüzü neye borçlusunuz?...
Düşünür gibi yapar ... Aslında bu ânın keyfini uzatmak için bekler
... cevap verir :
-Gazataya!
FİLOZOF
SOHBETİ
Filozof
Empedokles bir sohbet sırasında:
-Hikmet sahibi bir insan bulmakta zorlanıyorum, deyince Filozof Ksenofanes
:
-Normaldir efendim, çünkü bir hikmet sahibini ancak hikmet sahipleri tanıyabilir
... der.
KESKİN
ZEKÂ
Sultan
Mahmut yolda gördüğü çocuğa bir altın verir. Ama çocuk bir türlü
almak istemez. Sultan büyük bir merakla sebebini sorduğunda, çocuk :
-Sultânım, annem babam bu altını gördüklerinde çok kızarlar. “Onu
mutlaka çaldın !..” derler, onun için alamam.
Sultan Mahmut :
-O zaman kolayı var. Bunu bana padişah verdi dersin, olur biter.
-Olmaaaz padişahım. O zaman hiç inanmazlar.
-Peki ama neden inanmazlar evladım ?...
-“Eğer padişah verseydi , bu kadar az mı
verirdi ...” derler.
Sultan
Mahmut çocuğun bu akıl almaz zekasını bir kese altın ile ödüllendirir.
Yansıtan:
Hamdi Cenik
http://gulizk.com
18.03.2003
|