UNUTUR
MU?
Harun Reşid’in kardeşi Behlül, dünya malıyla hiç ilgilenmeyen bir
Allah dostu idi. Halife, bir gün kendisine rastladığında:
- Ey Behlül!. Dedi. Borçlu olduğunu haber aldım. Ne kadar borcun varsa söyle,
hemen öderim.
Behlül:
- Ey Halife!.. dedi. Allah’a olan can borcunu unutup da neden benle meşgul
olursun!
Halife, biraz düşündükten sonra, şöyle dedi:
- Öyleyse, özel mutfağımdan sana her gün erzak göndereyim.
Behlül başını sallayarak:
- Ey gafil!.. diye devam etti. Allah senin rızkını bol bol verdi diye,
benim rızkımı unuttu mu sanırsın?
TEK
KAPI YETER
Babür Şah, son derece eli açık biriymiş. Bir gün huzurunda, cömertliği
dillere destan olan Hatemi Tayî’den bahsediliyormuş. İçlerinden biri,
Hatem’in kırk kapılı bir ev yaptırdığını, hangi fakir gelecek
olsa, bu kapıların hepsine uğrayıp her birinden kendisine ayrı ayrı
sadakalar verildiğini ve “ Sen biraz önce uğradığın kapıdan hakkını
aldın!” denilip ihsandan mahrum bırakılmadığını söylemiş.
Babür Şah, şu cevabı vermiş:
- O fakirlere ilk uğradıkları kapıda o kadar çok ihsanda bulunmalı idi
ki, başka kapıya uğramalarına ihtiyaç kalmasın!
ÜNVANLAR
KİME NE GETİRİR
Sorusuna Barnard Shaw şu cevabı verir :
Ünvanlar ( Bakanlık, müsteşarlık, âmirlik, şeflik, rütbe, makam ve
mevkii sahibi olmak) sıradan kişilere itibar getirir.
Fazilet sahiplerine, yani bizâtihi kendilerinde üstün vasıflar bulunan
ilim ve ahlak sahibi kimselere, hayâ verir.
Alttakilerin eline düşerse, değerini yitirir.
KİM
KİMİ SEVER – 4
Çöl yağmuru, çizme çamuru, oklava hamuru sever.
Tembel yatmayı, geveze atmayı, pazarcı satmayı sever.
Ebe bebeği, kahve dibeği, sac böreği sever.
Yansıtan:
Hamdi Cenik
hamdicenik@hotmail.com
http://gulizk.com
22.04.2003
|