47.Bölüm


ÖNCE İNSANIZ

Hz. Ömer, sadaka isteyen bir ihtiyarın zımmî, yani müslümanların iradesi altında yaşayan bir gayrimüslim olduğunu öğrenince sordu:
-Niçin dileniyorsun?
İhtiyar:
-Cizye (vergi) verecek bir kazanca sahip değilim, dedi. Bunun için dilenmek zorundayım.
Hz. Ömer, ihtiyarı “Beytülmal” e götürerek ona maaş bağlattı ve yanındakilere şöyle dedi:
-Genç ve kuvvetliyken bunların çalışmalarından faydalanıp, ihtiyarladıkları zaman onları sokağa atmak, bizim işimiz değildir.

YAKINLIK

Adam birlikte göründüğü insanları dost ve arkadaşlarına tanıtırken: “Yakın akrabamdan falanca kişi” dermiş. Arkadaşı  bir gün dayanamayıp:
-Yahu? Diye sormuş: Senin hiç uzak akraban yok mudur?
Adam içini çekerek:
-Maalesef dostum, demiş. Çünkü hepsi bizim evde oturur.

CAN MI KALDI?

Yeniçeri Ocağını kaldırdıktan sonra Bektaşi tekkelerini de kapatan ve “ can “ adıyla bilinen öğrencileri çeşitli yerlere sürdüren II. Mahmut, bir gün Rumelihisar’ında bulunan bir Bektaşi dergâhına uğramış. Ve bir kenarda oturan yaşlı Bektaşi’ye sormuş:
-Baba erenler, yalnızsın. Can’lar nerede?
Bektaşi, taşı gediğine  koyarak:
-Sultanım!... demiş. Sizin sayenizde kimde can kaldı ki?

PATAVATSIZ

Edebiyatçıların kendi aralarında yaptıkları sohbetlere katılan, ama gevezeliği yüzünden pek sevilmeyen bir adam, Yahya Kemal’le Mehmet Akif’in yanına gelerek:
-Bakıyorum sohbeti koyulaştırmışsınız, demiş. Yine ne yalanlar atıyorsunuz?
Bu söz üzerine Mehmet Akif kıpkırmızı olurken, Yahya Kemal taşı gediğine koymuş:
-Mehmed Akif’e seni methediyordum!...

Yansıtan: Hamdi Cenik
hamdicenik@hotmail.com
http://gulizk.com
15.0
7.2003

 


Üst Ana sayfa e-mail