51.Bölüm


TARTIŞILMAZ ÜSTÜNLÜKLER
Tıp fakültesi öğrencilerinden, bebeklere neden anne sütü verilmesi gerektiğini beş madde halinde özetlemesini istemişler.
Öğrencilerden birisi şu cevabı vermiş:
“ Anne sütü, inek sütüne beş noktadan tercih edilir:
Tazedir,
Temizdir,
Kedilerin içme tehlikesi yoktur,
Gezmeye giderken götürülmesi kolaydır,
Küçük kaplar içinde taşındığı için çalkalanıp yağı ayrılmaz.

ELÇİ
Hz. Ömer devrinde Bizans’a elçi olarak gönderilen Maaz, düşman karargâhına vardığında son derece süslü bir çadıra alınmıştı. Çadırın her tarafı altın sırmalarla işlenmişti, göz alıcı desenlerle kaplanmıştı. Rasulullah’ın bile hurma lifinden yapılan bir yatakta yattığını ve yatağın sertliğinden ötürü mübarek vücutlarında iz kaldığını bilen Maaz, bu şatafattan çok rahatsız oldu. Üstünde oturması için ipekten bir halı gösterdiklerinde ise :
-Fakirlerin hakkını ve kanını sömürerek dokunmuş bir halıya oturamam!... diyerek, o teklifi reddetti. Daha sonra da şunları söyledi:
-Eğer yere oturmak, sadece kölelere göre bir işse, biliniz ki Allah’ın benden daha aciz bir kölesi yoktur.
Hayret içindeki Bizans komutanlarından biri sordu:
-Müslümanlar arasında sizden yükseği var mı?
Maaz şu cevabı verdi:
-Şeref olarak, bana Müslümanların en fenası olmamak yeter.

DÜŞMAN DOSTLAR
Abraham Lincoln, düşmanları hakkında çok yumuşak konuşurmuş. Dostları buna pek bir mânâ veremeyip kendisine şöyle demişler:
-Düşmanlarınızı yok etmek gerekirken onlara böyle dostça yaklaşmanızı anlamıyoruz!
Lincoln şöyle cevap vermiş:
Düşmanlarımızı dost etmekle onları yok etmiş olmuyor muyuz?

AYNI CEVAP
Matematik hocası, bir öğrenciye sorduğu soruya cevap alamayınca, arka sıralarda uyuklayan öğrenciye yönelmiş ve masanın üzerine vurduğu cetvelle onu uyandırdıktan sonra:
-Aynı soruyu sana da soruyorum, demiş. Söyle bakayım, ne cevap vereceksin?
Çocuk, kendini toparlayıp şunları söylemiş:
-Aynı cevabı veriyorum, efendim...

ÇİLEK MECLİSİ
Sadrazam Mithat ve Rüştü Paşalar, bir ziyafet için Sadrazam Yusuf Kâmil Paşa’nın yalısına çağrılmışlar. Kâmil Paşa, yemekten sonra getirilen çileği dalgınlıkla şeker yerine tuza banarak yediğinde, bozuntuya vermeden “ Aman ne leziz oldu “ demiş. Şirvanizade Rüştü Paşa da, bunun iyi bir şey olduğunu sanarak onu taklit etmiş ve o da işi pişkinliğe vurup aynı sözü söylemiş. Yemekte bulunan Minas Efendi, bunun üzerine yanındaki Mithat Paşa’nın kulağına eğilerek:
-Çileklere yaptıkları önemli değil, demiş. Ama maalesef, millete de aynı şeyi yapıyorlar.

GÖK GÜRLEYİNCE
Sokrates (469-399), geçimsizliği dillere destan bir kadınla evlenmişti. Bir gün öğrencileriyle konuşmaktayken, karısı devamlı olarak lafa karışıp onu rahatsız etti. Sokrat bu duruma aldırmayınca da, büsbütün sinirlenerek bir kova suyu Sokrates’in başından aşağıya döktü.
Sokrat yine sakindi. Öğrencilerine dönerek:
-Arkadaşlar!.. dedi. Biliyorsunuz ki ne zaman gök gürlerse, sonunda yağmur yağar.

Yansıtan: Hamdi Cenik
hamdicenik@hotmail.com
http://gulizk.com
12.08
.2003

 


Üst Ana sayfa e-mail