55.Bölüm


ŞÖHRET VE ALKIŞ

Yavuz Sultan Selim, Mısır Seferi’nden büyük bir zaferle dönerken, çoluk çocuk, genç ihtiyar binlerce insan, onu şehre girerken karşılamak için toplanmıştı. Ama Padişah, gece olmadan şehre girmek istemiyordu. Ordudaki herkes merak içinde olmasına rağmen, bunun sebebini sorma cesareti gösteremiyordu. Sonunda, büyük âlimlerden İbni Kemal, padişahın yanına çıkarak bu işin hikmetini sorduğunda, Yavuz:
-Efendi, sen bizi halâ tanıyamadın mı? Diye gürledi. Biz şan, şöhret ve alkış toplamak için değil, Allah rızasını kazanmak için savaşırız.

AKIL VE EVLİLİK

Yazar J. Swift, genç bir delikanlı olan oğlunu evlendirmek isteyince, arkadaşları
-Henüz pek erken değil mi? Diye sormuşlar. Hele biraz akıllansın...
Swift hemen atılarak:
-Aman!... demiş. Sakın akıllanmasın. Yoksa evlenmekten vazgeçebilir.

EN ZOR DİL

Yedi sekiz lisan bilen bir bilgeye:
-Üstad!.. diye sormuşlar. Gerçek bir uzman olarak bütün dillerin özelliğini biliyorsunuz. Söyler misiniz acaba, en anlaşılmaz dil hangisidir?
Bilge zât, hiç düşünmeden cevap vermiş:
-Kadınların dili.

OKUMA BİLMENİN FAYDASI

Basın kokteylinde konuşan yazarlardan biri:
-Dört yaşındaki oğlum, son yazdığım eserin orijinalini ateşe atıp yaktı, üstelik de başka örneği yoktu diye şikâyet edince, diğer bir yazar:
-Maşallah yâ!.. demiş. Demek ki oğlunuz, bu yaşta okuma öğrenmiş?

BİLMEZ Mİ?

Şair Eşref, Sadrazamlık ta yapmış olan bir dostunu İzmir’de Vali bulunduğu sıralarda ziyarete gider. Bekleme salonunda otururken, Vali’ nin yüksek sesle: “Bu millet eşektir!..” dediğini duyar. Bu sözü bütün bir millete hakaret kabul eden ve canı sıkılan Eşref, hemen aşağıdaki dörtlüğü yazar ve odacıya verip Vali Bey’ e iletmesini rica eder ve oradan ayrılır:
Ehl-i mansıbdan birisi millete eşek derse,
Red olunmaz sözü amma, bu söz elbet can sıkar.
Millete eşek diyen eşek herif bilmez mi ki,
Sadrazamlar da, valiler de bu milletten çıkar.

HABRİNİZ OLSUN

İbnül Emin Mahmud Kemal İnal, bir Ramazan gününde evinde iftar vermiş. Top patlar patlamaz sofraya oturup yemeklerini yemiş ve arkasından da çaylarını içmişler. Tam namaza kalkacakları sırada, İbnü’l-Emin bir bakmış ki misafirler tek tek gidiyor. Hemen tebessümle seslenmiş arkalarından:
-Haberiniz olsun!.. Bir daha ki sefere namaz, yemekten öncedir.

SELÂM DUR!..

Ahmet Vefik Paşa, görev yerine önceleri korumasız gider gelirmiş. Daha sonradan ise koruma polisleri arasında gidip gelmeye başlamış. Ancak korumasız olarak gittiğinde kendine hiç aldırış etmeyenler, bu defa selama durur olmuşlar.
Vefik Paşa, böyle bir durumda koruma polislerine döner ve:
-Siz de onlara selâm verin!.. dermiş. Biliyorsunuz onlar beni değil, sizi selâmlıyorlar.

Yansıtan: Hamdi Cenik
hamdicenik@hotmail.com
İstanbul-09.09.2003
http://gulizk.com


Üst Ana sayfa e-mail