BU DUAYA DEĞER
Bir gün bir çay ocağında oturuyorduk.
Müşterilerden olan yaşlı bir adam, garsonluk yapan çocuğa seslendi:
-Oğlum, bir bardak su ver de, ölmüşlerinin ruhuna değsin.
Çocuk biraz ağır davranınca, babası hemen kalktı ve suyu getirirken de:
-Onun babası sağ amca, dedi. Ama benimki vefat etti.
MUTLULUK
Tolstoy’a
-Nasıl mutlu oluyorsunuz , diye sorduklarında şu cevabı vermiş:
-Sahip olduğum şeylere sevinerek, sahip olmadıklarımı ise hiç düşünmeyerek.
FAKİRİN TAVUKLARI
Eski İstanbul Efendilerinden Osman Bey,
hilekâr esnafa karşı pek amansız davranırdı. Çarşıya çıktığı zaman, dükkân
dükkân dolaşır, tavukların kursaklarına kadar her şeyi inceden inceye
muayene eder ve eğer, tavukların kursaklarında yem bulamazsa, tavukçuya
falaka cezası verirdi.
Bir Ramazan günü, yolda rastladığı seyyar satıcının tavuklarında da yem
bulamayınca, tam sopa faslına başlayacağı sırada, fakir tavukçu Osman Beyin
ellerine sarılıp:
-A benim sultanım der, tavuğun midesinde yem var mı, yok mu diye bakacağına,
bir de onun sahibinin midesini yoklasan olmaz mı?
DÜNYA HÂLİ
Mehmet Şevket Bey’in babası Hacı Besim Efendi,
hâli vakti yerinde olmasına rağmen hiç para harcamazmış. Bir gün hasta olup
yatağa düştüğünde, Mehmet Âkif onu ziyarete gitmiş. Besim Efendi, çok zayıf
ve mecâlsiz halde yatıyormuş. Mehmet Âkif, geçmiş olsun dileklerini
ilettikten sonra:
-Hacı Efendi, demiş. Sizi çok zayıf görüyorum. Bir tavuk kestirseniz, çorba
falan yapılsa...
Hacı Efendi:
-Siz ne diyorsunuz Âkif Bey ,diye cevap vermiş. Dünyanın bin türlü hâli var,
para-pul harcamağa gelmez.
Âkif tebessüm ederek:
-Hacı Efendi , demiş. Dünyanın o, bin türlü hâlinden dokuz yüz doksan dokuzu
başınıza gelmiş. Daha ne bekliyorsunuz?
SİNEK FETVASI
Gevezenin biri, meşhur Şeyhülislam Zembilli Ali Efendi’ye:
-Sinek yemek câiz midir? Diye sormuş:
Zembilli, yüzünü ekşiterek cevap vermiş:
-Yiyebilirsen câizdir.
ONLAR VE BİZ
Sahabelerden biri Hz. Ali’ye sormuş:
-Senin zamanında meydana gelen üzücü hâdiselerin hiçbiri, niye daha önceki
Halifelerin devrinde görülmedi. Sebebi nedir?
Hz. Ali’nin cevabı, son derece mânâlı olmuştur:
-Onların zamanında biz vardık, bizim zamanımızda ise maalesef onlar yok.
GERÇEK ÜSTÜNLÜK
Solon’a,
-Senin bilginin diğer insanların sahip olduğu bilgilere üstünlüğü nedir ,
diye sormuşlar.
Şu cevabı vermiş:
-Sahip olduğum bilginin çok az olduğunu bilmemdir.