DİLENCİ
Arif Nihat Asya, bir dilenciyle konuşurken:
-Şu adamdan, hiç sadaka aldığını görmedim, demiş. Seni her zaman “Allah
versin” deyip başından savdığı halde, yinede ona uğramadan edemiyorsun.
-Evet.... demiş, dilenci. Çünkü o, “Allah versin” dediği gün, Allah
veriyor.
TEDBİR GEREK
Sultan Abdûlaziz, bir gün Keçecizade Fuat
Paşa’ya, kendisiyle Ali Paşa ve Mütercim Rüştü Paşalar arasındaki mizaç
farkını sormuş.
Fuat Paşa :
-Efendim, demiş, yeni yapılmış bir köprü tasavvur buyurun. Üçümüz, köprü
başına gelince, bendeniz hemen besmele çeker, korkusuzca geçerim. Ali Paşa,
besmele çeker, bir Elham okur, köprüyü devamlı kontrol eder, sonra geçer.
Rüştü Paşa ise, besmele çeker, bir Yasin-i Şerif indirir, üç tabur da asker
geçirir, sonra geçer.
ELÇİYE
DANIŞMAK
Ahmet Vefik Paşa’ya sormuşlar:
-Attığınız her adımda ve yaptığınız her işte başarılı oluyorsunuz. Bunun
sebebini nasıl izah ediyorsunuz?
Paşa’nın cevabı şöyle olmuş:
-Yapacağım her işi, önceden İstanbul da ki Rus elçisine danışırım. O kendine
göre, bana işin nasıl yapılacağını anlatır. Ben de onun söylediklerinin
tersini yaparım.
NİÇİN
YAŞIYORMUŞ?
Şair ve hiciv (iğneleme) üstadı Hüseyin Rıfat,
bir mecmua sahibi için de hiciv yazmış ve kendisine göndermişti.
Yazılan hiciv, ertesi sabah Hüseyin Rıfat’a iade edildi.
Mecmua sahibi, “Hâlâ Niçin Yaşıyorum?” şeklindeki yazı başlığının
altına, kırmızı kalemle şu satırları ilave etmişti :
“Bu yazıyı bizzat getirmeye cesaret
edemediğiniz için...”
HANGİSİ
HAYIRLI?
İmam-ı Şâfi’ye bir soru sormuşlar, cevap
vermekte gecikmiş.
-Niçin susuyorsunuz , demişler.
Şöyle cevap vermiş:
-Susmak mı hayırlı, yoksa konuşmak mı ... onu düşünüyorum.
BEYAZ SAÇLAR
Kral IV. Hneri, bir köylüye, sakalı siyah
olduğu halde saçlarının neden beyaz olduğunu sormuş.
Köylü de cevabı yapıştırmış:
-Haşmetmeap, saçım sakalımdan yirmi yaş büyüktür.
YANLIŞ ADRES
Süleyman Nazif Bağdat Valisi iken, Ordu
Kumandanlığı’ndan şöyle bir telgraf alır:
-Yüz bin okka şeker, beş yüz bin okka un ve on bin okka çay temin edip,
acele olarak kumandanlığımıza gönderiniz...
Nazif, cevap olarak şu telgrafı çeker:
-Çin İmparatorluğuna çekmeniz gereken bir telgraf, yanlışlıkla vilâyetimize
gelmiştir. Telgrafınız okunmuş ve mesuliyetimiz mahşere kalmıştır ...
bilgilerinize.
BAŞKA ÇARE YOK
Müsrifin biri
Sokrat’a dert yanıp, hiç parası kalmadığını söyleyince, Sokrat şu cevabı
vermiş:
-Masraflarınızı kısarak, kendinizden borç alın...