Mesnevi
3.Ciltten Notlar
*Her
mizacın mayası, anasıdır.
*Âlemde
her şey bir şeyi yemektedir. Âlem adeta, yenen ve yiyenden
ibarettir.
Toprak yağmuru yer, meyveler yetişir; insan meyveleri yer de
can hayat bulur. Fakat yeni bir can ve bakışa sahip olmak için
bazı yemeleri terk etmen gerekir.
Bebek memeyi ve sütü bırakırsa önüne meyveler ve enva-i çeşit
yemeklerden oluşan bir sofra açarlar. Sen de lokma yemeyi
azalt da can sofrana farklı bir âlemden taamlar açılsın.
*Âlemin
sonu yoktur ,âleme aşık olanların da... O âlem ehli ise
ebedidir ve hep bir aradadır.
*Tamah,
kulağa bir şey duyurmaz. Garez, göze perde olur.
*Âleme
tamah edersen, öte âlemi duyacak ne kulağın, ne de görecek
gözün olur..
*Avcılar
ormanda yol alırken taze ve körpe bir fil yavrusunu vurup
yediler. Fil geldi onlar uyurken ağızlarını kokladı da
yavrusunu yiyen iki avcıyı öldürdü.Birini öldürmedi.
Dikkat
et veliler Allah’ın çocukları gibidir. Aleyhlerine olur ve
konuşursan gıybetin leş kokusu ta Allah’a gider de başına
gadab-ı ilahi gelir.
*Peygamber,
baştan başa kulaktır, gözdür.
*Ömrün,
altın kesesine benzer; gece-gündüz de para sayan adama.
*Eski
ve tecrübe görmüş akıl;sana yeni bir baht bağışlar.
*Kibir-hırs
ve şehvet kokusu, söz söylerken ağzında soğan gibi kokar.
O koku yüzünden duan reddedilir. O kalp, o koku ile içini dışına
vurur.
*Sözün
eğri özün doğru olursa, o söz eğriliği Allah’a
makbuldur.
*Eğer
duada güzel bir nefese sahip değilsen, var yürü de hoş
nefesli bir dosttan dua iste.
*Allah
adı temizdir.Temizlik gelince pislik pılını pırtısını
toplar gider.Gün parladı mı gece kaçar. Allah adını ağzına
al da gamın ve kederin kaçıp gitsin.
*Yalvaranın
“Allah” demesi Allah’ın” buyur kulum” demesidir.
*Kötü
yaratılışlı kişi Allah’a yalvaramasın diye Allah ona
dert keder vermez. Unutma, Firavun’un başı bir kez bile ağrımadı.
*Dert;
Allah’ı gizlice anmana vesile olacaksa tüm dünya malından
yeğdir. Dertsiz dua soğuktur. Dertli dua gönülden, aşktan
gelir.
*Sabır;sıkıntıların
anahtarıdır.
*Pusudan
sabır ve ihtiyat etmeksizin kurtulamazsın. Sabır, ihtiyatın
eli ayağıdır.
*İhtiyatsızlık,
tedbirsizlik; pişmanlıktır.
*İyilik
ettiğin kişinin şerrinden sakın.
*Sohbet
var; keskin kılıca benzer, bostanı, ekini kış gibi keser biçer.
Sohbet var; ilkbahar gibidir, her tarafı yapar, sayısız
meyveler bitirir.
*Tedbir
ve ihtiyat bastonun yoksa, bari gözü gören birine tutun.
*İsa
Nebi’nin ibadet yeri, gönül ehlinin sofrasıdır.
*Hırsız
mal çaldı mı içini bir sıkıntı kaplar. Bu mazlumun ahının
tesiridir.
*İnsan
yazın kışı ister, kışın da yazı... Bir hale katiyen razı
olmaz,ne darlıktan hoşlanır, ne genişlikten ve boşluktan.
Rahata erdi mi de inkâra sapar. Geberesi insan, efendisine ne
kadar da nankördür.
*Seni
dostundan ayıran sözü dinleme.
*Gökten
yeryüzüne ne yağarsa yer ne kaçabilir, ne de çare
bulabilir. “Sizi topraktan yarattık” ayetini unutur da
Hak’tan gelene öfkelenirsin. Topraksın, arştan gelenden kaçamazsın.
Toprak gibi razı ve mütevazı ol.
*Kaza
ve kader felekten baş çıkardı mı, akıllıların hepsi kör,
sağır olur.
*Kaza
ve kaderden, yine kaza ve kadere kaçan kurtulur.
*Bir
dertlinin dert ve elemini dinlemek ona verilecek en büyük zekâttır.
*Dertli
kişinin tereddüt ve elemle dolu gönül evi vardır. Onu
dinlemek, o eve pencere açıp havalandırmak demektir.
*Tereddüt,
hapis ve zindandır. Ruhu çeker de bir yana yönelmesine engel
olur.
*Gamdan
sevinmeye çalış. Gam, vuslat tuzağıdır. Bu yolda aşağıya
düşüş aslında hakikâte yükseliştir. Gam bir hazinedir.
Senin zahmet ve meşakkât çekişinse maden... Gam derdine düşen,
madeni kazmaya başlamıştır. Azimle kazan, ulaşır defineye.
*Dostlar!..
Gönül, eminlik ve huzurdur.
*Acı;
tatlı dudakların tesiri ile tatlılaşır. Diken, gül bahçesi
nedeni ile gönül çeker hale gelir.
*Suretten
geçerseniz, her şeyde sevgiliyi görürsünüz. Mecnun bir köpeğe
iltifat ediyordu.Halk onu kınadı.Mecnun “siz anlayamazsınız
bu, Leyla’nın semtinin köpeğidir,onda ben sevgilimi gördüm
“dedi.
*Kılavuzsuz
yola gidene iki günlük mesafe yüz yıl olur.
*Hırs
sahibi, mahrumdur.
*Boğaz
nimet yerse, yüz utanır.
*Dosttan
gelen bir cefa; yabancının üç yüz bin cefasından daha ağırdır.
*İnsanların
uğradıkları bela ve mihnet, dikkâtli bakarsan alışmadıkları
şeyden meydana gelir.
*Temiz
kişilerin toprağını öpmek; aşağılıkların taht ve bahçesine
oturmaktan iyidir. Gönlü aydın bir ere kul olmak, Padişahın
başında tac olmaktan yeğdir.
*Doğruluk
ve yanıp yıkılmışlık Veli âdetidir. Utanmazlık da her aşağılık
kişinin sığındığı bir sanattır.
*İmtihan
içinde imtihan vardır. Derlen toplan da ufak bir imtihanda
satma kendini.
*Ya
doğru ol, doğruluğunu göster; yahut sus da merhamete eriş,
sonra coş.
*Allah
“beni çağırdın mı suçlu da olsan, putperest de olsan
icabet ederim. Onun için duadan hiç çekinme, hiç usanma, dua
nihayet seni nefsinden kurtarır” demiştir.
*Mal
yılandır, onda ne zehirler var.
*Tatlı
suyu tatmadıkça, acı su insanın gözünde nur gibi görünür.
*Allah
“Allah’ın inayetine erenler, yeryüzünde yavaş ve mülayim
yürürler” buyurdu.
*İnsan,
kendine yasaklanan şeye karşı hırslıdır.
*İnciler
deniz dibinde taşlarla karışık dururlar. Övülecek şeyler,
ayıplar arasındadır.
*Takdirle
savaşa girişen, ona baskın yapmaya kalkışan baş aşağı
gelir, kendi kanına bulanır.Yer göğe düşmanlık etmeye
kalkışırsa, çorak kalmaya mahkûmdur.
*Arayan;
ister yavaş gitsin ister hızlı, aradığına mutlaka ulaşır.
*İnsan
rahat ve geçim için yılanlar arar durur.Gamdan kurtulmak için
gam yer durur.
*İnsan
duygudan çıkmadıkça, gayb âlemine tamamen yabancıdır.
*Nefsin
ejderhadır. Öldü sanma, uykuya dalar o. Dertten eline fırsat
düşmediği için uyur. Derdin bitince çıkar hemen. Hüner;
dertsizken de nefsi uykuda tutmadadır.
*Nefsi
uykudan şehvet güneşi uyandırır. Yüzünü ört onun da, şehvet
güneşi onu uyandırmasın.
*Sıkıntıdan
kurtuluşa giden gizli
yol, o sıkıntının içindedir.
*Hüner
ve marifette ileride olanlar, manâca geridedirler.
*Ad-san
sahibi olmazsan, insanlar arasında kaybolurum sanma. Defineyi açık
ve meşhur yere koymazlar.
*Şehirlerde
ad ve san sahibi olmazsan Allah kullarının halini daha iyi
bilirsin.
*Geçmiş
ve gelecek insana göredir. Yoksa hakikat âlemi birdir.
*Akılla
hüneri sat da, hayran olmayı satın al.
*Süt
emen bebek sütten kesilince yer gıdası almaya başlar.Sen de
yerin gıdalarından kesil de arştan gelen kalp gıdalarını
almaya başla.
*Gönül
ehli değilsen uyanık ol da bir gönül iste. Mücadeleye başla.
*İnsan
önce bir kadını sever. Ama vuslata erince kadın gözünde
basitleşir. Vuslat; kadını yaratan Allah’a varmaktır.
*Allah
hükmüne âşık olan nurlanır, yaratıklara âşık olan ise
kâfir olur.
*Dudak
kuruluğu suyu haber verir. Bu eziyet ve susuzluk; suya vuslatın
alametidir. Bu aramak; kutlu bir iştir. Hak yolundaki bu isteğin
engellerini giderir. İstek; dileklerin anahtarıdır.
*Padişah
tarafından kabul edildikten sonra, ona mektup yazmak, elçi
koymak ayıptır. Huzura kabul edilmeye bak.
*İnsan
cansız şeylerin Allah’ı zikrini inkâr eder. Ateş canlı
bir kul olmasa İbrahim’i yakmayacağını nasıl bilebilirdi?
Ateş itaat etti Rabbine de yakmadı Halil’i.
*Allah’ım
bana zahmetsiz, eziyetsiz rızık ver demek günah değildir.
Sen de öyle de.Davut (as) döneminde böyle diyen adam nice lütuflara
mazhar oldu.
*Cüzi
aklın afeti vehim ve zandır. Zan ve vehmin vatanı karanlıklardır.
*Bilginin
iki kanadı vardır, şüphenin tek. Şüphe ve zan sahibi, hiçbir
zaman uçamaz.
*İnsan
bir işe ciddiyetle koyuldu mu hastalığı görmez, gözleri dış
âleme kör olur.
*Kötüye
yormak ve vehim yapmak insanı derdi yokken bile hasta eder.Onun
için olaylara iyi bak.
*Ten
elbiseye benzer. Elbiseye yapışıp durma, koş da diken ustayı
ara.
*Herkes
bir iş için yetiştirilmiş, gönlüne o işin meyli verilmiştir.
*Kendinde
göklere doğru bir meyil sezersen hemen kanat aç.
*Akıllılar;
olayların başında feryat eder, bilgisizlerse işin sonunda başlarını
yere vururlar.
*Bu
âlem bir rüyadır. Zanna kapılma,rüyada elin kesilse de
korkma elin yerindedir. (Dünya bir rüya ise, başına gelen
felaketler de geçicidir.Neden çok üzülürsün ki?)
*Uykuda
aklın gider, ama uyanınca sana yine gelir o. Ahirette de aklın,
duygun tam olacaktır. Lezzetleri oraya sakla.
*Seni
köpek ısırsa hemen hayvanı döver ya da küfredersin.
Velilerden birini ısırsa onlar şöyle derler: ”Allah’ım
başka kullarını ısırmasın bu hayvan. Sen onun hırsını
al”.
*Halk
rahmetin pek azına mazhar olur. Himmet sahipleri ise çoğuna.
*Gözyaşları
merhamete delildir.Yürek yanmasa göz ağlamaz.
*Ağlayış
ya elemden olur, ya ayrılıktan.
*Duygu
akla esirdir. Akıl da ruhun esiridir.
*Sabır;
genişliğin anahtarıdır.
*
“Velasri
Suresi” nin sonunu dikkâtlice oku. Allah o surede sabrı
Hak ile beraber andı. Sabr, Hakk’a eştir.
*Allah
ne alırsa ona karşılık ihsanda bulunur. Bunun için Veliler
kaybettiklerine üzülmez ve Allah’a itiraz etmezler.
*Parça
bütünden koptu mu işe yaramaz. Bedenden bir uzuv kesilirse o
uzuv işe yaramaz hatta murdar olur. Tekrar aslına iade
edilmezse ölü kalır. Hak’tan nasıl ayrı kalabilirsin?Sen
oraya aitsin.
*Baş
köşelere hevesi bırak. Senin baş köşen Hakk’ın yoluna
revan olmaktır.
*Âşık,
gönül yurduna sefer eden kişidir.
*Zamana
bağlı olan, zamansızlığı kavrayamaz. Onu kavramak için
hayret etmeyi öğren.
*Anlayış
sudur, beden testi. Testi kırılınca içindeki su dökülür
gider.
*İftitah
tekbirinin manâsı şudur:
Allah’ım biz senin huzurunda kurbanız.
Koyun keserken “Allahu Ekber” deriz. “Allah büyüktür”
der de hayvanı keseriz. Namaza başlarken “Allahuekber”
demekle şunu demek istiyorsun:
Allah’ım hayvan olan nefsimi isminle kesiyorum.
*Hileler
ve hesaplar öldü mü Dua zamanı gelir.
*İhtiyat
nedir? Her an gelebilecek belayı görmek.
*Gönle
gelen her ferah, bir sıkıntı sonucudur.
*Kese
ve dağarcığın değeri altına bağlıdır. İçinde altın
olmasa beş para etmezler.
*Allah
kimi gönül makamına çekerse, o kişide ten cinsiyeti kalmaz.
*Apaydın
gündüz vakti bir kişi mum ararsa bu, onun körlüğüne
delalet eder. (İslam gelmiş, hâlâ yollar ararsın)
*Sabır
ve sukut, Allah rahmetine sebep olur.
*Ey
edepli kişi!
Derdin tazelensin istemiyorsan, bu doktorun önünde soru sormayı
bırak da başını yere koy.(Allah’a secde et)
*Yazı
yazanın elindeki kâlem gibi göz ve gönül Allah’ın iki
parmağı arasındadır.
*Kel
olanlar saç hakkında konuşamazlar. Sırlara ermemişsen o âlemin
edebiyatını yapma, gülünç olursun.
*Davud
(as )’ın sesini dağlar duydu da zikre katıldı, ama kâfir
yürekler duymadı.
*Dünya;
kuşa tane saçan avcıya benzer.Tanelere koşarsan karnın azıcık
doyar, sonu tuzaktır. Tembellik etme, taneyi bırak da ovaya
Hakk’ın rahmet vadisine uçmaya bak.
*Nimete
şükür; nimetten daha tatlıdır.
*Şükür,
nimetin canıdır. Nimet deriye benzer. Seni sevgiliye ulaştıracak
olan candır.Nimet insana gaflet verir, şükür ise uyandırır.
Şükür nimeti, gözünü doyurur,seni bey yapar.Allah sofrasından
yersen, oburluğun ve nimet hırsın kalmaz.
*Karanlığın
ardında nice güneşler var. Ümitsizlikten sonra nice ümitler
var!...
*Sabırla
nefsin belini kır. O alçaktır, iyilik etmeye hiç gelmez.
*Alçaklar
cefa ve derde düşünce arınır, temizlenirler. Vefa gördüler
mi hemen cefa etmeye başlarlar.
*Zindan
alçak ve hırsızların ibadet yeridir. Orada Hak akıllarına
gelir.
*Kitaptan
amaç, içindekinden yararlanılmasıdır. Ama
sen dilersen kitabı yastık da yaparsın. Bu sana bağlı.
*Alçak
nefse iyilik etme. Kötü davran da alçaklar gibi sana eğilsin,
teslim olsun.
*Şükür;
sıkıntı ve dertten gelişir.
*Aşkın
gıdası, ekmeksiz ekmeğe âşık olmaktır. Aşkında doğru
olan kişi, varlığa bağlanamaz. Âşıkların varlıkla işi
olmaz. Onlar, sermayesiz kâr elde edenlerdir.
*Yüzünü
yıkamayan, huri yüzü göremez.(Abdest)
*Canların
gıdası, aşktır. Ruhun gıdası da açlık.
*İlim
sevgilisi olmak ile âlim olmak farklıdır. Nice âlimler
sadece bilgi hamalı oldular. Sen ilim sevgilisi olmaya bak.
*Kendini
unutursan, seni anarlar. Kul olursan, azat ederler.
*Halkın
işi kaza ve kaderledir.Midenin hararet ve kuvveti olmasa diş
keskin olmaz.
*Kim
yanmayı başarmışsa nuru o bulur.
*Allah,
bunalan kişinin duasını kabul eder. Meryem iffetinden “beni
fahişe sanırlar” diye bunaldı, Hakk’a yalvardı da Allah
İsa’yı konuşturdu.
*Dert
nerede ise deva oraya gider.Yoksulluk nerede ise nimet oraya
gider.Soru nerede ise cevap oraya verilir.Gemi nerede ise su
oradadır.Suyu ara, susuzluğu elde et de sular alttan da yerden
de fışkırmaya başlasın.
*Yavrunun
boğazı nazik yaratıldığı için Allah sütü kolay akıttı.
Nazik ol, nazenin ol, fakir ol ki, nimet aksın sana.
*Birini
Allah överse canlı cansız her şey onu över.Kimi Allah
koruyor ise onu yolda kuşlar ve kurtlar da korur.
*Nurlu
kişiden yansıyan da nurdur.Karanlıkta kalandan zaten yansıma
olmaz ki.
*Kötü
bir işe düşünce ibret al, üzüntüye düşme. Fayda ve
zarar zamanında da gülmeye bak.Gülün yapraklarını tek tek
koparsan da sana gülümser o.Bir dikenden niye gama düşersin?
Diken olmasa gül olur mu?
*Tasavvuf;
sıkıntı anında dahi neşeli olmanın adıdır.
*İbret
almayı Allah’tan iste. Kitap ve harflerden değil.
*Kâr
beklemeksizin veren, sadece Allah’tır.
*Bedenin
halvette eziyet çekmesi ruha dirilik verir.
*Dudağını
yumup sırrı gizleyebilirsen gayb sırrını öğrenebilirsin.
*Beden
ve mal ziyanı, ruha faydalıdır.
*İnsan,
gaybı gören göze sahip olmadıkça insan olamaz.
*Her
meyvenin içi, kabuğundan tatlıdır. Ten kabuk, ruh içtir.
*Sana
bir yerden bir töhmet gelmiş ise bil ki; zulmettiğin biri sıkıntıya
düşmüş,sana beddua etmiştir.
*Mazluma
zulmetmen, tohum ekmendir. Unutma, o tohum zakkum olur ve
zehirler seni.
*Aklını
başına al, ateşi ancak din nuru söndürür.
*Yavaş
iş Rahman’dandır; acele ve telaş ise şeytandan. Unutma,
Allah yer ve gökleri altı günde yarattı.
*Yüzü
kara olanlar, hakikâti görmeyenlerdir. Sen Bilali Habeşi’nin
kara yüzüne hayran ol. Kişinin adı Ebu Cehil’se yüzü
beyaz olsa neye yarar ki?
*Kalbi
ölen kişiye dünya geniş görünür.
*Ana
ağrı çekmese doğum olur mu? Sıkıntı çekeceksin ki, sırlar
âlemine doğasın.
*Gaflet,
tenden ileri gelir.Ten öldü mü şüphe de kalmaz gaflet de.
*Daima
suda kalmak, balığın harcıdır. Yılan nerede suda kalacak?
*Geceyi
yaratmasaydı Allah, bu millet kazanma hırsından kendini helak
ederdi. Sıkıntılar gecedir. Dinlen, kederlenme. Sabah elbet
olacak.
*Kışın
yüzü soğuktur ama şefkâtlidir. Yaz gülümser ama yakar,
kavurur. Darlık geldi mi onda genişlik görmeye bak.
*Allah’ın
esas rızkı hikmettir. Onu yemek için bu ağzını kapat da gönül
ağzını aç.
*Tanımamaktan
beter hastalık yoktur. Sevgili (Allah) şahdamarından daha yakın,
ama haberin yok.
*Bir
yerde dert ve aşk artarsa orada ne Ebu Hanife der verebilir ne
de Şafii. O kişi, kendinin hocasıdır artık.
*Âşıklara
dostun güzel yüzü, en iyi öğretmendir.
*Aşk
davadır,cefa çekmek Şahid. Şahidsiz dava kazanılır mı?
*Sopayla
kilime vuranın gayesi, kilimi dövmek değil, tozu kovmaktır.
Allah tozunu alıyor, niye kederlenirsin?
*Nefsle
şeytan ikisi de birdir, ama iki gibi görünür. Akılla melek
de birdir.
*Malla
beden eriyen kar gibidir. Ama onları satmak dilersen, en iyi alıcı
Allah’tır.
*Koyunlar
sayamayacak kadar çok olsa da kasap bundan korkar mı?
*Varılan
yerin tatlılığı, ona ulaşmak için yolda çekilen sıkıntıların
fazlalığı ile ölçülür.
*Ne
kadar gurbet çekersen, akraban ve vatanın o kadar sana tatlı
olur.
*Belaya
uğrayan müminin misali, tencerede kaynayan nohuta benzer.
Nohut, yanmaktan ıstırap duyar da kaçmak için kapağı
zorlar. Hanım, çıkmasın diye kepçe ile
bastırır.
Nohut yanmanın yok oluş değil nimete dönüşme olduğunu
bilse kaçar mıydı?Allah pişesin, olgun olasın diye seni
belalarla kaynatır.
*Allah’ın
rahmeti kahrından ileridir. Kahırlara eseflenme, mutlaka
rahmet o kahrı kuşatacaktır.
*Nur
gönülden doğar da göze vurur. Gönül olmasa, göz bir şey
görmez.
*Kıyamet,
bize bayramdır.
*Her
âşık sevgilisine kavuşmayı özler. Sevgili de hep O’nu
aramaktadır. Aşk âşıkları zayıflatır, sevgililerin vücudu
ise aşkla güzelleşir. Gönlünde Allah sevgisi arttı mı,
bil ki Allah da seni sevmektedir.
*Susuzluk;
suyun çekmesinden ileri gelir.
*Âlem
adeta erkek ve dişidir. Yer kadın gibidir, ana gibi yetiştirir
meyve ve nebatatı. Gök, erkek gibi taşır eve gerekli olanları.
Allah, evlatlar yetişsin diye erkekle kadını birbirine
meyilli yarattı. Gece gündüze sarılır da gün doğar. Her
şey, bir şeyin parçasıdır ve parçalar bütünü çeker de
kâinatta devran döner.
*Ten
yeşilliğe ve akarsuya meyleder. Çünkü aslı topraktır. Can
hikmete
ve bilgilere meyleder. Ten yere, Can göklere meyleder.
Ruhun aslı yücelerdendir, tenin aslı yerden.
*Kim
bir şey isterse, istediği şey de ona rağbet eder.
*Müminlerin
nişanı kırık ve mağlup olmalarıdır. Ama o kırıklıkta
bir güzellik var. Misk şişesi kırılırsa ortalığı güzel
koku kaplar. Eşek tezeğini kırsan, burnunu tutarsın.
*Yusuf’un
gömleğini alıp götüren hiçbir şey hissetmedi. Ama Yakup
onda Yusuf’un kokusunu aldı. Şeytanlar levhi mahfuzun etrafını
gezerler de zerre miktarı koku alamazlar.
*Helva
kime nasipse o yer, parmağı uzun olan değil.
*Adamlık
üzümde şarabı, yokta varı görmektir.
*Aşk
öyle bir fazilettir ki; insanı faziletler sahibi yapar.
*Namahrem
olanlar sevgiliyi göremezler. Dostun yüzünü onun civarında
olan can görür.
*Hakikât
şarabı aşkla kaynar.
*Nice
güzel sözlüler var ki susmaktadırlar. Nice tatlı özlüler
var ki; ekşi yüzlüdür. Mezarlığa var da bir bak; ne
hatipler var ki susmuşlar, ne can yakan güzeller var ki, ekşimişler,
toprak olmuşlar.
*Allah’ın
gölgesi, kulun hemen başının üzerindedir.
*Peygamber
dedi ki: Bir kapıyı sürekli çalarsanız mutlaka ses verilir,
baş görülür. (O kapıyı dua ve zikirle çal.)
*Ayağın
kırıldı diye üzülme. Allah sana belki kanat verecek. Kuyu
dibinde kaldın diye kırılma, belki oradan bile bir kapı açılır.(Yusuf
kuyudan sultan oldu)
Mehmet DOĞRAMACI
İstanbul - 24.12.2002
asitane1967@yahoo.com
http://sufizmveinsan.com
|