Sizden birisine ben;
canından, malından bütün insanlardan daha sevgili olmadıkça îman
etmiş sayılmaz. (3/356)
Dininizi,
emanetinizi ve işlerinizin sonuçlarını Allah’a ısmarlarım.
(3/363)
Nerede olursan,
Allah sana hayrı kolaylaştırsın. (3/364)
Birinizin
lokması düşerse, alsın ondan eziyeti gidersin, sonra yesin, şeytana
bırakmasın.( 3 / 412 )
Siz bereketin yemeğin
hangi kısmında olduğunu bilemezsiniz. (3/412)
Devenin içtiği gibi bir solukta içmeyiniz.
Bilakis; ikişer, üçer (aralıkla) içiniz. İçeceğiniz zaman
besmele çekiniz. Bitirdikten sonra da Allah’a hamd ediniz .
(3/418)
Altın ve gümüş
kaptan içen kimse karnına ancak cehennem ateşi doldurmaktadır.
(3/442)
Beyaz olan
elbisenizden giyiniz. Çünkü
o elbiselerinizin en hayırlısıdır. Ölülerinizi onunla
kefenleyiniz. (3/444)
Kıyamet günü
Allah; elbisesini kibir ederek yerde süründürene (şefkatle) nazar
etmez. (3/459)
Üç grup insan vardır ki, Allah kıyamet
günü onlarla konuşmaz, onlara (şefkatle) nazar etmez, onları
temize çıkarmaz, onlar için acıklı bir azap vardır. Bunlar:
Elbisesini caka için sürüyen, iyiliği başa kakan, yalan yeminle
malının revacını artırandır.( 3 / 461 )
Kim kardeşini bir günahla
ayıplarsa, o ayıba başlamadan ölmez. (3/465)
Hiç bir kul
abdesti güzel bir şekilde almaz ki, geçmiş ve gelecek günahları
affedilmesin. (3/466)
Sizler
kardeşlerinize gidiyorsunuz. Bineklerinizi ve elbiselerinizi düzgün
kılın ki; insanlar arasında yüzdeki ben gibi olasınız (fark
edilesiniz). Muhakkak Allah; çirkinliği, kötü sözlü olmayı
sevmez. (3/469)
<devam
edecek>
İstanbul
- 21.01.2003
http://sufizmveinsan.com
|