29. Bölüm


Bir yerde vebayı işitirseniz, oraya yönelmeyiniz. Vebanın çıktığı yerde bulunuyorsanız, oradan kaçarak, çıkmayınız. (6/149)

İpek ve atlas elbise giymeyiniz. Altın ve gümüş kaplardakini içmeyiniz ve bunlarda ki yiyecekleri yemeyiniz. (6/160)

Akıl baliğ olduktan sonra yetimlik yoktur. Bütün bir gün geceye kadar susmak da yoktur. (6/165)

Oruçlunun susması tespih, uykusu ibadet, duası müstehaptır . (6/167-168)

Allah Teâlâ kıskanır. Allah’ın kıskançlığı, kişinin Allah’ın haram kıldığı şeyleri yapmasına karşı olmasıdır. (6/176)

Şüphesiz deccal çıkar. Beraberinde su ve ateş vardır. İnsanların su diye gördükleri aslında yakan ateştir. Ateş diye gördükleri aslında soğuk, tatlı sudur. Sizden kim ona yetişirse ateşi gördüğü yere dalsın. Çünkü o, tatlı, hoş bir sudur. (6/188)

Hiçbir diyar yoktur ki, deccal oraya ayak basmasın. Ancak Mekke ve Medine’de hiçbir yolu boş bırakmadan melekler orayı saf halinde beklerler. Melekler onu men edince deccal kumlu çorak bir yere iner de Medine’de üç defa sarsılır. Cenabı Hak oradan her kâfir ve münafığı çıkarır. (6/192)

Âdem’in yaratılışından kıyamet kopuncaya kadar deccaldan daha büyük bir fitne yoktur. (6/194)

Üç şey vardır, onlar çıktığı zaman, önceden îman etmemişse îmanları ona fayda vermez; deccal, dabbet’ül-arz, güneşin batıdan doğması. (6/200)

Nefsim yed’i kudretinde (kudret elinde) olan Allah’a yemin olsun ki bir adam kabir yanından geçerken, kabir üzerine yuvarlanıp da, din bakımından değil, birbirini takip eden dünyevî belâ ve musibetler sebebiyle; “ Keşke bu kabirde yatanın yerinde olsaydım...” diye temenni etmedikçe kıyamet kopmaz. (6/202)

Fırat nehrinin suyu kesilip (yerine); altın bir dağ meydana çıkmadıkça kıyamet kopmaz. Bu hazine üzerinde savaş vuku bulur. Her yüzden doksan dokuzu ölür. (Savaşa katılanlardan) her kişi yalnız ben kurtulacağım, diye ümitlenir. (6/203)

İnsanlar üzerine bir zaman gelecek, insan altından sadaka vermek için dolaşır da o sadakayı kendisinden alacak fakir bulamaz. Yine bir erkek görülür ki, kırk kadın ona tabi olur. Erkeklerin azlığından, kadınların çokluğundan dolayı, bu kırk kadın bir erkeğe sığınır. (6/205)

Birer birer salih insanlar giderler (ölürler) de (dünyada) arpa ve hurma artıkları gibi, halkın döküntüleri kalır. Allah (c.c) onlara kıymet vermez. (6/208)

Allah Teâlâ bir kavme azap indirdiği zaman, azap o kavmin içinde bulunan (iyi, kötü) kimselere isabet eder. Sonra amellerine göre diriltilirler. (6/210)

Mü’min bir (yılan) deliğinden iki defa ısırılmaz. (6/214)

Dinî ve dünyevî işler, ehliyetsiz adamlara verildiği zaman kıyameti bekle!.. (6/218)

<devam edecek>

İstanbul - 20.05.2003
 http://gulizk.com

 


Üst Ana sayfa e-mail