Allah
katında beldelerin en hayırlısı, onun mescitleridir. En sevimsizi
de çarşılarıdır. (6/221)
Kim
Allah’a kavuşmayı severse Allah da ona kavuşmayı sever. Kim
Allah’a kavuşmayı hoş görmezse, Allah da ona kavuşmaktan hoşlanmaz.
(6/228)
Seyhan,
Ceyhan, Fırat ve Nil cennet nehirlerindendir. (6/236)
Kim
üzerinde oruç (borcu) olduğu halde ölürse, onun yerine velisi
tutsun. (6/240)
Vallahi
şüphesiz ben, Allah’a günde yetmişten fazla istiğfar ve tevbe
ederim. (6/271)
Nefsim
kudreti elinde olan Allah’a yemin olsun ki, şayet günah işlemeseydiniz
Allah sizi gönderir (ortadan kaldırır) yerinize bir başka kavim
getirirdi. Onlar günah işleyip Allah’a istiğfar ederlerdi de
Allah da onları mağfiret ederdi. (6/272)
Kim
istiğfara devam ederse, Allah (c.c) onun her sıkıntısından çıkış
yolu gösterir. Her tasadan ferahlık verir. Onu aklına bile
gelmeyecek bir şekilde rızıklandırır. (6/273)
Seyyid’ül-istiğfar
kulun şöyle demesidir: Allah’ım! Sen benim Rabb’imsin.
Sen’den başka hiçbir ilâh yoktur. Beni Sen yarattın. Ben
Sen’in kulunum. Gücüm yettiğince ezelden Sana verdiğim söz ve
vaadime bağlıyım. Yaptıklarımın şerrinden Sana sığınırım.
Üzerimdeki nimetini ve günahlarımı Sana ikrar (itiraf) ediyorum,
beni mağfiret buyur. Çünkü günahları ancak Sen bağışlarsın.
(6/275)
Cennet
ehli orada yerler, içerler. Büyük abdeste çıkmazlar. Sümkürmezler.
İdrar dökmezler. Fakat onların yiyeceği, şu geğirme ve misk gibi
kokan ter yoluyla çıkar. Onlara (sıkıntı duymadan) nefes alıp
vermek gibi tespih ve tekbir getirmeleri de ilham olunur. (6/285)
Cennette
yay kadar bir yer bile, üzerine güneş doğan ve batan şeylerin
hepsinden elbette hayırlıdır. (6/294)
Cennette
bir Pazar vardır ki, cennet ehli oraya her hafta gelirler. Kuzey rüzgârı
esip onların yüzlerine ve elbiselerine cennet kokuları saçar. Böylece
onların güzelliği artar. Onlar güzellikleri arttığı halde çarşıdan
ailelerine döndükleri zaman; aileleri: “Vallahi siz bizden ayrıldıktan
sonra güzelliğinizi artırmış oldunuz” (6/294)
Cennetlikler,
cennete girince bir münâdi (tellal) şöyle nidâ eder: “ Muhakkak
siz (cennette) ebedi yaşayacak ve hiç ölmeyeceksiniz.
Hastalanmayacak ve devamlı sıhhatli olacak, yaşlanmayacak, devamlı
genç kalacaksınız. Ebedî nimetlere nail olacak ve hiçbir zaman hüzün
ve keder görmeyeceksiniz. (6/296)
Şüphesiz
Allah (c.c) cennetliklere şöyle buyurur:
-Ey
cennet ehli!...
Onlar
:
-Ey
Rabb’imiz emrine hazırız, bütün hayırlar Sen’in elindedir”
derler.
Allah
(c.c) :
-Razı
oldunuz mu? buyurur.
Onlar
:
-Nasıl
razı olmayalım ey Rabb’imiz , hiçbir mahlukatına vermediğini
bize verdin , derler.
Allah
(c.c) :
-Size
bundan daha faziletlisini vereyim mi? buyurur.
Onlar
:
-Ey
Rabb’imiz bundan daha faziletli ne olabilir ? diye hoşnutlarını
arz ederler.
Cenab-ı
Hak :
-Size
rızamı helâl kıldım, bundan böyle ebedî olarak size azap
etmeyeceğim ... buyurur. (6/298)
Değerli
okuyucular:
Müellifi
İmam Nevevî’yi rahmetle yad ettiğimiz , İslam dünyasında
klasik olmuş bu değerli eserden yaptığımız alıntılar sona ermiş
bulunuyor. Âcizane önerimiz , eserin tamamını bizzat okumanızdır.
Kitapta , buradakilerden başka çok sayıda hadis , âyet ve bunlara
ait yorumlar ile karşılaşacaksınız.
Başka
bir eserin takdiminde buluşmak üzere ilim dolu günler ve esenlikler
dileriz.
<devam
edecek>
İstanbul
- 03.06.2003
http://gulizk.com
|