| İblis
    bundan sonra bazı kötü
    huylar üzerinde durdu. Ve onların
    her birinden nasıl
    istifade ettiğini anlattı: YALAN —
    Bilmez misin ya Muhammed , yalan bendendir ve ilk yalan söyleyen de benim.
    Her kim yalan söylerse, o benim dostumdur. Her kim yalan yere yemin ederse
    , o da benim sevgilimdir. Bilmez misin ya Muhammed , ben Adem'e ve Havva'ya
    yalan yere Allah adına
    and içtim.”Muhakkak ben size nasihat ediyorum.” (7/16) 
    dedim... Bunu yaparım
    ; çünkü yalan yere yemin gönlümün eğlencesidir.
 
 GIYBET - KOĞUCULUK
 
 — Gıybet ve koğuculuğa
    gelince .... Onlar da benim meyvelerimdir ve şenliğimdir.
 
 NİKAH üZERİNE
    YEMİN ETMEK
 
 — Her kim talak üzerine yemin ederse, günahkâr olacağından
    endişe edilir. İsterse
    bir defa olsun, isterse doğru
    şey üzerine olsun. Her
    kim talakı ağzına
    alırsa, taaa hakikati
    belli oluncaya kadar karısı
    ona haram olur. Onların
    bu halleri ile kıyamete
    kadar meydana getirecekleri çocukları
    hep zina çocuğu olur. Ağza
    alınan o talak kelimesi yüzünden
    hepsi cehenneme girer.
 
 NAMAZ
 
 — Ya Muhammed , namazı
    an be an tehir edilince ... onu da anlatayım.
    O her ne zaman ki , namaza kalkmak ister; tutarım
    . ona vesvese veririm. Derim ki : " henüz vakti var. Sen de meşgulsün.
    Hele şimdilik işine
    bak . sonra kılarsın."
    Böylece o, vaktinin dışında
    namazını
    kılar. Ve bu sebepten
    onun kıldığı
    namaz yüzüne atılır.
 
 Şayet o kimse beni mağlup
    ederse, ona insan şeytanlarından
    birini yollarım. Böylece
    onu vaktinde namaz kılmaktan
    alıkoyar. O, bunda da
    beni mağlup ederse, bu
    sefer onun hesabını
    namazında görmeye bakarım.
    O namazın içinde iken ;
 “
    sağa bak… sola
    bak...”  derim. O da bakar. O
    ki böyle yaptı... Yüzünü
    okşar alnından
    öperim. Bundan sonra ona :”Sen ebedi yaramaz bir iş
    yaptın.”
 derim veböylece onun huzurunu bozarım.
    Sen de bilirsin ki ya Muahammed , her kim namazda , sağa
    ve sola çokça bakarsa , Allah onun namazını
    kabul etmez. Bunda da ona mağlup
    olursam,yalnız başına namaz kıldığında
    yanına giderim.Ve ona ; çabuk çabuk kılmasını
    emrederim. O da , başlar
    ; namazını
    çabuk çabuk kılmaya. Tıpkı
    horozun , gagası ile
    yerden bişeyler topladığı
    gibi.
 
 Bu işi yaptırmakta
    da ona başarı
    kazanamazsam bu sefer , cemaatle namaz kılarken
    onun yanına varırım.
    Orada başına bir gem
    takarım. Başını
    imamdan evvel secdeden ve rükü'dan kaldırırım.
    İmamdan evvel de secde ve
    rüku yaptırırım.
    İşte o böyle yaptığı
    için , kıyamet günü ,
    Allah onun başını
    eşek başına
    çevirir.
 
 O kimse bunda da beni yener ise, bu defa , ona namazda parmaklarını
    çıtlatmasını
    emrederim. Böylece o beni tesbih edenlerden olur. Ama bu işi
    ona namaz içinde yaptırmaya
    muvaffak olursam.
 
 Bunda da mağlup olursam ,
    bu sefer ona tekrar giderim. Namaz içinde iken burnuna üflerim. Ben üfleyince
    , o esnemeye başlar. Şayet
    o, bu esneme esnasında
    elini ağzına
    kapamazsa, onun içine küçük bir şeytan
    girer. Dünya hırsını
    ve dünyevi bağlarını
    çoğaltır.
    İşte, bundan sonra o
    kimse , hep bize itaat eder, sözümüzü dinler, dediklerimizi yapar.
 Şeytan
    bundan sonra konuşmasına
    devam etti :
 — Sen ümmetin hangi saadetinden ferah duyarsın
    ki ? Ben onlara ne tuzaklar kurarım,
    ne tuzaklar… Miskinlerine, çaresizlerine ve zavallılarına
    giderim. Namazı bırakmalarını
    emrederim. Ve onlara derim ki :
 
 “ Namaz size göre değil..
    O, Allah'ın afiyet ihsan
    ettiği ve bolluk verdiği
    kimseler içindir. ”
 Sonra hastalara giderim :
 
 —" Namaz kılmayı
    bırak " derim, çünkü
    Allah-ü Teala : ‘ hastalara zorluk yok...’ (24/61) buyurdu. İyi
    olduğun zaman kılarsın
    ”. Ve böylece o, namazını
    bırakır.
    Hatta küfre de gidebilir. Şayet
    o, hastalığında namazı
    terkederek ölüp giderse, Allah'ın
    huzuruna çıkarken,
    Allah-ü Teala'yı öfkeli
    bulur.
 
 Sonra şöyle dedi :
 
 — Ya Muhammed , eğer bu
    sözlerime yalan kattımsa
    , beni akrep soksun. Sonra, eğer
    yalan varsa Allah 'tan dile beni kül eylesin.
 İblis
    bundan sonra konuşmalarına
    devam etti ve şöyle dedi
    :
 — Ya Muhammed , sen ümmetin için ferah mı
    duyuyorsun ? Halbuki ben onların
    altı da birini dininden
    çıkardım.
 
 Bundan sonra Resullullah (s.a.) Efendimiz ona , yani İblis'e
    aşağıdaki
    şekilde kısa
    kısa bazı
    sorular sordu. O da bunlara cevap verdi :
 __
    Ya lain , senin oturma arkadaşın
    kim ?__ Faiz yiyen.
 
 __ Dostun kim ?
 __ Zina eden.
 
 __Yatak arkadaşın kim ?
 __Sarhoş
 __Misafirin
    kim ?__Hırsız.
 
 __Elçin kim ?
 __Sihirbazlar.
 
 __Gözünün nuru nedir?
 __Karı boşamak.
 
 __Sevgilin kim ?
 __Cuma namazını
    bırakanlar.
 Resullullah
    (s.a.) Efendimiz bu defa başka
    bir mevzua geçti ve şöyle
    sordu : __
    Ya lain , senin kalbini ne yıkar?__Allah yolunda cihada koşan
    atların kişnemesi.
 
 __ Peki, senin cismini ne eritir?
 __Tevbe edenlerin tevbesi.
 __Peki
    , ciğerini ne parçalar,
    ne çürütür?__Gece ve gündüz, Allah'a yapılan
    bol bol istiğfar.
 
 __ Peki yüzünü ne buruşturur?
 __Gizli sadaka.
 
 __ Peki gözlerini kör eden nedir?
 __Gece namazı.
 
 __ Peki, başını
    eğdiren nedir?
 __Çokça kılınan
    cemaatle namaz.
 
 
 Resullullah (s.a.) Efendimiz tekrar bir başka
    mevzua geçti ve şöyle
    sordu :
 
 __ Sana göre insanların
    en saadetlisi (!) kimdir?
 __ Namazını,
    bilerek kasden bırakanlar.
 
 __ Peki , insanların en şakisi
    kimdir?
 __ Cimriler
 
 __ Peki, seni işinden ne
    alıkoyar?
 __ Ulema meclisleri
 
 __ Peki , yemeğini nasıl
    yersin ?
 __ Sol elimle parmaklarımın
    ucu ile.
 
 
 __
    Peki , sam yeli estiği
    zaman ve ortalığı sıcaklık
    bastığı zaman çocuklarını
    nerede gölgelendirirsin ?__ İnsanların
    tırnaklarının
    arasında.
  Resullullah (s.a.) Efendimiz bundan sonra , bir başka
    bir mevzuu sordu. İblis
    de cevap verdi .
 
 __ Rabbinden neler talep ettin?
 __ On şey
    talep ettim.
 __ Nedir onlar ya lain ?
 __ Şunlardır
    :
 
 
 Allah'tan diledim ki, beni ademoğullarının
    malına
    ve evladına
    ortak ede. Bu ortaklık
    talebimi yerine getirdi. Ki bu :
 “ Onlara ortak ol... Mallarına
    ve çocuklarına
    . Onlara vaad et. Halbuki şeytan
    onlara gurur vaad eder...” (17/64) Ayet-i Celilesi ile sabittir.
 
 Her besmelesiz kesilen hayvan etinden yerim , faiz ve haram karışan
    yemeklerden yerim. Şeytandan
    Allah'a sığınılmayan
    malın
    da ortağıyım.
 
 Cinsi münasebet anında,
    Allah'a şeytandan
    sığınmayan
    kimse ile birlikte hanımı
    ile birleşirim.
    Ve o her birleşmeden
    hasıl
    olan çocuk , bize itaat eder. Sözümüzü dinler.
 
 Her kim hayvana binerken , helal yola gitmeyi değil
    de , aksini isteyerek binerse , bende onunla beraber binerim. Yol arkadaşı
    ve binek arkadaşı
    olurum. Bu da Ayet-İ
    Kerime ile sabittir. “ Onlar üzerine süvarilerinle , piyadelerinle
    yaygara çıkart…
    ” (17/64)
 <devam
    edecek> 28.05.2002http://sufizmveinsan.com
   
      
 |