Her
mürid için gerekli yirmi vasıf vardır:
-Vücudu zaafa düşürmemek şartı ile
az yemek.
-Az
uymak.
-Allah’ı
anmak.
-Halvete
devam.
-Tevbe
(Günahları bırakıp, Allah’a dönmek) .. Zühd (Dünyalık şeylere karşı
az çok demeden gani gönüllü ve onlara karşı aşırı duygu
beslememeli)
-Tecrid.
(Kalbi Allah’tan alamayacak şekilde dünyalık işlerden ilgiyi kesmek)
-Sağlam, temiz, katıksız iman ve Allah’a garazsız ivazsız
bağlanmak.
-Sabır.
-Şecaat.
(Bahadırlık, kahramanlık manasınadır.)
-Bezl. Genellikle
mal ve para harcamak manasına gelir. Amma yerinde.
-Fütüvvet.
(Cömertlik, alicenaplık, saygı duyulan bir vasıf.) Bu vasfa sahip
olmak için:İtaatkâr, kendi hakkını koruyan ve başkalarının hakkına
karşı da saygılı olmak icap eder. Uhdeye düşen her hak da mutlaka
ödenmelidir.
-Sıdk.
Doğruluk.
-İlim..
Bilmek, öğrenmek, bellemek ve anlamak manalarına alınabilir.
-Reca:
Burada daha ziyade ümid, arzu, dilek ve temenni manalarınadır.
-Tevekkül.
Allah katında kendisi için ayrılana razı olmak. Allah’a itimat
etmek… halkın elinde gibi görünen şeylerden ümit kesmek…
-Akıl.
Akıl, kalpte bir nurdur. Hak
ve batıl o sayede ayırt edilir.
-Edep.
Akla ve geleneğe uygun hareket tarzı takip etmek manasına
alınabilir.
-Hulk-u
hasen.. İyi huya sahip olmak:
Sert
tabiatlı olmamalı..
Kibirden, böbürlenmeden uzak olmalı..
Şan,
şöhret, üstünlük taleplerini kalbinden uzak tutmak..
Halka
sıkıntı vermekten ve olması imkansız işlerden uzak durmak..
-Teslim.
Allah’ın emirlerine boyun eğmek.
-Tefviz.
Bütün işleri Allah’a ısmarlamak manasına alınabilir.
Bu gayelerin dışında hiçbir
şey Hak yolcusunu alakadar etmemelidir… Hatta..
Cennet ve Cehennem mefhumları bile…
(63…70)
Nefsani
olan kötü hallerden: Hırs, hased, cimrilik, kin, kibir, öfke, şehvet
v.b. hallerin her biri için rüyada, o vasfı taşıyan bir hayvan hasıl
olur.
Meselâ:
Karınca ve fare:
Bunlardan birini yada ikisini gören kimsede hırs, doymazlık hali
üstün gelmiştir.
Köpek ve maymun:
Cimrilik hali kendisine üstün gelen kimseler bu hayvanatı görürler.
Yılan ve akrep:
Kini fazla olanlar, bu zararlı yaratıkları rüyada görürüler.
Kaplan: Bu
mahluku görenlerde büyüklük taslama vasfı üstündür.
Eşek: Rüyada
bu hayvanı görenler şehvet arzularına mağlup olmuşlardır.
Koyun ve keçi:
İnsani duygularını yitirenlere de, rüyalarında bu gibi hayvanlar
gelirler.
Canavar: Kurt
vb. tırnaklı yırtıcı hayvanlar anlamına gelir… Bu misillu
yaratıkları da, kendisinde kırıcı sıfatlar hakim olan görür.
Şeytan-şıfıt (gulyabani):
Kışkırtıcılık ve şeytanlık tinetine sahip olanlar görür.
Tilki ve tavşan:
Başkaları için hile ve mekir düşünenler görürler.
a-Bir
kimse, sözü geçen hayvanattan birini veya birkaçını görürken,
kendisini onlara alt olmuş görürse… bilmeli ki: Onların taşıdığı
vasıf kendisini alt etmiştir.
b-Bir
kimse bahsi geçen hayvanattan birini veya birkaçını gördükte, onları
emri altına almış görürse… onların taşıdığı vasıfları, özünde
zararsız hale getirmiş demektir.
Denizler, su bentleri, havuzlar, bağlık, bahçelik, köşkler, pâk
aynalar, ay, yıldız ve bunlarla süslü gök yüzünü gören kimse… kendi
kalb alemini görmüş olur..
Nurları, yücelere doğru çıkıp yükseldiğini, yeryüzünün kendisine
küçüldüğünü, semaya doğru çıktığını, hava boşluğunda yüzdüğünü, dış
duygulara muhtaç olmadan manaların sırrını çözdüğünü, dini ilinler
öğrendiğini gören kimse de bilmeli ki: Ruhani alemde hayli mesafe
kat etmiştir.
Melekût
alemine geçtiğini, melekleri temaşa ettiğini, gizli seslere muhatap
olduğunu, felekler, yıldızlar, arş ve kürsiyi gören kimse de bile
ki: Meleklere has sıfatlarla özünü bezemiştir… Dolayısıyla
kendisinde iyi huylar hasıl olmaya başlamıştır.
Gizliden de gizli nurları, ilahi sıfatların keşfini, ilham, işaret,
vahiy gibi halleri, rububiyet tecellisini gören kimse de bile ki:
Rahmanî huylarla huylanmak yokundadır. (76,77,78)
Hakk’ın
nuru, ruhun nuruna aksedip birleşince şühud zevki veren bir müşahede
hasıl olur.
Hakk’ın
nuru, bazen; Ruh ve kalb vasıtası olmadan da zâhir olur… İşte o
zaman, şekil, benzerlik ve zıddiyet durumu kalkar.
Ve bu
sonuçta; doğma, batma, sağ, sol, alt, üst, zaman, mekan, yakın,
uzak, gece, gündüz mefhumu ortadan kalkar.
Çünkü:
ALLAH ’a göre, ne sabah vardır, ne de akşam…
Perdeler aralanır ve şu Âyet-i Kerimenin manası ortaya çıkar:
“O’nun yüzünden başka her şey helâke varıcıdır…”
(28/88)
İşbu
nurlar, cemal sıfatının nurlarıdır ki; Lütuf aleminde zahir olur… Bu
ise fena halinin de fenaya varmasını gerektirir. (82)
Hicab, bazı
engellerdir ki, kul o engeller sebebi ile, Hakka vasıl olamaz,
perdelenir…
İşbu engeller ise… seyir halinde uğrayıp mana varlığına giydiği
Dünya ve Ahirete ait kisvelerden ibarettir…(85)
Yansıtan: Hamdi Cenik
hamdicenik@hotmail.com
İstanbul -17.10.2006
http://sufizmveinsan.com
|