Adem ve Hava'nın cennetten kovulması aslında hepimizi ortak bir
arayışa sürükledi:
Kayıp cennetimize kavuşmak ve "birlik" duygusuna erişmek. Chakra
felsefesinden yola çıkarak, tıkanan enerji merkezlerimizi açmanın
pratik yollarını sizin için araştırdık.
Birsel Sancar
Fizik
kanunları enerjinin hiçbir zaman kaybolmadığını bildirir. İnsan
bedeni de karmaşık bir enerji sisteminin bütünüdür. Günlük hayatta
negatif ve pozitif olarak ifade ettiğimiz enerji, kişilerden
çevrelerine yayılan göreceli iyilik, kötülük, hoşluk, sertlik,
yumuşakık gibi kavramlara dönüşür . Eski Çin ve Hint metinleri insan
vücudundaki enerji merkezlerinden söz eder.
''Chakra'' olarak ifade edilen ve
bazı geleneksel metinlerde 88 bin adet olduğundan bahsedilen bu
enlerji merkezleri, günümüzde 7 temel enerji mekezi olarak
inceleniyor. Sanskritçe ''tekerlek”
anlamına gelen chakra, sürekli bir devir halindedir. Enerjiyi çeken
veya iten de işte bu dönüşlerdir.
Chakra
felsefesinden yola çıkılarak, insan bedenini 7 kilitli bir sandığa
benzetmek hata olmaz. Günlük yaşantımızdaki stres, mutsuzluk,
negatif enerjide boğulmak, kendimizi ifade edememek, üzerimizdeki
ailevi ve toplumsal baskılar dış dünyayla iletişimimizi sağlayan
enerji merkezlerinin tıkanmasına yol açar. Chakra'lara, içinde
bulunan enerjilerden daha yüksek ve saf frekansa sahip enerjiler
aktığında, titreşimler de artar ve tıkanıklıklardan kaynaklanan
düşük frekanslar yok olmaya başlar.
Ulus'ta klinik
aromaterapi, sıcak taş terapisi, refleksoloji, manuel lenf drenajı
ve çiçek terapisi uygulayan Doğal Terapi Uzmanı İpek Çaldemir, sıcak
taş terapisi ve çiçek terapisini chakra'ları açmak amacıyla
kullanıyor. Sıcak taş terapisi, uzun süre ısıyı tutma özelliğine
sahip volkanik lav (bazalt) taşları ile yapılıyor. Once pürüzsüz
görünümdeki, bu parlak ve değişik boylardaki yassı taşlar su
içerisinde ısıtılıyor. Sıcak taşlar, vücuttaki 7 chakra'nın
bulunduğu noktalara yerleştiriliyor.
Taşlarla
yapılan özel masaj buradaki sıkışıp kalmış enerjinin özgürleşmesini
sağlıyor. Birinci chakra
''kök chakra'' veya ''temel chakra'' olarak adlandırılıyor.
Makatla üreme organlarının arasında bulunuyor ve aşağıya doğru
açılıyor. Görevi, kozmik enerjileri maddi ve manevi düzeylerde
aktarmak, Onu açmayı başaranlar , dünyadaki yaşamı tüm yönleriyle
kabul ederek, daha uyurnlu yaşarnaya hazır oluyorlar. İpek Çaldemir,
kök chakra'nın kırmızı renk ile tanımlandığını söylüyor. Kök chakra
kötü çalıştığında, sonuçlarını düşünmeden herşeye sahip olmak
istersiniz. Maddi değerlere olan tutku ve bağımlılığınız artar.
Birinci chakra'yı açmak için, güneşin doğuşunu ve batışını seyretmek
sizi yaşama döndürebilir. İlkel kabilelerin müzikleri iç dünyanızı
rahatlatabilir.
İkinci chakra,
cinsel organların üstünde yer alıyor. Cinsel enerjilerin ve
yaratıcılığın merkezi olarak görülüyor. Uyumsuz çalışması sonucunda,
kaba tutkularınızı ve cinsel arzularınızı bastırma yoluna gidebilir,
hatta seksi bir ilaç gibi kullanabilirsiniz. Ayışığını ve berrak
suları seyretmek ikinci chakra'yı canlandırır. Dolunayı izlemek,
hayalleriniz ve rüyalarınızda verilen mesajları anlamanızı sağlar.
Kuş seslerini dinlemek, akan suyun veya bir çeş- menin şırıitısını
dinlemek ruhunuzu okşar. Sembolü olan portakal rengi, yenileyici ve
canlandırıcı bir enerjiye kavuşmanızı sağlar.
Üçüncü chakra,
göbeğin iki parmak kadar üstünde yer alıyor. Bedenimizin duygusal
enerji yaydığı bölgesi burası. Başkalarıyla ilişkilerimiz, hoşlanıp
hoşlanmadıklarımız, uzun süreli bir ilişkiye girrne yeteneği hep bu
merkezden kontrol edilir. Uyumsuz çalıştlğında, herşeyi ve herkesi
kendi istediğiniz gibi idare etmek istersiniz. Bir iç huzursuzluk ve
tatrrıinsizlik y:aşarsınız. Üçüncü chakra'nızı açrrıak için güneş
ışıklarıyla yıkanan bir başak tarlasına bakmak, ayçiçeklerini
izlemek yeterli. Orkestra müziği dinlemek de eneıiinizi artırır.
Sembolü olan altın rengi, rahatlamanıza yol açar.
Dördüncü chakra,
"kalp chakrası" olarak da adlandırılıyor. Çünkü kalbin hizasında.
Tüm chakra sisteminin merkezi. Amacı, sevgi yoluyla tam birleşmeye
ulaşmak.. Uyumsuz çalıştığında, verdiğiniz sevginin karşılığında her
zaman takdir ve destek bekleyebilir, çabalarınız yeteri kadar takdir
görmediğinde derin bir hayal kırıklığına sürüklenirsiniz. Yemyeşil
kırlarda dolaşmak, her bir çiçek kalbinizdeki umutlann da
yeşermesini sağlar. Doğu ve Batı'nın geleneksel müzikleri de kalp
chakrası için uygundur. Sembolize ettiği renk yeşil ve pembedir.
Yeşil iç huzur ve berraklığı sağlarken, pembe sevgi ve şefkat
duygularını canlandırır
Beşinci chakra,
"boyun ve boğaz" chakra'sı olarak biliniyor. Düşüncelerimizle
duygularımız, dürtülerimizle tepkilerimiz arasında bir köprü işlevi
görüyor. Uyumsuz çalışması halinde, ya duygulannızı yansıtmakta
zorluk çekersiniz ya da kendi içinize kapanarak duygularınıza yaşama
hakkı tanımazsınız. Bulutsuz gökyüzünün açık, saydam mavisini
içinize almak jçin yere uzanın ve rahatlayın. İç varlığınızı göğün
derinliklerine açın. Bu arada New Age müzikler dinleyin. Açık ve
berrak mavi boğaz chakra'sının rengidir.
Altınca chakra,
"göz" chakra'sı da deniyor. Burun köprüsünün bir parmak üstünde ve
alnın ortasındadır. Üçüncü göz, bilince ulaşmanın mekanı olduğundan,
maddeyi belirleyip ayrıştırabilirsiz. Yüksek zihinsel güçlerimizin,
entellektüel kapasitemizin, hafızamızın ve irademizin merkezidir;
uyumsuz çalıştığında, entellektüel kibir tuzağına düşebilir,
yaşamınızı tamamen akıl ve düşüncelerle idare eder, duygulannızı
bastırabilirsiniz. Geceleyin yıldızlı, lacivert gökyüzünü seyrederek
üçüncü gözü uyarabilirsiniz. Klasik Batı müziği dinlemek, zihninizin
rahatlayıp açılmasını sağlar. Saydam lacivertin, altıncı chakra
üzerinde açıcı ve saflaştırıcı bir etkisi vardır.
Yedinci chakra'ya,
"taç chakra" ya da ''tepe chakra" deniyor. Başın ortasında, en
yüksek noktadadır. Chakra enerjilerinin hepsinin kaynağı ve başlama
noktasıdır. Yedinci chakra açıldığında, diğer altısında meydana
gelen bütün tıkanıklıklar çözülür ve enerjileri en yüksek
frekanslarda titreşir. En iyi müzik sessizliktir. Rengi mor ve
beyazdır. Mor renk zihnin ve ruhun dönüşümünü sağlar. Beyaz, ruhu
aydınlığa, pozitif enerjiye açar.
Ancak tüm bu
söylenenleri yapabilmek için beynimizi rahatlatmamız,
yapacaklarımıza inanmamız, kendimizi olduğumuz gibi kabul etmemiz,
değiştirmeye çalışmak yerine hatalarımızla sevmeye çalışmamız
gerekiyor. Enerji merkezlerinin açılmasında, taş ve çiçek terapisi
de rahatlamayı sağlıyor. Bazı yoga teknikleri de bu rahatlığın daha
uzun süre hissedilmesine imkan tanıyor. Chakra'lar, ses, renk,
değerli taş, aroma ve yoga terapisi ile uyumlu bir şekilde
çalıştırılıyor. İpek Çaldemir, sıcak taşlardan yararlanarak yaptığı
masaj sayesinde kişilerin terapi sonunda fiziksel, duygusal ve
zihinsel rahatlık, dinginlik kazandığını, baştanayağa arınmış
hissederek kendi doğasına döndüğünü söylüyor. Vücutta yedi chakranın
bulunduğu merkezlere ısı verme özelliği bulunan taşlar
yerleştiriliyor. Ardından aromatik öz yağlardan da faydalanılan
masaj uygulanıyor. Sıcak taşlarla yapılan bir ovma hareketi,
taşlann sıcaklığı ile kan dolaşımını anında harekete geçirdiğinden,
normal bir masajdaki on ayrı ovma hareketine eşit olarak ifade
ediliyor.
Çiçek
terapisinde yararlanılan 38 bitki var. Bitkiler toplandıktan sonra
kaynak suyun içine konuluyor. El değmeden bitki esansı üretiliyor.
İpek Çaldemir, çiçek terapisini yapmadan önce çiçek fotoğraflarının
bulunduğu bir katalog gösteriyor. Üç veya dört adet bitki, ağaç
seçiyorsunuz. Bitkilerin hangi enerji merkezlerini sembolize
ettiğini, vücudunuzda gelecekte meydana gelebilecek rahatsızlıklan
söylüyor. Çünkü her bitkinin yakın olduğu bir chakra var. Buna
göre her bir chakra da vücutta bulunduklan merkezlere bakılarak,
uyumsuz çalıştığı takdirde bazı hastalıklan ifade ediyor.
Bitkilerden elde edilen esansı ise vücudunuza sürebiliyorsunuz.
İnternet adresi:
http://www.ipekcaldemir.com
İstanbul - 03.07.2005
http://sufizmveinsan.com
|