Örselenen bir zaman ve
mekân.
Varolan ve ruhumuzla
şekillenen Bağdat. Allah'ın bize bağışı Bağdat, adı da öyledir
zaten. Mansuriyye. Darusselam ve Medinetü’s selam adlarını da
taşıyan Bağdat.
Bağdat: düşler, hayaller
ve masallar yurdu. Binbir geceden binbır geceye akan bir zaman.
Havai dünyasına özenilen dünyaüstü bir belde. Dünyanın ruh
çatısı.
Bağdat; az ötemde. Ruh
atalarımın yurdu. Güllerin renk ve koku verdiği yurdum.
Zamanın gönül kuşları
semalarımızda narin süzülürken, altında kıvrım kıvrım akan Fırat
ve Dicle. Hangi ruhu sindirerek ve yuyarak akıyorlar
topraklarımızdan. Topraklarımıza ve ruhlarımıza serinlik yayarak
giden. Akan su kerih değildir, ondan yunulur. Orda abdest
alınır, su içilir, beslenilir, toprak sulanır. Yeşillenir
toprak, serinlenir beden, ruh huzur duvar.
Ali kerremelellahu veçhe
hu... Hayder-i Kerrar sevvüdü'l ebrâr. Necef; Hazret-i Ali
Efendimizin bedeniyle ve ruhuyla yoğrulu topraklar. Necef nere
Anadolu nere. Necef hüzünle bakar fatihler yurduna. Boynu bükük,
İstanbul'u, kendi başkentini arar.
Suyun bir yanında İmam-ı
Azam Ebu Hanife... Çok küçük yaşta hıfzını kısa süreliğine
engelleven, sebep olan, babanın kendisine helal olmayan bir
elmanın bir ısırımılığından boğazına akan suyu. Belki de. suyun
başında kollarını çemrerken. geçmişe hüzünlü bakış anı. Gene de
onurlu bir durusun simgesi, Alimlerin sultanı, imamı.
Gönül sultanları orada.
Bağdat'ta.. Abdülkadir Geylânî, Halid Bağdadî, Rabiatul Adevvîye,
İmam-ı Azam Ebu Hanife, Bişr-i Hafi, Cüneyd-i Bağdadî, İmam Musa
Kâzım
Basra'da Hasan Basrı...
Kerbelâ'da Hazret-i
Hasan ve Hüseyin efendilerimiz...
Ümmi Abid'de Ahmed Rufai
hazretleri.
Şairler sultanı; yeryüzü
Efendisine Su Kasidesiyle iltica etti. Fırat ve Diclenin
sularında yıkandı, beslendi ve sundu şaheserini.
"Selam verdim rüşvet
değildir deyu almadılar"
Bugün için de söylenmiş
bir dize, bir vecize. Gaflete kalb etmiş olmanın acı hüznü, kim
duyar, kim dinler bu dizeyi. Göz ve kulaklar hırs kurbanı, hırs
körü.
Şiir doğuran kent;
Bağdat orada mısın? Bir yabancı ruh geziniyor çevrende. Şiir ve
ölüm. insan ile ölüm kardeştirler, ama sultanların ruhlarıyla
şiir de kardeştir.
Çölün kavruk kum
tanecikleri ne zaman savrulur, ne zaman ebabil kuşlarının
gagalarına ilişir, abede'nin vahşiliklerine direnir? Ebabillerin
hüzünlü duruşu semalarımızda. Ebreheler ve filler ruhumun
şehrini ateşe vermek üzre. Düşüncesi bile ruhumu yakıyor, acı
veriyor.
Suyum, ebabilim, Allah
armağanı Bağdat'ın semalarında süzülün. Bu çağın yangınına karşı
durun. Başka silahımız yok bizim. Silahımız; sabrımız,
direnişimiz ve sevgimiz.
yediiklim@yahoo.com
İstanbul - 26.03.2003
http://gulizk.com
Yedi İklim Dergisi
Mart 2003
|