Baharla Birlikte

Hayatın ve zamanın evrelerinin gerçekliğinden geçiyoruz. Kendimizi kendimizle sınadığımız bir evre. Her oluşun doğası bizim gerçekliğimiz ve bu bizim için oldukça da önemli.

Zor bir zaman. 'Her insanın bir sınanma ve bir sınav anı vardır, insanın kendi kendisini de bir köprüden geçirdiği bir süreç. Buna hayatın bir sıratı da diyebiliriz.

Bazan kendi kendimizle konuşuruz, bazan sesli düşünürüz. Bazan da düşünmediğimiz anlarımız olur, donar kalırız.

Bahar mı, bahar bir yenilenme mi, bir yeni başlangıç mı, bir ara verişten sonra yeni bir çıkış mı? Bahar geçen zamanın bir süreği mi, bir izleği mi? Bülbül ile gül imgelemindeyiz bu mevsimde.

Zamanın akışında görünenler ve görünmeyenlerin akışında değişenlerle bir bilinmezlik ve bir görünmezlik içinde yol alıyoruz. Yol bizim içimizde dönüp duruyor.

Mevsimler neyi tanımlıyor, nedir onlara giydirilen gömlekler? Her birinin özgünlüğü, kendine özgülüğü bizleri de içine alırken, insan, değişenlerin ve değişmeyenlerin ritminde var Olan bir ruhla akıp gidiyor. Giysilerin renginde, ayrıntısında neyin farkındadır insan?

Bahar ve oluş. Bahar ile diriliş birbirinin özdeşi, bütünleyeni.

Baharın çağrıştırdığı özgünlükler, yenilenme ve bir başlangıç imgesi gibidir. Zaten bahar da bir başlangıç. Çamur ile insan, yani toprak ile insan arasındaki ilişkinin en belirgin yanı: oluşun, var oluşun kendisidir. Balçıktan halkolan ve ruh kazanan Adem Peygamber, toprağa ilk adımını atarken neler düşündü ve hangi hayretle etrafına bakındı, hayalimizi zorluyoruz. Bir çocuk, zamanı ve mekânı azar azar özümseyerek büyür. Oysa Adem Peygamber bir erişkin, topraktan halk olmuş bir peygamber olarak toprağa çıplak ayaklarla bastı. Yanıbaşında Havva anamız. Onların ellerinden tutan bir melek, melek yumuşaklığında ve sevgisinde Cebrail, ilk insan hayata ürkek ve yabancı bir varlık. Her şeye muhtaç, öğrenmeye ve yaşamaya başlama gibi. Cebrail, bir bahar gününde mi vardı onların yanına? İlk kelimeleri ve hikmeti öğretişi anında. Henüz topraktan olan ve toprakları üzerinden silkenAdem Peygamber'in yanına.

Bizler zamana da mekâna da hazırlıklı olarak büyüdük. Hâlâ da büyüme sürecindeyiz. Zamanla birlikte yenilenen ve büyüyen bizler.

Coğrafyamız böyle bir zamanda zulme ve istilâya uğradı. Ruhlarımıza patladı misket bombalan ve füzeler. İnsanlık ve medeniyet bir kez daha öldü.

Deprem baharla birlikte, bir diriliş zamanında ses verdi, bir uyarıda bulundu. Toprağın sarsılışı gibi bir sarsılışla Adem peygamberi düşünmek., belki de sürekli olan ilâhî bir uyarıyla: "Siz hiç düşünmez misiniz?"e gelip yaslanmak. Evet, eskiler: "Fehm etme", yeniler kavrama veya algılama olarak da bakabiliriz bu bahar imgesine.

Yedi İklim, mevsimlerin mi, zamanların mı bir imgesi. Bir düşünce ufkunun mu adı?.

Yeni bir zamandayız, yeni bir süreçte. Yenilenme düşüncesinde ve yeni bîr başlangıç yapma coşkusunda, belki de bunun için bahar ve

Adem peygamber imgesi bizlere bir çağrışım yaptı.

yediiklim@yahoo.com
İstanbul - 01.06.2003
http://gulizk.com

Yedi İklim Dergisi
Mayıs 2003


Üst Ana sayfa e-mail