Beyin ve Bilgisayar - 2
(Beynimizi Programlamak)

 

İnsan beyni, birbiri ile karmaşık ilişkiler içinde bulunan bir nöron hücreleri kitlesidir. Tüm aktivitelerimizi kontrol eder ve yaradılışın en görkemli aynı zamanda “gizemli” harikalarından biridir. İnsan zekâsını, duyuların yorumunu, hareketlerin denetimini oluşturur. Bu inanılmaz organ, bilim adamlarını olduğu kadar, bilim dışında olanları da şaşırtmaktadır. Ve artık biliyoruz ki; insan, aslında beynin ta kendisidir ve beden sadece kullandığımız bir araçtır.

Beynin en önemli özelliği, karşı konulmaz biçimde ortaya çıkan nesnel gerçekliklerle ilgili gelişmelerin bilinç, dikkat, uyum, ders alma, öğrenme ve bellek eşliğinde ya da yardımcılığında izlenerek gözlemler’ e dönüştürülmesi ve gözlemlerin düşüncelere yol açmasını sağlamasıdır.

Beyin bedene bağlıdır ve onunla sürekli iletişim halindedir yani bir nevi emir komuta zinciri... Sinir sistemine veriler yalnızca vücudun değişik yerlerindeki dönüştürücülerden gelir. Dönüştürücüler ışık, ses ya da basınç gibi kimyasal veya fiziksel etkileri elektrokimyasal işaretlere dönüştürürler. Bu dönüştürücülerin bazıları gözdeki ışık duyargaları gibi vücuda dışarıdan gelen işaretlere tepki gösterir, yani dış çevreyi izler. Bir bakıma içerden gelen veriler (genetik veriler ve astrolojik etkiler) asıl girdiyi oluştururken, dışarıdan verilen girdilerle beslenir ve sentez yapar.

Ortalama bir beyinde 10 milyar kadar sinir hücresi vardır. Dolayısıyla sayıları arttıkça beyin işlevlerinin de artacağı açıktır. Nöron sayısı kadar önemli olan bir diğer özellik; nöronların uzantıları aracılığı ile diğer nöronlarla oluşturdukları ilişkilerdir. Bilgi alışverişinin yapıldığı bu ilişki noktaları (sinaps’lar) nöron başına yaklaşık 16 bindir. Sinapslar etkiye, akım var-akım yok şeklinde tepki gösterir. Bilgisayar parçalarının birbirleriyle olan iletişimde kullandıkları 0–1 (akım var-akım yok) şeklindeki dilleri beynimizdekiyle aynıdır.

Kimileri evrendeki en karmaşık nesnenin insan beyni olduğuna ve beynin yarattığı en karmaşık yapının da bilgisayar olduğuna inanıyor. Bu görüşten yola çıkan İsviçreli bir grup sinirbilimci ve bilgisayar mühendisi, işi daha da ileriye götürüp, beyin üreten bir bilgisayar geliştirmeyi tasarlıyorlar.

IBM ile birlikte çalışan araştırmacılar ilk aşamada sıçanın neokortikal kolonunun bir bilgisayar modelini oluşturmaya çalışıyorlar. Yaklaşık 10,000 hücreden oluşan tek bir devre olan bu kolonda her bir hücrenin binlerce bağlantısı olabiliyor. Sıçan beynindeki bilgiler, saniyede 22 trilyon işlem yapabilen, IBM’nin Blue Gene (Mavi Gen) bilgisayarına yükleniyor.

Bu ilk model yalnızca sinir hücrelerindeki elektriksel etkinliği saptamakla birlikte, gelecekte üretilecek modellerin beyindeki kimyasalları da içermesi bekleniyor. Düşüncenin elektrikle kimyanın bir bileşimi olduğu sanıldığından, her iki unsuru da içeren bir modelin özellikle ilgi çekeceğine inanılıyor. Zamanla, daha incelikli benzeşimlerin oluşturulması ve bilgisayar teknolojisinin daha da geliştirilmesiyle, sıçan beyninin tümden kopyalanması ve ardından da aynı işlemlerin insan beynine uygulanması bekleniyor.

Eleştirmenler sinir hücreleri konusundaki bilgilerin henüz çok yetersiz olduğuna, bu yüzden de beynin eksiksiz bir bilgisayar kopyasını oluşturmanın düşten öteye geçemeyeceğine dikkat çekiyorlar. Ancak projeye önderlik eden İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü’nden Henry Markram elinde işe koyulmaya yetecek denli veri bulunduğuna inanıyor ve öncelikli hedefin neokortikal kolonun içyüzünü kavramak olduğuna parmak basıyor.

Volkan Tolga
İstanbul - 13.12.2005
http://sufizmveinsan.com

 


Üst Ana sayfa e-mail