Bilgisayarlar
Sistem olarak incelersek; insan, dış dünya ile ilişki kurabilen,
dış dünyadan gelen uyarıları değerlendiren, bunlara anlamlı
cevaplar veren bir sistemdir. İnsan dış dünyadan gelen uyarıları
beş farklı kanal ile alır. Gözler görür, kulaklar işitir, burun
koklar, dil tadar ve deri dokunur. Bu şekilde toplanan uyarılar
beyne iletilir. Beyin bu verileri işler. Veriler birbiri ile
ilişkilendirilir, bilgi haline getirilir ve saklanır. Bilincimiz
ise bu girdileri, onlarla çokça meşgul olduğu için “asıl
gerçeklik kabul ederek” yaşar.
Bilgisayarların veri toplama kanalları biraz daha değişiktir,
ama aynı işlevler onlar için de söz konusudur. Klavye ile veri
girişi yapılabileceği gibi, seri ve paralel çıkışları ile bilgi
alış verişinde bulunulabilir. Son zamanlarda onsuz
yaşayamayacağımıza göre, fareyi de veri girişi tarafına koymak
gerekir. Gelen veriler bilgisayar içinde işlenir ve saklanır.
Bilgisayarların yapısını, birbirinin üzerine oturan katlardan
oluşan bir binaya benzetebiliriz. En alt katlar donanıma aittir.
Donanımın üzerine yazılım katmanları, daha sonra da veri katmanı
gelir.
Donanım
Bu katlardan sadece donanım fizikseldir; elle tutulur, gözle
görülür. Donanım kendi içinde birkaç kata yayılır. Günümüz
bilgisayarları elektronik temellidir. Bu nedenle en alt kat,
elektronik devreler katıdır. Bilgisayarcıların 200 MHz gibi
sayılarla bahsettikleri, taban elektronik katmanının çalışma
hızıdır.
Elektronik
devrelerin üzerinde doğru-yanlış gibi iki değer alabilen mantık
devreleri vardır. Beyne yapılan girdi ise olumlu olmak
zorundadır. Beyin olumlu düşünceyi değerlendirmeye alır ve siz
“kapıyı kilitlemeyi unutma” derseniz unutabilirsiniz ama “kapıyı
kilitlemeyi hatırla” derseniz beyniniz bunu kabul edecektir.
Hepimizin her gün binlerce defa yaptığı evet-hayır, doğru-yanlış
kararları, bu devrelerde yapılmaya çalışılır. Mantık
devrelerinin ikili değerli olması, sadece bu günkü teknolojiden
dolayıdır. Daha fazla durumlu mantık devreleri olsaydı gene de
bilgisayarlarımız çok fazla değişmeyecekti.
Donanımın
bir üst katmanında artık daha işlemsel yapılar yer almaya
başlar. Bu yapılar arasında bilgilerin depolandığı bellek,
verilerin işlendiği işlemci, dış dünyaya açılan pencere olan
girdi çıktı birimleri sayılabilir.
Yazılım
Donanımın bir üstüne baktığımızda artık elle tutulan yapılar
bitmiştir. Nasıl kişilik, bellek elle tutulamazsa, yazılım
katmanları da elle tutulamaz. En alt yazılım katmanı işletim
sistemidir. İşletim sistemini bilgisayarımızın karakteri olarak
düşünebiliriz. Birkaç işletim sistemi adı vermemiz gerekirse
MS-DOS, MS Windows, Unix, Linux sayılabilir.
İşletim
sisteminin üzerinde uygulama yazılımları yer alır. Uygulama
yazılımları, bizim bilgisayar kullanarak iş yapmamızı sağlayan
yazılımlardır. Bunların arasında Excel gibi tablolama, Word gibi
kelime işlemciler sayılabileceği gibi bir muhasebe, ya da
mühendislikte kullanılan bir çizim yazılımı sayılabilir. Bu
arada bilgisayar oyunlarının da bu sınıf içinde olduğunu
belirtmek gerekir.
Veri
En üst katmanda veriler yer alır. Bilgisayardaki en değerli öğe
birçoğumuzun düşündüğünün tersine donanım ve yazılım değil
verilerdir. Bir şanssızlığın bilgisayarınızı kullanılamaz hale
getirdiğini düşünün. Eski donanım ve yazılımınızın aynısını
tekrar satın alabilirsiniz, ama verilerinizi satın alamazsınız.
Bu nedenle verilerin sık sık kopyalanıp, kopyaların emin bir
yerde tutulması önerilir. Bu duruma tam bir benzetme olmasa da
hafızasını kaybetmiş bir insanı düşünebilirsiniz. Bu gün için
beyindeki bilgileri, bilgisayarlarda olduğu gibi, bir dış
ortamda saklama olanağımız yoktur.
Bellek
Bilgisayarda bellek bir raf sistemine benzer. Her rafın bir
numarası vardır. Bilgiyi saklamak için önce bir raf seçilir ve
bilgi rafa konur. Daha sonra, bilgiye gereksinim duyulduğunda
rafın numarası verilerek bilgi geri alınır. Bilgiye ulaşmak için
rafın numarasının bilinmesi şarttır.
Bilgisayarda
bellek, ekonomik nedenlerle bir hiyerarşik yapı oluşturur.
Bellek hızlandıkça pahalılaşır. En hızlı ve en pahalı bellek,
işlemcinin içindeki “register” bellektir. Register kısa süreli
veri tutmak için kullanılır. Örneğin üç sayıyı toplarken, önce
ikisini toplayıp, sonuca üçüncü sayıyı ekleme işleminde ara
sonucun register’da tutulması ve işlem biter bitmez register’in
boşaltılması, register kullanımı için uygundur. Register’ları
RAM (random access memory) bellek izler. RAM de register’lar
gibi geçici olarak bilgi tutar. İşlemcinin üzerinde çalıştığı
veriler ve bu veriler ile ilişkili olabilecek veriler RAM’de
tutulur. İşlemci veri ile işini bitirince RAM’deki veriler de
uzun süreli bellek olan diske yazılır. Hem register hem de RAM,
bilgiyi elektronik olarak tutarlar. Bilgiye erişim de elektronik
hızlarda olur. Bu avantajlara karşı RAM’in kötü bir tarafı
vardır. Elektrik olmadan hatırlayamadığından, elektrik
kesildiğinde içindeki bilgiler kaybolur.
Disk, RAM’a
göre çok daha yavaş olmasına karşın, hiyerarşide uzun süreli
bilgi saklanabilecek bir ortamdır. Bundan başka bilginin disk
gibi manyetik ortamda saklandığı teyp ve disketler vardır.
Bunlar bilgiyi manyetik olarak sakladıkları için daha
yavaştırlar. Ayrıca manyetik ortamlar dışında optik ortamlarda
bilgi saklamak olasıdır. Bunun en güzel örneği CD-ROM’lardır.
Volkan Tolga
İstanbul - 03.01.2006
http://sufizmveinsan.com
|