İlk
bilgisayarınızı hatırlıyor musunuz? Kim hatırlamaz ki? Bu ilk
bisiklet, ilk oyuncak, ilk aşk gibi sürekli akılda kalan bir
durumdur. Genelde, çocuklukta karşılaşılır. Enerjinizi nereye
harcayacağınızı bilemediğiniz o dönemlerde elinize geçen her
şey, belli zaman aralıklarında parçalanmış olarak bulur kendini.
İster istemez bunları yaparsınız. Sonra da cezasını çekersiniz
tabi. Mesela bilgisayarınızı bozduğunuzu ve oyun
oynayamadığınızı düşünsenize... Belki de böyle bir durum
başınıza gelmiştir.
Öyle zamanlarda
bilgisayarınıza bakım yapılırken hızlanmasına gereksinim
duyduğunuzu anımsar ve hızlanmasını istersiniz. Çeşitli ek
parçalar taktırır, hızlanmasını, açılma süresinin kısalmasını
beklersiniz. Ama belli bir süre sonra o da yetmez. Hele
arkadaşlarınızdan yeni bir bilgisayar alan olduğunu duyup o
yepyeni PC’ yi gördüğünüz zaman sürekli “ben yenisini ne zaman
alabilirim?” düşüncesi kaplar aklınızı.
Yaşamın
bilgisayarlarla ilgili kısmı sürekli böyledir. Sürekli
hızlısını, yenisini almaya ihtiyaç duyarsınız. Bu hiç bitmeyecek
gibidir. Hız, insanoğlunun son zamanlarda en çok üzerinde
durduğu konulardan biri. Hızı sürekli yener bilim adamları. Ve
hızı, ondan daha iyi olan bir hızla yenerler. Yoksa Mars’ a bir
uzay aracı nasıl gönderilir.
Eskiden cereyan
etmiş olayları biliyorsunuz: Deve kervanlarıyla, atlarla, at
arabasıyla giderek hızlanmaya başlamıştır yaşam. Ve sanki sonu
yokmuş gibi sürekli ilerler. Arabalar çıkar, iki bin sekiz yüz
beygir gücünde olanlar, üç bin altı yüz gücünde olanlar vs...
Bilgisayarlarda
ise P4 gücünde olanlar, Pentium Celeron işlemcili olanlar şu
anki takıntılarımız. Dünyada bilgisayarda yeni teknolojinin
çıkmasını bekleyenlerin sayısı oldukça fazla. Beklenen, aslında
Pentium, bilgisayar, işlemci ve saire değil. Beklenen hızdır.
Sanırım bu beklenti sürekli devam edecek. Bakalım, ileride neler
çıkar ve nelerin hızlarının artmasını bekleriz. Belki bunları
görebilecek kadar yaşayacak değiliz. Belki de “bizim çağımız”
bilgisayar çağı olarak kapanacak.
Geçenlerde yayın
organlarında yayımlanan bir haber bu yazının yazılmasına sebep
olmuştur. Konu bilgisayarların hızlanmasıydı ve haber şöyle idi:
“Bilgisayarların
açılma süresi kısaldı:
Yeni
geliştirilen bir teknoloji sayesinde bilgisayarların açılma
süresinin 10 saniyeye kadar indiği bildirildi.
Bilgisayarların açılma aşamasında bekleme süresi, hızlarına
göre, ortalama 40-90 saniye arasında değişiyor.
"InstantON" adı verilen teknoloji, Microsoft tarafından
geliştirilen XP Media Center platformunda çalışan
bilgisayarlarda kullanılabiliyor.
Merkezi
California'nın Fremont kentinde bulunan InterVideo İnc.
şirketi tarafından geliştirilen teknoloji, bilgisayarların hemen
hemen anında açılmasına olanak veriyor.
Programın LinDVD adı verilen sistemle çalıştığı,
LinDVD'nin, açık kaynaklı Linux işletim sisteminin bir sürümü
olduğu bildiriliyor.
Windows işletim sisteminin LinDVD ile bir arada bulunabildiği ve
hatta "Word" gibi yazı programlarında bile kullanılabildiği
belirtiliyor.
Yeni teknolojinin daha şimdiden bazı Asya ülkelerinde satışa
sunulan bilgisayarlarda kullanıldığı, bunlar arasında Japonya'da
pazarlanan Sharp dizüstü bilgisayarlar ile bir Çin firması olan
"Legend Group" tarafından üretilen bilgisayarların yer aldığı
bildirildi.”
Görüldüğü
gibi, bilgisayar denince akla hız geliyor. Hızla ilgili bir
gelişme olunca da büyük şirketler anında kapıyor. Çünkü hız,
insanların bir bilgisayarda ihtiyacı olan en önemli şey. Hız
bizim için önemli ve bunun için her şeyimizi veririz. Veriyoruz
da...
Kaynak: (aa)
wolkan98@hotmail.com
İstanbul - 20.04.2004
http://gulizk.com
|