Özel bir şirketin genel müdürü, akşam eve geldiğinde, ilkokul
çağındaki çocuğunun, bilgisayarda "Sims 2" oynadığını
görür. İlk bakışta çocuğunun bilgisayar karşısında zaman
geçirmesinden pek hoşnut değildir. Ama daha sonra, izlemeye
başlar. Oyun, aile yönetimi ile ilgili bir strateji oyunudur.
Amaç; oyunculara aile bütçesi, duygusal ilişkiler, eğitim gibi
kavramları bir arada düşündürterek, farklı senaryolarda farklı
davranış modelleri uygulamalarını sağlamaktır. Bu oyun, verilere
dayanılarak bilginin yönlendirildiği, yaratıcılığın ve çözümleme
yeteneğinin önemli olduğu bir oyundur. Bu oyun “bilgi yönetimi”
oyunudur.
Yönetici, düşünmeye başlar. Kendi şirketinde geliştirmek
istediği sistemle, gerek kamu alanında gerekse özel sektörde
kullanılan yönetim modellerini karşılaştırır. Yüzünde tebessümle
çocuğuna bakar ve içinden: "Bu oyunu bizim çalışanlara da
oynatsak hiç fena olmaz" diye geçirir.
Aslında hepimiz oynuyoruz bu oyunu. Baba, anne, dede, çocuk,
kardeş olmak fark etmiyor. Bilgiyi yönetmek hayatımızın her
döneminde vardı. Günümüzde ise en önemli olgu haline geldi
bilgiyi yönetmek. Teknoloji, dünyanın globalleşmesine de
yardımcı olarak zaman, mekân, yaş, mevki, şan-şöhret v.s gibi
kavramları ortadan kaldırarak, bilginin önemli olduğunu,
dolayısıyla bilgi dolu bir beynin önemini vurgulamıştır. Örnek
olarak bilgisayar korsanlarını (hacker) verebiliriz. Veya
insanların ihtiyaçlarını internet üzerinden gidermeyi amaçlayan
ve ilk fikri oluşturan kişiyi. Mesela internet üzerinden online
alış-veriş, eğitim, ticaret… Bunları ilk düşünenlerden elbette
ki, hemen bir etiketten veya ehliyetten bahsedemeyiz. Ancak
bilgiden bahsedebiliriz. Ve bu bilgi öğrenilebilir bir şeydir.
Bilgi Çalışanları..
Bilgi yönetimi, kabaca, bilginin işletilmesi, yönetilmesi ve
bunun için gerekli sistemlerin kurulması anlamına geliyor.
Yaratıcılığa ve iletişime, iş hedeflerinin gerçekleştirilmesine
hizmet edecek her türlü bilginin uygulamaya konmasına olanak
tanıyor. Bilgi Yönetimi
ile işletmeciler ve yöneticiler, artık asıl servetin binalar,
pazar payı ya da ürünler değil; çalışanların bilgi ve
yetenekleri olduğunu kabul ediyorlar.
Bilgi Yönetimine nasıl gelindi?
21. yüzyıl şirketlerinin en değerli varlıkları, bilgi ve bilgi
işçileri. Bilgi yönetimi, aslında yıllarca denenen yöntemler
sonucunda ulaşılan son nokta. Bilginin takviyesi, deneyim,
entelektüel varlık ve tüm bunların yönetimindeki eksiklikler,
son elli yıldır geliştirilen yöntemleri tehdit ediyordu. İşte bu
tehdit, günümüzde bilgi yönetimi olarak adlandırılan gelişme ile
aşılıyor.
Bilgi yönetimi; kimi zaman basit bir bilgisayar oyununda, kimi
zaman okulda, kimi zaman da şirket ve ülke yönetiminde
belirleyici oluyor. Gerek günlük yaşamda, gerekse iş dünyasında
bilgiye verilen değerin artırılması, hem ülkeye hem de bireylere
farklı bir geleceğin kapılarını aralıyor. “Bilgiyi okuyan ve
yönetenler” hemen kendini belli ediyor. Arkadaş çevresinde,
işyerinde, mahallede, apartmanda v.s adeta bir teknik direktör
gibi bilgiyi yönetme işlevlerini görüyoruz. İşte size iki farklı
yer; Uluslar arası şirketlerde CEO adında kriz yöneticileri
vardır. Bir arkadaş grubunda da bir yönetici mutlaka vardır.
Bilgiden
değer yaratmak...
Toplumsal gelişmişlik, toplu bilginin kişi başına oranıyla belli
olur. Batı, eğitime yüzyıllar önce önem vermeye başlamıştır.
Bu; teknoloji, eğitim, sosyal hayat gibi alanlara da
yansımıştır. Fransız Anayasası 220, ABD Anayasası 230, Londra
Borsası ise 200 yıldan fazla zaman önce oluşturulmuştur. Amerika
ve Fransa anayasalarının nasıl yollarla bu hale geldiğini
hepimiz biliyoruz ki, bunlar tüm dünyaya mal olmuş çağlara
damgasını vurmuş olaylardır. Ve şu anda yukarıda saydığımız
alanlarda en iyi ülkeler bunlardır.
Bilgi ve
gelir arasında da bağlantı vardır: G. Kore, Tayvan, Singapur,
İrlanda ve İsrail gibi ülkeler, son elli yılda gelişmişlik
düzeylerini artırdılar. Aynı sürede, aynı şekilde borçlanan,
gelişmeye çalışan ülkelerden biri de Türkiye’dir. Fakat, sayılan
diğer ülkelerle aramızdaki durum bellidir. Hızlı kalkınmada en
önemli etken bilgi, eğitim, bilginin yenilenmesi, birikim ve
teknik becerikliliktir. Bilgi ekonomisi, bilgiden değer
yaratmaktır. Ürünlerin bilgi içerikleri önemlidir. Bir kg.
iplik 1 dolardır, ama bir kg. kumaş 3-4 dolardır, çünkü bilgi
ile ipliğe bir nitelik kazandırılmıştır. Bir üründe ne kadar
bilgi kullanılırsa, ürünün hacmine ne kadar bilgi eklenirse,
değeri o kadar artar. Bir otomobilin kilosu 100 dolar ise, bir
dizüstü bilgisayarın kilosu 300 dolardır, çünkü dizüstü
bilgisayarda daha çok bilgi vardır.
Eğer bir
şirket, sadece kendi içindeki ve çalışanlarının sahip olduğu
bilgiyi yönetirse; bu yıldızlara zıplayarak ulaşmak gibidir.
Bilgi devriminin merkezinde internet vardır. İnternet sayesinde
binlerce veri tabanına ve kaynakçaya ulaşabiliyoruz. Kurumların
bilgi toplumuna yönelmeleri, dünyadaki tüm bilgilerden
yararlanmayı bilmeleri demektir. İleri toplumlarda insan
kaynakları yerine artık “Öğrenme Yöneticileri” çalışmaktadır. Bu
yöneticiler, çalışanlarını geliştirmek ve bilgi seviyelerini
artırmak için çaba harcarlar.
Görülüyor
ki, bilgi bizim için en önemli şey ve onu kullanmak da ancak
eğitimle olur. Eğitime daha çok önem vermeli ve en uygun bir
biçimde, çağdaş bir eğitimle birbirimizi yetiştirmeliyiz.
Kaynaklar:
Focus Mart 2005
www.bilgiyonetimi.org
www.ikportal.com/hizmetlerimiz.asp
www.btvizyon.com.tr
İstanbul - 05.07.2005
http://sufizmveinsan.com
|