Yaşlı keşiş yolun kenarında oturuyordu. Gözleri
kapalıydı, bacak bacak üstüne atmıştı ve elleri
kucağındaydı. Oturduğu yerde derin düşüncelere
dalmıştı. Birden bir samurai savaşçısının sert ve
emreden sesi, keşişi derin düşüncelerinden
uzaklaştırdı. "Yaşlı adam! Bana Cennet ve
Cehennemi anlat!" Keşiş önce hiçbir şey duymamış
gibi yanıtsız bıraktı bu sesi. Fakat sonra yavaş
yavaş gözlerini açtı. Samurai her geçen saniye
biraz daha sabırsız bir şekilde yanıt beklerken,
dudaklarının kenarında farkedilmesi çok zor bir
gülümseme belirdi. Keşiş sonunda, "Cennet ve
Chennemin sırlarını öğrenmek istiyorsun demek ki"
diye yanıtladı. "Bu kadar pejmurde olan sen.
elleri ve ayakları kir içinde olan sen. Saçları
taranmamış, nefesi kokan, kılıcı paslı sen.
Çirkin ve annenin kılığına özenmediği sen. Sen
bana Cennet ve Cehennemi soruyorsun ha?"Samurai
birden küfür etti. Kılıcını çekti ve keşişin
başının üstüne kaldırıverdi. Keşişin başını
bedeninden ayırmak üzere hazırlanırken, yüzü
morardı, boynundaki damarlar kabardı. Kılıç tam
inmeye başlarken yaşlı keşiş sakince "Bu Cehennem
iºte" dedi. Samurai o anda biraz korku, biraz
şaşkınlık, biraz ºefkat ve biraz sevgiyle,
yaşamını kendisine birşeyler öğretmek için
yasamini feda etmeyi göze alan adama baktı.
Kılıcını yere indirdi ve gözleri yaşlarla doldu.
"Ve" dedi yaşlı keşiş, "bu da Cennet."

Rahip John
W.Groff Jr

İstanbul - 08.02.2001
http://afyuksel.com


Üst Ana sayfa e-mail