Centelmen - İdeal

- Humanist görüşlü bir Kişilik Anlayışı (Joachim Kahl)

Centelmen Kelimesi, İngiltere´deki yüksek tabakadan dilimize yansımıştır. Hem kadınları hem erkekleri içeren bu kelime, tarihsel ve kültürel kökenleri olan bir kavramdır. Öncelikle erkeklere yönelik olan bu kişilik anlayışı karakter yapısı yüksek olan kadınları da içerir.
Hangi hareketlerin erkeksi, hangi hareketlerin kadınsı olduğu içinde yaşadığımız kültüre ve zamana bağlıdır. Şu bir gerçektir ki, insancıl ve insanlık dışı olarak değerlendirdiğimiz hareketleri hem erkeklerde hem de kadınlarda görürüz.

CENTELMEN- İDEAL demek, “kültürlü” ve “medeni“ insan anlayışını hayatın her alanında: iç ve dış dünyamızda, fikir ve davranışlarımızda, iş ve privat hayatımızda, politika ve kamuoyunda gerçekleştirme fikridir. Bu kişilik anlayışı enternasyonal düşünceli, kültürlerüstü “dünya vatandaşı” olma özelliğini taşır. Centelmen ruhlu insan „universalist“ düşüncelidir, layık ve humanist anlayışlıdır. Dini temel alan bütün yaşam şekillerinden farklı bir bakış açısı içerir. Gerçekçi bir felsefe ile hayatın estetik bütünlüğünü temel alır. Ahlak kurallarını en gösterişli şekilde işleyen, göze batıcı estetik form verilmiş bir hayat anlayışıdır Centelmen- İdeal. Felsefik boyutlu bir Yaşam Sanatıdır. Güzel ve başarılı bir yaşam şeklidir. Sorumluluk hissi içeren, manalı, zevkli ve ahenkli bir hayattır.

Temel kuralı “Yaşamak ve yaşatmaktır“. CENTELMEN olmanın dört temel ilkesi vardır:
Kendini savunma, kendini sınırlandırma, herkesin hakkını verme (Fairness) ve sağlıklı bir insani mantık. Bu dört temel kural dünya görüşü olarak hiç kimse tarafından kötüye kullanılamaz. Günümüzde yaşanan „egoist- kütür´e“ dizginsiz yaşanan duygu ve isteklere tam ters bir modeldir Centelmen İdeali. Kişilik gelişmesine ters düşen, kişiliği ve toplumsal yaşamı yok eden her şeye karşı bir anlayış şeklidir.

Tarihi kökeni Asya’dan (Çin ve Hindistan) ve Avrupa’dan (İngiltere’den) gelir bu kişilik şeklinin. Okumuş, yüksek kültürlü, öğrenmeye her zaman açık, insanlarla ilişkilerde “karşılıklılık” prensibine uyan ve insan ilişkilerinde diplomatik formu koruyan, kendini eğitmiş asil ruhlu kişi kısaca.
Soylu kökenli insanların davranış şekillerinin sınırsız olarak her sınıfa uygulanması, kaliteli insan ilişkilerinin herkes için geçerli olması için Johann Wolfgang Goethe, Centelmen kavramını şu şekilde dile getirmiştir: “İnsanoğlu asidir ve her zaman iyimser ve yardımseverdir”.

Centelmen olmanın temel ilkelerine bir göz atacak olursak, birinci ilke: ‘Kendini savunma’, ‘kendini koruma’, ‘kendi güç ve kuvveti ile hayatta kalma’. Kendini ve kendi geleceğini düşünme. Bu ilkeler aynı zamanda iş hayatındaki temel faziletleri de içerirler. Mesela: Çaba sarf etmek, sabırlı olmak, dayanıklı olmak, titizlik, doğruluk, dakiklik, gibi.

İkinci ilke: Kendine hakim olma, kendi kendini kontrol altında tutabilme kabiliyeti. Her kim ki, kendine hakim olabiliyorsa, o kişi kendine karşı son derece büyük bir saygıya sahiptir. Kendine değer verebilen insan yaşama sevincine sahiptir. Hayattaki amacı başarılı olmaktır, yıkılmayı ve ezilmeyi sevmek değil.

Kendini koruma ilkesi insanın tüm maddi ve manevi değerlerini kapsar. Kendini ne ekonomik, ne de ruhen kimseye ezdirmemek, kendi çıkarlarını düşünebilmek ve sağlıklı bir bencillik anlayışına sahip olmaktır. Kişi aynı zamanda kendini sınırlandırma yoluyla kendini savunurken merhametsiz, saygısız, riayetsiz, acımasız olmaz. Kendini sınırlamak demek, kendini dünyanın göbeği olarak değil, kocaman bir evrenin küçük bir parçası olarak görmek, anlamına gelir. Bu düşünce aynı zamanda hayatın sınırsız olamayacağını, her insanın bugün var, yarın yok olma, kırılma, ölme durumları ile karşılaşabileceğini dile getirir. Kendini sınırlamayı öğrenen insan, her zaman eleştiriye açık kalır, kendi davranışını düzeltme kabiliyetini geliştirir, kendi kendini alaya alıp, bazen kendisiyle gırgır geçer ve kendine gülmesini bilir.

Önemli olan kendi kendine sınırlamayı yanlış kavramamaktır. Kendini sınırlamanın, kendini inkar etme, kendine boyun eğme, kendini sömürme, kurban rolüne girme ile hiçbir alakası yoktur. Kelime anlamı ile kendini sınırlandırma, kendi olanaklarının her zaman sınırını bilmek ve dilediği gibi sınırları aşmamaktır. Kendi sınırını bilmek: “İnsan her şeye sahip olamaz, insan her şeyi yapamaz ve her şeye bir anda erişemez“ anlamını taşır.

İnsan her zaman kendi sınırları içerisinde çaba sarf etmelidir. Erişilmez hayallere yer vermemelidir. Erişilmesi mümkün olmayan mesleki, gelir ve prestij amaçları, hayal kırıklığı ve depresyona yol açar. Kendi sınırını bilmek memnun bir yaşamın anahtarıdır. Kendi ile arkadaş olup, hayat yolunu yürürken, geçmiş şanslara yanıp kaçırılmış olanaklara üzülüp kendi kaderini suçlamamak gerek. Kaybetmek, yenilmek, hayal kırıklığı yaşamak, bırakmak, ayrılmak hayatın beraber getirdiği en doğal şeyler arasındadır.

Centelmen olmanın üçüncü ilkesi herkese hakkını vermektir (Fairness). Kimsenin yağ sürülmüş ekmeğini elinden almamak kadar, kimseye kendi kısmetini de kaptırmamak. Kimsenin sırtından yaşamamak kadar, kimseye de alet olmamaktır.

Fairness, karşılıklılık prensibinin yanı sıra sportif anlamda doğru oynama “fair play” demektir. Hayatı onurlu ve şerefli olarak yaşamak, hayatın zorlukları karşısında gücenmiş, bezgin değil, sakin, soğukkanlı, oyun gibi, ciddiye almadan, rahat bir şekilde davranmayı bilmektir.

Centelmen (İdeal) manevi anlamda şu demektir: Hayat bir oyundur. Bu oyunun kuralları vardır. Bu oyunu centelmen gibi oynarken, oyunun kurallarına dikkât et, en kötü ihtimalde iyi bir kayıp veren ol, kendinle de ‘fair play’ oyna, kendine karşı dürüst ol, kimseye çelme takma ‘faul play’ oynama, kirli, hilekâr, sinsi, iki yüzlü, riyakâr, acımasız olma! Kimseyi dolandırma, kimsenin de seni makaraya sarmasına müsaade etme!

Dördüncü kural: Sağlıklı insani mantık. Almanca olarak: ‘der gesunde Menschenverstand’, İngilizce: ‘common sence’, Fransızca: ‘bon sens’. İnsanı hayvan aleminde ayıran en önemli özellik, insana has ‘doğru düşünebilme kabiliyetidir’. Sağlıklı mantık sahibi insan bütün fanatizmalardan uzak, maximalizmalardan (aşırılıklardan) uzak, sağlıklı düşünme ilkesine bağlı kalır her zaman. Sağlıklı düşünme ‘yalın gerçekçilik’ ve ‘öğrenme kabiliyeti’ni içerir. Akıllı olmak ve öğrenmeye açık olmak demektir. Öğrenmek derken, sadece kitap kültürünü değil, hayat tecrübesini kastediyorum.  Sağlıklı mantık ve düşünce hiçbir zaman uzman bilirkişi bilgisi demek değildir. Her insanda bulunan normal düşünme kabiliyetidir. Yani bir insanın akademik diploma derecesi veya rütbesi mantıklı olmak için önemli kıstas değildir. Her insan isterse mantıklı olabilir. Mantıksız düşünmek ise, çeşitli dogmalara alet olmak, birilerinin ardından harfi harfine yürümek, onun bunun prensiplerini uygulamak ve beton kafalı olmaktır.

Acaba bu ilkeleri gördükten sonra, nasıl CENTELMEN olunur? Hiç kimse annesinden Centelmen olarak doğmaz. Centelmen eğitimle olunur, kendi kendini eğiterek. Centelmen olmanın hem kadınlar, hem erkekler için tek yolu kendi kendini eğitmektir. Karakter geliştirici değer yargıları öğrenmek ve uygulamaktır. Okullarda sadece bilgi değil, yüksek değerlere de yer verilmelidir. Evde ailelerde çocuğun özellik ve nitelikleri korunmalıdır. Her insan, her an kendini geliştirmeye ilerlemeye özen göstermelidir. Kendini eğitim, kendini kultive etme, disiplin sahibi olma ve kendini affedebilme kabiliyetleri gerçek anlamda centelmen olabilmeyi sağlar.

Hayatı onurla ve şerefle yaşamak bir Heykeltıraşçının yaptığı işi anımsatır. Usta elleriyle taştan bir heykel yapmaya çabalayan bir insanı...O mermer taşın içinde heykel saklı değildir. O  taş sabırla ve azimle yontula yontula bir heykel olacaktır. Eğer bir insana bir mermer taş hediye edilmiş ise ve o insan bu taşı heykel yapamamış ise, hayatına anlam verememiş demektir.

Her insana doğuştan bir mermer taşı hediye edilir. O taşı işlemek, ona görkemli bir şekil vermek ve sonunda bir heykel ortaya çıkarmak kendi elimizdedir.

Bu da demektir ki, insan kendi kendini her geçen gün işlemeli, yeniden yaratmalı ve bunu yaparken çok çok sabırlı olmalı.

 

Kaynak: Bu yazı Joachim Kahl’ın Internette ‘Gentelmen – Ideal’ başlığı altında yazınlanmış bir makalesinin kısmen tarafımdan tercümesidir.

 

NURAY  LALE, Eğitim ve Sağlık Bilimcisi
info@nuray-lale-institut.de
http://
gulizk.com
Bielefeld - 22.07.2003

 


Üst Ana sayfa e-mail