Siz
hiç İÇ YOLCULUKLARI'na çıkar mısınız? Çıkıp içinizin
sokaklarında dolaşır mısınız?
Ben bunu sık sık yaparım. Çünkü kendini birbirine açan, bazen
de birbirinden kaçan bu sokaklar, sizi size anlatır...
Siz
nesiniz, kimsiniz, kendinizi nasıl ve ne kadar oldurmuş, nasıl ve
ne
kadar tanımlamışsınızdır; dünyaya nereden bakmış, kendi
hikayenize ne ölçüde katkıda bulunmuşsunuzdur; ne kadar sevmiş,
ne kadar kaçmış, ne kadar özlemiş, ne kadar pişman olmuş, ne
kadar kaygılanmış, ne kadar acı çekmiş, ne kadar sevinmişsinizdir...
Önceleri,
içinizin bu kadar çok sokak barındırdığına şaşırırsınız;
içinizde koca bir mahalle taşıdığınıza inanamazsınız! Ama
zamanla alışırsınız...
Çünkü artık bu şaşırtıcı, inanılmaz, cazibeli durum sizi kışkırtmıştır;
sokaklarınızda dolaşmadan yapamazsınız, bundan kaçamazsınız...
Dolaşmalarınız arttıkça da, hangisinin dar, hangisinin geniş
olduğunu,
hangisinin ihmale uğrayıp viraneye döndüğünü, hangisinin taşlarında
yaban otları bittiğini, hangi evin penceresinde sardunyaların açtığını,
hangi sokağın korunaksız kaldığını, hangi sokakta hırsızların
kol gezdiğini daha iyi anlarsınız... Ve anlamlandırırsınız
zamanla, sokaklarınıza isimler verirsiniz...
Acı
sokağı, Aşk sokağı, Başarı sokağı, Bencillik sokağı, Bunalım
sokağı, Cazibe sokağı, Coşku sokağı, Düşünce sokağı, Ego
sokağı, Elem sokağı, Gözyaşı sokağı, Güven sokağı, Hüzün
sokağı, İhanet sokağı, İntikam sokağı, Kaçış sokağı,
Kahkaha sokağı, Keder sokağı, Kıskançlık sokağı, Kibir sokağı,
Nefret sokağı, Neşe sokağı, Pişmanlık sokağı, Seks sokağı,
Sevinç sokağı, Sıkıntı sokağı, Şefkat sokağı, Utanç sokağı,
Yalan sokağı... (Alfabetik sıraya göre dizilmiştir!)
Bazen
birbirini kesen, birbirinin önüne çıkan, birbirinin içinden geçen,
bazen de size nerede olduğunuzu, kim olduğunuzu unutturacak denli
labirentlerle, engebelerle, çukurlarla dolu olan bütün bu sokakların
içinde bir tanesi vardır ki, O, sokakların içinde en görkemli
olanıdır. En coşku vereni, en acı vereni, en tehlikeli olanı, en
sevinç vereni, en heyecan vereni, en güvenilmezi, en korkutanı, en
utanmazı, en kırılganı, en cesuru, en sevişgeni, en bilinmeyeni,
en çılgını, en korkusuzu, en korunaksızı, en tepeden bakanı..en
eni...
Sadece
bu sokak insana göze alma cesareti verir; sadece bu sokak insana
hayatın nabız atışlarını hissettirir; damarlardaki kan, sadece
bu sokaktan geçerken yatağından fırlayacakmış gibi olur; vücut
kimyası sadece bu sokakta değişir; bu sokak keser iştahınızı;
bu sokak kör eder gözlerinizi; aynalar sadece bu sokakta güzel gösterir
sizi ve bu bu sokakta unutursunuz bütün sevdiklerinizi...
Bu
sokakta yağmurlar bir başka yağar; bu sokakta güneş batıdan doğar;
bahar bu sokakta anlar bahar olduğunu; dünyanın bütün kandilleri,
bütün mumları bu sokakta yanar; bu sokakta yıllandırır şarap
kendini; müzik bu sokakta kuşanır en güzel tınıları ve sadece
bu sokakta açar utanmaz gülleri...
Islanmaz bedeniniz, ısınır yüreğiniz, yeşerir dallarınız,
titrer içiniz,
döner başınız, okşanır kulaklarınız ve baştan çıkar bütün
benliğiniz....
Sadece
bu sokak korunaksızdır. Sadece bu sokağın bir bekçisi yoktur.
Sadece bu sokak yağmaya açıktır, sadece bu sokakta hırsızlar
dolaşır geceleri ve sadece bu sokak direnir diğer sokaklara açmaya
kendini...
O
bağımsızlığı sever, O cesareti sever, O ateş gibi yanmayı ve
yakmayı sever...
O,
sokağın girişine astığı tabelanın yerinden indirilmesini
sevmez, tabelaya yazdığı AŞK sözcüğünün üzerinin karalanmasını,
çizilmesini, kirletilmesini sevmez...
Yolunuz
bir kere AŞK sokağı'na düşmeye görsün, bir kere keşfetmiş
olmaya görün, önce diğer sokaklar kıskanır sizi... Yolunuzu şaşırtmak
için en olmadık hilelere onlar başvurur, kendilerine dönüştürmek
için en olmadık kumpasları onlar kurar.
Bazen
de siz saparsınız yoldan. Örneğin birdenbire Sevgi sokağında
bulursunuz adımlarınızı... Burasını daha güvenli zannedip,
kendinizi ve
başkalarını kandırırsınız...
Siz
hiç İÇ YOLCULUKLARI'na çıkar mısınız? Çıkıp içinizin
sokaklarında dolaşır mısınız? Dolaşıp kendinizi kaybeder
misiniz? Kaybedip kaybedip yeniden bulur musunuz?
Yoksa
sizin sokaklarınız çok mu dar? Çok mu zor bu dar sokaklarda yürümek
ve görmek hayatı? Ya da çok mu birbirine benziyor sokaklarınız?
Karıştırıyor musunuz tabelaları?...
Size,
sokaklarınıza bakmayı, sokaklarınızı genişletmeyi, sokaklarınızı
onun bunun taşlarıyla değil, kendi taşlarınızla örüp güzelleştirmenizi,
kendi ellerinizle tabelalar asmanızı ve özellikle AŞK sokağı'na
uğramanızı şiddetle tavsiye ederim. (Sokağın tabelasına
dokunmak yok ama! O, biliyorsunuz sevmez müdahaleyi!)
Eğer
bu yolculuğu göze alamayacağınızı düşünüyorsanız boşverin
gitsin. Dar sokaklar cesaret gerektirmez ve zaten dar sokaklarda
mutlusunuzdur!!
Emine
Başa
İstanbul
- 29.04.2003
http://gulizk.com
|