Elveda Yaz

Geldi geçti yaz seramonisi. Yaz boyu sürekli neşemiz, terleme sebebimiz, sürekli tepemizde dolaşan ışığımız oldu güneşimiz. Kışın özlediğimiz, yazın istemediğimiz, baharda ara sıra görebildiğimiz, canlılık kaynağımızdır güneş. Doğuşu, batışı, kısaca tüm varlığı şiirlere, filmlere, aşklara konu olmuştur.O kadar güçlüdür ki çıplak halde yönelince yakar gözlerimizi. Ne kadar düşünürüz bilemiyorum ama gecemizi, günümüzü, yazımızı, kışımızı ona borçluyuzdur. İyi kötü ayırt etmeden sever herkesi, ta uzaklardan uzatır kollarını sarmalar her yandan en ücra köşelerimize kadar. Bizler de yaşar gideriz bunun farkında olmadan.

İnsanlar sahillere doluşur hep bir ağızdan sözleşmiş gibi. Karınca misali kalabalıktır plajlar, sahiller. İnsan olmanın dayanılmaz çekiciliğine yenik düşer, eğlenceye salarız kendimizi. Sabahları güneş altında bronzlaşırız. Sonra öğle yemeğine en aç şekilde gireriz. En güzel yiyecekler, en güzel içecekler arasında kendimizi inanılmaz mutlu hisseder başka bişey istemeyiz o an çünkü sanki cennetteyizdir. Bir de güzel uyku çektik mi artık akşama hazırızdır. Tüm gece klüplerini, barları arşınlarız. Tıpkı söylendiği gibi; kendimizi müziğin kollarına bırakırız. Biz, bizden çıkar, başka bir biz girer içimize. Daha iyi hissederiz o an. Dağıtmak derler bazıları buna. Çılgın bir gecenin sonunda çılgın bir yaz aşkının içinde buluruz kendimizi. Kimimiz kendini kaptırır unutamaz yaz aşığını. Halbuki aşık olduğumuz bir beden değildir sadece. Yaz aşkıdır  ortada olan, biz ise bir parçasına takılıp kalmışızdır tüm resmin, içerisinde bir galerinin.

Bazen biliriz gelip geçicidir bazı şeyler, ama beceremeyiz bu düşünceye aşina olmayı. Zor gelir bazen geçişler anlatamayız derdimizi kendimize. Tutamayız kendimizi, hayal kurarız, ağlarız.

Bazılarımız fütursuzca yaşarız. Birbirini kandırır sevgililer her yerde. Telefonlar çağrılara cevap vermez. Yolda hüzünlü insanlar görürüz hani yere bakarak yürürler, cevapsız çağrı hüzüncüleri. Biz başımızı çevirince unuturuz onları. Gözümüz kendi eğlencemizde, beynimiz akşam nerelere gidip eğleneceğimizdedir.

Tatillerimizi ikiye böleriz. Birini yazın başlarında kullanır, diğerini sonbahar hissedilmeyecek kadar uzaktayken, ama geldiğini görüyorken kullanırız. Böylece tüm yaz ilk tatilimizden kalan hayellerimizle geldiğimiz ikinci yarısında tamamlanır. Her yazın da bir şarkısı olur bizi anlatan. Bütün o hissettiklerimizi yükleriz zihnimize şarkımızla beraber. Her yerde “bu benim şarkım” diyenler duyarız bizim! şarkımıza.

Ama yaz gider elveda demeden, el sallamadan, geldiği gibi ansızın çeker gider kimseye hesap vermemecesine. Biz arkasından bile bakamayız. Aklımızda yazımız, damağımızda yaşadıklarımızın tadıyla kalakalırız bir sonbahar yağmurunun ortasında. Yaz gitmiştir. Sanki bizim için varolduğunu sandığımız, bu yüzden delicesine sevdiğimiz yaz, sadece yolculuğuna devam etmededir hayal içinde.Bir gün yağmurun altında damlalar saçlarımızdan akarken yanaklarımıza, içimizden bir veda sözcüğü gelir “elveda” deriz ”yaz”ımıza. Çünkü aynı yaz bir daha gelmeyecek.

wolkan98@hotmail.com
İstanbul - 23.09.2003

http://gulizk.com


Üst Ana sayfa e-mail