Darwin
evrim teorisi ile ilgili kitaplarını (Doğal seleksiyon, Türlerin
kökeni) yazdıktan bu yana yaklaşık yüz elli yıl geçti.
Darwin bile Türlerin Kökeni eserini tamamladıktan sonra hemen
yayımlama cesaretini kendinde bulamamıştır. Aradan geçen
bir buçuk asrından sonra sanırız Darwin, teorisinin ulaşacağı
boyutları da tahmin etmemiştir. Bugün evrim teorisi birçok
bilim dalıyla da desteklenmiştir. Darwin’in devrinde genetik
bilimi henüz yok denecek düzeyde idi. Bu sebeple Darwin, bu
faktörü göz önünde bulundurmamıştır. Günümüzde ise
genetik biliminde yapılan ilerlemeler Darwin’in yüz elli yıl
öncesinden ne kadar gerçekçi tespitler yaptığını ortaya
koymuştur. Öyle ki evrim tezi, hâlâ tartışılmaktadır.
Bugün Darwin’in binlerce gözlem ve araştırma sonucunda
ortaya attığı bu tezi insanlığın çoğu, kabul
etmemektedir. Teoriyi kabul etmeyenlerin çoğunluğunu Yahudi,
Hıristiyan ve Müslümanlar oluşturmaktadır. Ancak son yıllarda
Papanın evrim teorisinin Tanrı’nın varlığıyla ters düşmeyeceği
yönünde açıklamaları olmuştur. Diğer taraftan konuyu en
gerçekçi tasavvufi kaynaklar da irdelemiştir. Tasavvuf
literatürünü takip edenler bilirler. İnsanın yaratılış
mevzuu, orijinal kaynaklarda mecazlarla ve semboller ile bir
manaya işareten tamamen benzetme yollu anlatılmış. Oysa ki
tasavvuf, dünya hikmet
yurdudur der. Her şey oluştuğu boyut itibariyle neden
sonuç içinde bir sistem dahilinde yürümektedir. Diğer
taraftan mutlak evrensel felsefenin uygulamalı biçimi olan
tasavvuf, Tanrı kavramı ile Kozmik Bilinç kavramlarının
tamamen farklı olduğu gerçeğini bütün çıplaklığı ile
gerek klasik anlatımla gerekse modern bilimin ulaştığı
bulgular ile sunar. Bu
iki noktanın yani evrende değişik boyutlarda süregelen
Sistem ve Kozmik Bilinç kavramının anlattığı kavramlar tam
olarak anlaşılmadığı takdirde, evrim tezinin anlatmak
istediği mesaj da yerine oturmayacaktır. Nitekim, enerji
yoğunlaşarak maddeyi oluşturur. Bu noktaya her şeyin çift
var edilmiş olması ile işaret edilmiştir. Fakat insan bu
sistemde öyle bir noktaya gelmiştir ki, yerküredeki diğer
maden, nebat ve hayvan türlerinden farklı olarak birimsel
ruhunu üretme düzeyine gelmiştir. Bütün bu türleri enerji
meydana getirirken, insan beyni bir ışınsal beden üretecek
ve bilinç kendini bu bedene transfer edecek bir formasyona
gelmiştir. Bu noktanın çözülmesi ise işte bu sistemin her
noktasında geçerli olan ve açığa çıkan bu bilincin anlaşılması
ile olacağı kesindir. Bilimin istikameti de bu yöne kayacaktır.
Ana hatları ile bu konunun anlaşılması için gerekli
referansları verdikten sonra, evrim tezinin bize sunduğu bazı
şaşırtıcı bulguları değişik bilimsel kaynaklardan
faydalanarak sizlerle paylaşmak istiyorum. Eğer yazılarımı
takip ederseniz şu başlıklara değineceğim:
-
Evrim hakkında sıkça sorulan sorular
-
Balinaların evrimi, Karadan Suya Evrim!
-
İnsan Evrimine yeni bir bakış
-
En evvel ki atalarımızın yüzü
-
Neandertaller kimlerdir?
-
Neden iki ayaklıyız
-
Millet farkı nereden kaynaklandı
-
Yamyamlığın sebebi nedir?
-
İnsan Doğumunun Evrimi
-
Eğer vücutlarımız süreklilik için varsa (Birimsel Ruh,
evrimin en önemli aşaması),
-
Bilicin Evrimi, Psikoloji
Profesörü Steven Pinker
Bölüm1
Evrim
hakkında sıkça sorulan sorular :
Evrim
nedir?
Biyolojik
evrim bir popülasyonda zamanla oluşan değişimleri gösterir.
(Popülasyon ;belli ve sınırlı
bir alandaki bir canlı türünün sayısıdır.) Bu değişimler,
türlerin genetik seviyelerinde iki yolla meydana gelir.
Organizmaların genlerinde mutasyonun sonucu veya genlerin üreme
sonucunda farklı bileşimler oluşturması ve bunların yeni
nesillere aktarılması neticesindedir.
Bazen birimler kalıtım yollu yeni özellikler kazanır ve bu
özellikler ile yaşadıkları ortamlarda daha avantajlı yaşayabilirler
ve üreyebilirler. Bu avantajlı özellikler o türün popülasyonu
arasında yayılır ve daha sık yer alırken, faydası olmayan
özellikler o türde düşüşe geçer. (Bu sürecin nasıl meydana geldiği üreme konusuyla ilgili bu kısmı,
daha sonra Üreme ve
Evrim başlığında anlatacağım.)
Farklılaşan üreme ve hayatta kalma yeteneği metodu
‘Doğal Seçim’(Natural Selection) olarak bilinir. Diğer
yandan bir organizmanın genetiğinde meydana gelmeyen değişimler
ise yavrularına aktarılamaz ve evrim olarak nitelendirilmez,
kullanılan kaslardaki gelişme buna bir örnektir.
2.
Evrim kanıtlanmamış bir teoriden ibaret değil midir?
Bilimde
bir teori, dünyanın gözlemlenen ve kaydedilen yönlerini açıklayan
genel prensiplerinin kesin olarak test edilmiş ifadeleridir.
Bu sebeple bir bilimsel teori, gerçeklerle bağlantılı yüksek
seviyedeki anlayışı tanımlar. Bir bilimsel teori yanlışlığı
ispatlanana kadar geçerlilik görür.
Darwin’in evrim teorisi, binlerce bilimsel deneye ve gözlemlere
dayanmaktadır ve 150 yıl geçmesine rağmen aksi kanıtlanmamıştır.
Diğer yandan jeoloji, kimya,fizik, moleküler biyoloji, çevre
bilimleri, ve diğer bilimlerdeki gelişmeler evrim teorisini
Darwin’in bile düşünmediği düzeye taşımıştır.
3.
Bütün canlı türleri akraba mıdır?
Evet!
Soy ağacının göstereceği üzere yaşayan ve türü yok olmuş
bütün organizmalar akrabadır (Birbiriyle bağlantılıdır).
Soy ağacının her dalı bir türü temsil eder ve bir türden
diğerini ayıran her çatal ise bu türlerin paylaştığı
ortak atayı temsil eder. Bu soy ağacının sayısız çatalları
ve uzağa uzanan dalları, türler arasındaki bağlantının büyük
ölçüde farklılaştığını gösterirken, evrim tarihi açısından
türlerin her çiftinin ortak atadan geldiği kolayca görülmektedir.
Örneğin
bilim adamlarının tahminlerine göre, şempanzeler ile
insanların ortak atası 5 ila 8 milyon sene evvel yaşıyordu.
İnsanlar ile bakteriler arasındaki ortak ata ise çok daha
uzak geçmişe dayanır, ancak bu tek hücreli canlılar ile
akrabalığımız hiç de gerçekdışı değildir. DNA
analizleri, bu savı desteklemektedir. İnsanlar, aynı gruba
dahil memelilerle birçok ortak genetik özellik taşımasına
rağmen, bakteriler ile de 200’e yakın ortak gene sahiptir.
Burada doğru anlaşılması gereken husus şudur: Organizmaları
akraba veya birbiriyle biyolojik yakınlık içinde diye tanımlarken,
bu organizmaların biri diğerlerinin atasıdır demek değildir
veya yaşayan herhangi bir tür, diğer türün atasını teşkil
etmemektedir. Basit bir örnek vermek gerekirse, bir kişinin
kuzenleri, amcası veya halası gibi akrabalarıyla kanbağı
olabilir; çünkü aynı
ortak atadan gelmektedirler, büyükannesi ve büyükbabası
itibariyle. Ancak, bu kuzenler, amcalar veya halalar o kişinin
atasıdır diyemeyiz. Aynı şekilde insanlar ve yaşayan diğer
memeliler de
bir biriyle bağlantılıdır, ancak bunlardan hiçbiri
insanların atası değildir.
4.
Bir Tür ne demektir?
Tabiatta
bir türün üyeleri normalde başka türün üyeleriyle çiftleşmezler.
Nadiren farklı türlerin üyeleri, örneğin aslanlar ile
kaplanlar eğer aynı ortamda tutsak edilirlerse çiftleşebilirler.
Ancak, doğada jeografik ayırım ve davranışlardaki farklar,
habitat seçimi, yakın akraba olan bu türler ayrı kalmışlardır.
Benzer bir şekilde bazı yakın akraba bitkiler de bahçıvanlar
tarafından hibridleştirilebilirler. Fakat doğada bu hibridler
çok nadir görülür. Sonuç olarak, bilim bir türü
birbirinden üreyebilen veya bu potansiyele sahip diğer
gruplardan ayrılmış bir grup olarak tanımlar.
Devam
edecek
Turhan Doğan
Tokyo Üniversitesi Yüksek Kimya Fakültesi
turhandogan@yahoo.com
Tokyo - 05.08.2003
http://gulizk.com
|