Bu kapıdan kol ve kanat kırılmadan geçilmez.
Eşten, dosttan, sevgiliden ayrılmadan geçilmez.
İçeride bir has oda, yeri samur döşeli,
Bu odadan 'gelsin' diye çağırılmadan geçilmez.
Eti zehir, yağı zehir, balı zehir dünyâda,
Bütün fânî lezzetlere darılmadan geçilmez.
Varlık nîçin, yokluk nasıl, yaşamak ne topyekün?
Aklı yele salıverip, çıldırmadan geçilmez.
Kayalık boğazlarda yön arayan bir gemi...
Usta kaptan klavuza varılmadan geçilmez.
Ne okudun, ne öğrendin, ne bildinse berhavâ,
Yer çökmeden, gök iki şak yarılmadan geçilmez.
Geçitlerin, kilitlerin yalnız onda şifresi,
İşte, işte o eteğe sarılmadan geçilmez.
Necip
Fazıl