Kış kapıya dayanmışken, beni heyecanlandıran ve çok sevdiğim bir
konuyu araştırdım,heyecanım biraz daha arttı.Üç boyutlu
televizyon veya herhangi bir görüntü sistemi artık kapıya
dayanmıştır. Haberlerini duyuyoruz; “geldi, gelecek” deniyor;
fakat henüz gören yok galiba. Aslında, büyük askeri güce önem
veren bazı ülkeler bu teknolojiyi kullanıyorlar bile…
Düşünün ki kış, dışarıda kar-kıyamet, buz gibi bir hava var ve
siz sinemaya gitmek istiyorsunuz. Onun yerine içine
girebileceğiniz bir film izlemek ister miydiniz?
Araştırmacılar,
orta düzeydeki holografik gösterimin, standart bir bilgisayar
ekranı ebatlarında olacağını ve hafif donanımlı bir bilgisayar
ile çalışabileceğini söylüyorlar. Gerçek anlamda bir üçüncü
boyut (üç-D) için, iki gözünüzde de hafif farklı bir görünüm
olması lazım. Sıradan üç-D' de ise, her iki görünüm birbirinin
üzerine yansıtılıyor ve bu nedenle plastik gözlüklerle
izleniyor. Japonya'da pazara sürülen Sharp dizüstü
bilgisayarlarında ve cep telefonlarında kullanılabiliyor. Tek
zararı, baş ağrısı, baş dönmesi ve mide bulantısı gibi yan
etkilerin görülebilmesi. Bu çözümü Beko tarafından satın alınan
Grundig, geçtiğimiz aylarda IFA fuarında sergilemişti. Üstelik,
canlı çekilen görüntüler, anında üç boyutlu olarak ekrana
aktarılıyordu. Tabi ki bu eski üç boyutlu sistem.
Yenisini de bir
inceleyelim:
Japonya’da hükümet, akademi çevreleri ve teknoloji şirketleri,
geleceğin televizyonu için kolları sıvadı. 2020’ye kadar hayata
geçmesi planlanan üç boyutlu TV, ekrandaki objelere dokunma
hissi veriyor. Ve ortamın kokusunu size verdiği söyleniyor.
Televizyonda seyrettiğiniz futbol maçının üç boyutlu olduğunu ve
hatta stadyumdakilere dokunabildiğinizi, stadyumun kokusunu
teneffüs edebildiğinizi düşünün... Japonlar, bu hayali 2020
yılına kadar hayata geçirmeyi planlıyor. Peki, biz ne yapıyoruz?
Japonya İletişim Bakanlığı Araştırma ve Geliştirme Müdürü
Yoşiaki Takeuçi, dünyanın çeşitli yerlerinde araştırma
enstitüleriyle şirketlerin, üç boyutlu televizyon konusunda bazı
gelişmeler sağlamalarına karşın, dokunma ve koku hissini yaratan
teknolojiyi geliştirmenin bilim adamlarını daha zorlayıcı bir
mesele olduğunu söyledi.
Araştırmacıların, dokunma hissi teknolojisini geliştirmek için
ultrason, elektriksel uyarma ve rüzgâr basıncı üzerinde
durdukları belirtiliyor.
Televizyondan dokunarak alış-veriş…
Bu tür televizyon, hayata geçmesi halinde birçok amaçla
kullanılabilecek. Örneğin alışveriş programlarında sipariş
vermeden önce satın alınılacak mala “dokunularak” kalitesi
hakkında fikir sahibi olunabilecek.
Geleceğin televizyonunun, Japonya’nın, bilginin dil ve bölge
sınırlaması olmaksızın kolayca paylaşılabildiği “evrensel
iletişimi” geliştirme hedefinin bir parçası olduğu belirtildi.
Aslında
biz de boş durmuyoruz!..
Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Levent Onural'ın
başkanlığında çalışan bir grup bilimadamı, dünyanın ilk
"Ekransız, üç boyutlu televizyonu"nu geliştirmek için kolları
sıvadı. Türkiye'nin koordinatörlüğünde Avrupa'nın yedi
ülkesinden 175 bilim adamı, "ekransız, gözlüğe ihtiyaç
duyulmayan, her açıdan izleme şansı olan, gerçek denecek kadar
iyi kalitede görüntüler elde edebilmek için dört yıllık bir
projeye imza attı.
Gelişen
teknoloji konusunda ABD ve Japonya ile rekabet etmeye çalışan
Avrupa Birliği, projeye 6.15 milyon Euro yatırım yaptı.
Projeye göre, yeni televizyonlar sehpa
gibi yatay bir düzlemde, üstüne ışık vererek görüntü sağlayacak.
Bilim kurgu filmlerindeki “holografik görüntülere benzeyecek, üç
boyutlu televizyonun etrafında dönülse de görüntü çıplak gözle
net bir şekilde izlenebilecek”. Yani üç boyutlu sinemalardaki
gibi sabit bir yerden ve gözlükle izlenmek zorunda olunmayacak.
Seyirci elini görüntünün içine sokabilecek, ancak sadece ışığa
temas etmiş olacak.
üç boyutlu televizyon sayesinde görüntüler daha canlı
izlenebilecek. Örneğin bir futbol maçı sehpanın üstünde üç
boyutlu izlenirken, stadyumda izleniyormuş havası oluşacak.
Projede Türkiye ile birlikte, İngiltere, Almanya, Finlandiya,
Bulgaristan, Yunanistan ve Çek Cumhuriyeti'ndeki üniversite ve
özel sektörden 150 araştırmacı birlikte çalışıyor.
Görüldüğü gibi bu konu üzerinde gerçekten ciddi çalışmalar
yapılıyor. Ve gene görüyoruz ki biz de bunun bir parçası olmak
istiyoruz ve en önemlisi bunun için çaba harcıyoruz. Şimdiden
söyleyeyim: Etrafta bolca DVD, VCD, DivX v.b gibi film
formatlarıyla uğraşanlar olduğunu biliyoruz. Bu sektör sayesinde
izlenilen filmlerin haddi hesabı yok. İnsanlar artık her tür
filmi izliyorlar. Düşünün, bu insanlara bu yeni teknolojiyi
sunan firmayı, hem kâr hem de prestij açısından çokça ileri
gidecektir. Sadece bekleyip göreceğiz.
Kaynakça:
www.ntvmsnbc.com
Sabah Gazetesi
Byte Dergisi
Volkan Tolga
İstanbul - 22.11.2005
http://sufizmveinsan.com
|