Bu yazı tamamen bilgisayar üzerine ve gelişmeleri ile alakalı.

Bizler günümüzde en gelişmiş bilgisayarların  yeni doğmuş bir  çocuğun  öğrenme yetisinin yanına  bile yaklaşamadığını  gösteren bilimsel açıklamaları okuyunca rahat bir nefes alabiliyoruz. Akıl her zaman ön  planda yürümeye kararlı. Ama, bu bir yerde kendimizi aldatmak olmuyor mu, ne dersiniz? Bugün daha parmağınızı arama motorunun tuşundan  kaldırmadan İnternette ne var ne yok önümüze seriveren PC’ler var. Ya saniyede 30-40 trilyon hesap yapan süper bilgisayarlar, acaba mantığımızı nasıl etkileyebiliyor hiç düşünebildiniz mi ?

İnsan beyninin dakikada on bin kelime üretebileceğini, ancak bilgisayar klavyesine bunların sadece seksenini aktarabileceğini biliyor musunuz?
Bu yansımalardaki aksaklığın, sürekli üretim/yenilik halinde olan beyinde bilgi sıkışması meydana getireceğini, bu olumsuz faktörün unutkanlıkla değil de, bu durumla ilgili olduğunu düşünebildiniz mi?

Bu sıkıntıları aşabilmek, istikrarı yakalamak ve doğru, sağlam bir zemine oturtabilmek mümkün.

Yeni yapılan bilgisayar programları, örneğin; Dragon Naturally Speaking adlı program, hem zamandan hem düşünceden tasarruf sağlayarak, söylenenleri ekrana geçirmeyi başarabilmiş durumda.
Diğer taraftan, bilim adamları, gelişen teknoloji paralelinde bir pirinç büyüklüğünde, evet yanlış okumadınız “bir pirinç tanesi” büyüklüğünde bilgisayar üretmiş.İşin en önemli yanı, dünyanın bu en küçük bilgisayarı insan bedenine enjekte edilebilirken, internete de bağlanabiliyor ve sözle komuta edilebiliyor.
Yani normal bir PC ile yapılabilecek şeyleri yapabiliyor.

Bu PC’ler beyne enjekte edildiği takdirde bakın neler oluyor:
Siz düşündüğünüz anda komut vermiş sayılıyorsunuz.
Dolayısıyla, istediğinizi elde edebilme, yapabilme imkânınız mevcut.Telefon etmek için tuşlarına dokunmak yerine, düşünmeniz ve sadece “alo” demeniz yeterli. Arabanızın kapısını  düşüncenizle açabilmeniz ve  motorunu çalıştırabilmeniz mümkün.Ayrıca, kumanda olmadan TV’ de istediğiniz kanalı zumlayacak; düşüncenizle, bitkilerin yapraklarını oynatabileceksiniz.

Bütün bu gelişmeler “Bilimin İstidraçta !” olduğunu açıkça ortaya koymuyor mu acaba?

İstanbul - 22.01.2002
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail