Biraz geç kalmış
gibi olabilirim, ama benim de bu kablosuz Internet hakkında
söyleyecek bir çift naçizane görüşüm olacak.
Öncelikle, bu
gibi teknolojik olayların her zaman getirisi olduğu kadar
“götürüsü” de olacaktır. Bu su götürmez bir gerçek değil mi?
Önce ülkemize güzel güzel teknolojik imkânlar, aletler gelir,
sonra ne olur? Bunlara bağımlı hale getirildikten sonra
elleri-kolları bağlı olarak, artık hayatımızın vazgeçilmezleri
arasına girmiş olanları devreden çıkaramayarak, bu tedavisi
“maddi giderleri karşılayabilmek” olan bağımlılıktan çoğumuz
kurtulamayız. Sistem öyle bir sarıyor ki etrafı, hangimiz cep
telefonu kullanmayı, Internet kullanmayı bırakabiliriz ki?
Bu kablosuz
Internet, doğal olarak bir yem gibi bir şekil alıyor zihnimde.
Önce, her türlü insanın rahatlıkla gittiği, etkileşimin belki de
en hızlı olduğu bir cadde seçilir (ki İstiklal Caddesi normal
bir caddeden daha fazlasıdır.), buraya bu hizmetten
yararlanabilecek imkânları olanlar gelecek ve kullanacaktır.
Sonra diğerlerine yayılacak olan bu yeni sistem kullanılmazsa
acı verici olur ve bizi kendine bağlar. Örneğin; e-mail.
Özellikle hızlı olması çok çekici özellik katıyor. Kablo Net
kullanan insanların bu hizmeti bırakıp da dial-up denilen normal
56k hızındaki bağlantıya geçmesi ne kadar batarsa, kablosuza
kapılanların da sonradan buna benzer hissedeceklerini belirtmek
istiyorum. Zira kablolarla uğraşmayacak ve muhtemelen çevir sesi
beklemeden anında bağlanacağız. Ayrıca tabiri caiz ise
internette sörf yapmayacak, uçacağız!. Tüm bunlardan sonra
kablosuza bağlanmamak mümkün mü?
Sanki kötü bir
şeyden bahsediyormuş gibi olabilir üstteki paragraflar, ama bu
sadece akılda kalıcı bir nitelik taşısın diye yapılmıştır. Kötü
olarak gördüğüm şey sadece bu işin maddi yükümlülüğü.
Bu hizmet kolay gelmiyor tabi ki. Bir sürü
yatırım yapılıyor. Ve Karşılığını mutlaka vermek durumundayız.
“Türkiye'de ilk
defa gerçekleştirdikleri bu uygulama ile İstiklal Caddesi'nde
kablosuz olarak internete bağlanabilmek mümkün olacak.
İstiklal Caddesi'nin Taksim girişinden, Galatasaray Lisesi'ne
kadar olan bölümü kapsayan kablosuz internet erişim projesinde,
dizüstü bilgisayarınız veya mobil cihazınız
yanınızda ise, cadde boyunca açık alanda veya bir kafede oturup
internet bağlantınızı yapabilirsiniz.
Yetkililer,
şirketin teknolojik hizmetleri sadece müşterileriyle sınırlı
tutmayarak bütün İstanbullulara taşımayı hedeflediğini ve bu
çerçevede New York, Paris ve Londra'da
uygulanmakta olan ''kablosuz internet cadde'' uygulamasını,
İstanbul halkına sunmak için harekete geçtiklerini söylediler.
Ayrıca,
Türkiye'de ilk olan bu uygulamayla bilişimi sokağa
taşıdıklarını, tarihi ve kültürel dokusu, hareketli yaşamı ve
dinamizmi ile bilgi teknolojilerine yatkın insanları
barındırması nedeniyle İstiklal Caddesi'nin seçildiğini ifade
ettiler.
Kablosuz
internet erişim altyapısının 11 MB gibi oldukça yüksek
bir erişim hızı sunduğunu, uygulamadan abonelik bedeli ve
kullanım ücreti olmadan herkesin yararlanabileceğini
belirten yetkililer, projenin sınırsız hareket imkânı, zaman ve
maliyetten tasarruf sağlayarak verimlilik artışı sağlayacağını
söylediler.
Türkiye'ye
yurtdışından gelen on milyon ziyaretçinin yüzde ellisinde
dizüstü bilgisayar bulunduğu varsayılırsa, elli bin potansiyel
kullanıcının bulunduğunu ve her ziyaretçinin 20 dolarlık
internet bağlantısı gerçekleştirmesi halinde kısa sürede 1
milyon dolarlık pazar yaratabileceğini söylendi. Yerli
kullanıcı sayısıyla birlikte bu oranın toplam 2 milyon dolarlık
bir gelire ulaşabileceği belirtildi. “
Yukarıda,
haberlerden aklımda kalanları naklettim.
Bu arada
internetin ülkemize ilk geldiği yıllarda internet ulaşımının
bedava olduğunu göz önüne alırsak. “İnternete şu kadar girersem
şu kadar öderim, en iyisi daha az gireyim de çok yazmasın”
diyoruz şu anda değil mi? Dileyelim, kablosuz internet daha az
maliyet çıkarsın.
Ama şöyle bir
baktığımızda bunlar güzel şeyler. Düşünsenize, ileride bir gün
bilgisayarınızla ya da mobil cihazlarınızla, bir yandan
kahvenizi yudumlarken, diğer yandan canınız istediğinde
internete gireceksiniz. Gazete okuyacaksınız, ders notlarınıza
bakacaksınız, dostlarınıza bir posta göndereceksiniz, bir de
kameranız varsa uzak ülkelerdeki tanıdıklarınıza eşzamanlı
İstiklal Caddesi görüntüleri göndereceksiniz. Hayali bile güzel
geliyor.
wolkan98@hotmail.com
İstanbul
- 18.11.2003
http://gulizk.com
|